Öne Çıkanlar Mahmut Özer öğrenci sağlık personeli enflasyon Müze ve Ören Yerleri

Orta Vadeli Program (2025-2027)’ın Onaylanması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 8906)

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ekli “Orta Vadeli Program (2025-2027)”m onaylanmasına, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 16 ncı maddesi gereğince karar verilmiştir.

GİRİŞ

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından üç yıllık bir perspektifle her yıl müştereken hazırlanarak Cumhurbaşkanı Kararıyla uygulamaya konulan Orta Vadeli Program (OVP), makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri, toplam gelir ve gider tahminlerini, bütçe dengesi ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren ve merkezi yönetim bütçesi hazırlama sürecini başlatan temel politika belgesidir.

OVP’de küresel, bölgesel ve ulusal ekonomideki gelişmeler ışığında belirlenen makroekonomik hedefler ile ekonomik ve sosyal alanlarda izlenecek politikalar ortaya konularak kamu kesimi ve özel kesim için öngörülebilirliğin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

OVP (2025-2027), On İkinci Kalkınma Planı (2024-2028)’nın hedefleriyle uyumlu olarak makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmeyi, mali disiplini korumayı, orta vadede enflasyonu tek haneye düşürerek fiyat istikrarını sağlamayı, Ar-Ge ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmeyi, yeşil ve dijital ekonomiye geçiş odağında teknolojik dönüşümü sağlamayı, beşeri sermayeyi güçlendirmeyi, işgücü piyasasını daha da etkinleştirmeyi, iş ve yatırım ortamını iyileştirmeyi ve ekonomide kayıt dışılığı azaltmayı ön plana alan sürdürülebilir büyümeyi hedeflemektedir.

OVP (2025-2027)’nin amaç ve öncelikleri, Program dönemi boyunca kamu kurumlarının bütçelerinin hazırlanmasında, yasal ve idari düzenlemelerin gerçekleştirilmesinde, karar alma ve uygulama süreçlerinde belirleyici olacaktır.

Programın politika ve öncelikli reform alanlarına yönelik ilk yılında uygulanacak somut tedbirler ayrıntılı olarak 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında yer alacaktır.

GENEL DEĞERLENDİRME

Geçtiğimiz yıl Eylül ayında kamuoyu ile paylaşılan Orta Vadeli Program (2024-2026)’da üç yıllık perspektifle ekonomide izlenecek yol haritası ortaya konulmuş, geçmiş dönemden farklı olarak öncelikli reform alanlarına yönelik somut düzenlemeler takvime bağlanarak atılacak adımların ilgili kurumlarımızca süreç boyunca disiplinli bir şekilde yürütülmesi ve takibine imkân sağlanmıştır.

Bu çerçevede, enflasyonla mücadele ve finansal istikrar, kamu mali disiplini, etkin afet yönetimi, yeşil ve dijital dönüşüm odağında yüksek katma değerli yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ile iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik öncelikli reform alanlarında düzenlemelere ilişkin OVP (2024-2026)’da yedi ana başlık ve 41 kategoride 81 tedbir yer almıştır. 2024 yılının ilk yarısında tamamlanması öngörülen 36 yapısal tedbirden 24 tanesi hayata geçirilmiştir. 2024 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreğinde tamamlanması öngörülen tedbirler de yakından takip edilmektedir.

Mevcut durumda küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan pek çok olumsuz gelişmeye ve geçtiğimiz yıl yaşanan depremin devam eden ekonomik ve sosyal yüküne rağmen, OVP (2024-2026) kararlılıkla ve hedeflere uyumlu bir şekilde sürdürülmektedir. Büyüme, dış ticaret, cari işlemler dengesi, enflasyon, istihdam ve bütçe açığı gibi temel göstergelerdeki öngörü ve hedefler önemli oranda gerçekleşmiş olup mevcut tahminler büyük oranda geçerliliğini korumaktadır.

OVP (2024-2026)’de 2024 yılı için yüzde 4,0 olarak tahmin edilen milli gelir büyümesinin, makroekonomik politikalardaki sıkı duruşun etkisiyle yaşanan dengelenmeyle beraber yıl genelinde OVP tahmininin altında gerçekleşmesi beklenmektedir. İç talepteki bu yavaşlamanın etkisiyle ithalatın beklentilerin altında gerçekleşebileceği, böylelikle cari işlemler dengesinde OVP (2024- 2026) beklentilerine kıyasla belirgin bir iyileşme olacağı değerlendirilmektedir.

İktisadi faaliyet dengelenirken istihdam artışları OVP (2024-2026) hedeflerinin üzerinde gerçekleşmeye devam etmektedir. Kamu harcamalarında etkinliği ve verimliliği artırıcı uygulamaların etkisiyle bütçe açığının milli gelire oranının da öngörülen seviyelerin oldukça altında gerçekleşmesi beklenmektedir.

Program döneminde güçlü iç talep nedeniyle oluşan makroekonomik dengesizlikler giderilmiş, cari işlemler açığı daralmış, böylelikle azalan dış finansman ihtiyacıyla kalıcı rezerv birikimi sağlanmaya başlanmıştır. Merkez Bankası brüt rezervleri Ağustos 2023’ten itibaren 33 milyar dolar artarak 150 milyar doları aşmıştır. Bu dönemde Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasından kademeli çıkış sağlanarak KKM stoku 1 trilyon 749 milyar TL azalmış, TL mevduatın toplam mevduat içerisindeki payı yüzde 31,6’dan yüzde 53,6’ya yükselmiştir.

2024 yılı Haziran ayı itibarıyla dezenflasyon süreci başlamış, yıllık enflasyonda en yüksek seviye geride bırakılarak enflasyonda düşüş dönemine girilmiştir. OVP (2024-2026) döneminde alınan tedbirlerle ülke kredi risk primi (CDS) 100 baz puan düşmüş, ülke kredi notu artarak görünüm pozitif olarak kaydedilmiştir. Bu dönemde gri listeden çıkış süreci de tamamlanmıştır.

Programda belirtilen yapısal dönüşüm adımları hayata geçirilmeye başlanmış, sanayide teknolojik dönüşümü sağlayacak programlar devreye alınmış, uluslararası doğrudan yatırımların çekilmesi için gerekli iyileştirmelere devam edilmiştir.

Bugüne kadar hedeflerle uyumlu gerçekleşen Orta Vadeli Program, 2025-2027 yıllarını kapsayacak şekilde güncellenmiştir. Bütüncül bir yaklaşımla hazırlanan yeni Orta Vadeli Program, temel makroekonomik çerçeveyi güncel gelişmeler ışığında ortaya koyarak, yeni üç yıllık dönemde atılacak öncelikli yapısal adımları belirleyecektir.

I.DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDE GELİŞMELER

A. DÜNYA EKONOMİSİ

2023 yılında küresel ekonomi hedeflerin üzerinde seyreden enflasyon, sıkı finansal koşullar, büyüme endişeleri ve jeopolitik sorunların etkisinde kalırken uygulanan farklı makroekonomik politikalarla ülkeler düzeyinde iktisadi faaliyetin görünümünde ayrışmalar gözlenmiştir. Başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok gelişmiş ekonomide beklenenden daha uzun süre uygulanan yüksek politika faizi küresel durgunluk endişelerini gündeme getirmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin de önemli bir kısmı söz konusu sıkılaşma adımlarına eşlik etmiştir. Bu süreçte Rusya-Ukrayna savaşıyla zirveye çıkan emtia fiyatları, sıkılaşan finansal koşullar ve azalan talep ile yeniden tarihsel ortalamalarına yakınsamıştır. Tedarik sorunlarının azalmasıyla imalat sanayii ve turizm başta olmak üzere hizmet sektörlerinde toparlanma belirginleşmiştir.

2024 yılının ilk yarısında iktisadi faaliyet, gelişmiş ekonomiler içerisinde ABD’nin görece güçlü performansı, enerji fiyatlarındaki ivme kaybı ve Çin ekonomisinin kısmi toparlanmasının etkisiyle ılımlı seyretmiştir. Ancak, küresel ölçekte direncini koruyan enflasyona yönelik uygulanan sıkı para politikaları nedeniyle iktisadi faaliyette ülkeler arasındaki ayrışma devam etmiştir. Avro Bölgesinde imalat sanayii görünümünün yılın ilk yarısında yavaşlamaya işaret etmesi, Avrupa Merkez Bankasının uzun bir aradan sonra Haziran 2024 itibarıyla politika faizini indirmesine yol açmıştır. ABD Merkez Bankası ise faiz indirimleri konusunda daha temkinli bir duruş sergilemektedir. ABD ekonomisinde toparlanma devam ederken Avro Bölgesi hizmet faaliyetleri öncülüğünde görece pozitif bir görünüm kaydetmiştir. Diğer taraftan Çin ekonomisi, canlanan iç tüketim ve küresel talep sayesinde artan ihracatı bir miktar toparlansa da görece zayıf bir büyüme performansı sergilemektedir.

Finansal koşullardaki sıkı duruş devam etmesine rağmen, 2024 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla küresel iktisadi faaliyet halen ılımlı bir görünüm arz etmektedir. Gelişmiş ekonomilerde uzun süreye yayılan sıkı para politikaları iktisadi yavaşlamanın bu ülke grubunda daha fazla hissedilmesine yol açmaktadır. Söz konusu ülke grubunda imalat sanayii satın alma yöneticileri endeksinde yılın ikinci çeyreğinden itibaren hissedilir bir düşüş kaydedilmiştir. Hanehalkı tüketiminin ve yatırımların azalması gelişmiş ekonomilerde yavaşlamaya yol açmıştır.

Küresel düzeyde enflasyonla mücadelede belirli kazanımlar sağlanmakla birlikte fiyat artışlarındaki düşüş süreci beklenenden yavaş seyretmektedir. Son dönemde mal fiyatları artış hızındaki belirgin düşüşler manşet enflasyonun gerilemesine yardımcı olurken hizmet fiyatları artış hızı ortalama enflasyon eğiliminin üzerinde kalmaya devam etmektedir. Böylece kısa vadeli enflasyon beklentileri hedeflerin üzerinde seyretmektedir. Yüksek seviyelerinden gerilemesine rağmen ABD enflasyonunun politika yapıcılarının öngördüğü patikayla tam uyumlu seyretmemesi, faiz indirimlerini ötelemektedir. Manşet enflasyonun beklentilere daha uyumlu bir görünüm izlediği Avro Bölgesi ve diğer gelişmiş ekonomiler, parasal gevşeme döngüsü açısından ABD'nin önünde yer almaktadır. Birçok gelişmekte olan ülke merkez bankaları ise dışsal riskler nedeniyle, politika faiz oranlarını düşürme konusunda temkinli davranmaya devam etmektedir.

Küresel makroekonomik gelişmelere paralel olarak, 2023 yılında yüzde 3,3 oranında büyüyen dünya ekonomisinin Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre 2024 yılında yüzde 3,2 oranında büyümesi, 2025 yılında istikrarlı görünümünü koruyarak yüzde 3,3 oranında büyüme kaydetmesi beklenmektedir. 2023 yılında yüzde 1,7 oranında büyüyen gelişmiş ülke grubunun ise 2024 ve 2025 yıllarında sırasıyla yüzde 1,7 ve yüzde 1,8 oranlarında büyümesi beklenmektedir. Türkiye’nin önemli ticaret ortağı olan Avro Bölgesinin 2024 ve 2025 yıllarında sırasıyla yüzde 0,9 ve 1,5 oranında, Avrupa’nın lokomotif ekonomilerinden Almanya’nın ise yüzde 0,2 ve 1,3 oranında büyümesi öngörülmektedir. Birleşik Krallık’ın sırasıyla yüzde 0,7 ve 1,5 oranında büyümesi beklenirken Japonya’nın yüzde 0,7 ve 1,0 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir. ABD’nin ise 2024 yılında yüzde 2,6 oranında büyümesi öngörülmekteyken 2025 yılında yüzde 1,9 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.

2023 yılında yüzde 4,4 büyüyen gelişmekte olan ülkelerin 2024 ve 2025 yıllarında IMF tahminlerine göre yüzde 4,3 oranlarında büyümesi beklenmektedir. Gelişmekte olan ülkeler arasında öncü konumda olan Çin’in 2024 ve 2025 yıllarında sırasıyla yüzde 5,0 ve 4,5 oranında, Hindistan’ın ise yüzde 7,0 ve 6,5 oranında büyümesi öngörülmektedir. Çin ekonomisi son dönemlerde artan teşvikler, iyileşen tüketici güveni ve güçlü dış talepten olumlu etkilenmiş ve beklentilere yakın bir performans sergilemiştir. Ancak gayrimenkul sektörü gibi devam eden yapısal sorunlar ve olası ticaret gerilimleri Çin ekonomisinde baskı unsuru olmaktadır. Diğer taraftan, süregelen Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa’ya, Gazze’de yaşanan savaşın ise Orta Doğu’ya yayılma ihtimali küresel büyüme üzerinde ilave baskı oluşturmaktadır.

Önümüzdeki dönemde enflasyon oranlarının istenilen seviyelere yaklaşması ve verilerin iktisadi faaliyetteki yavaşlamaya daha güçlü bir şekilde işaret etmesi nedeniyle küresel finansal koşullarda ılımlı gevşeme olabileceği değerlendirilmektedir. Jeopolitik sorunlar, başlıca ülkelerde seçim dönemiyle ilişkili politik belirsizlikler, enerji ve gıda piyasalarındaki olası dalgalanmalar ile finansal sıkılaşmanın azaltılmasına yönelik kararların takvimi ve boyutu, ülkelerin büyüme performansları üzerinde etkili olmaya devam edecektir.

Orta Vadeli Program (2025-2027)’ın Onaylanması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 8906)'a https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/09/20240905M1-1.pdf linkinden ulaşabilirsiniz.

KİM NE DEDİ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025-2027 Orta Vadeli Program ile ilgili sosyal medya hesabından ''Orta Vadeli Program’ın ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bir yandan enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ederken, diğer yandan yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı ve büyümeyi önceleyen; tarımı, sanayiyi, yüksek teknolojiyi, turizmi ve birçok farklı sektörü güçlendirecek olan OVP’ye güvenimiz ve desteğimiz tamdır.

Hükümet olarak OVP kapsamında belirlediğimiz hedeflere ulaşmak, vatandaşımızın refahını artırırken sağlam temellere dayalı ekonomimizin gelecek nesillerimiz için de sürdürülebilirliğini temin etmek amacıyla durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz.'' dedi.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun sosyal medya hesabından Orta Vadeli Program’la (OVP) ilgili ''Vatandaşlarımızın refah seviyesini artırmak ve ekonomimizin sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla bir dizi önemli iktisadi hedefler içeren Orta Vadeli Program’ın hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hükümetimiz tarafından bilimsel ölçütler ışığında titizlikle hazırlanan OVP’nin, sağlam temeller üzerine kurulu ekonomimizi daha da güçlendirecek bir mihenk taşı olacağına ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimize ulaşmada önemli katkılar sunacağına gönülden inanıyorum.'' dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Orta vadeli programımızın ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Çok kısa bir şekilde, birkaç hususun altını çizmek istiyorum. Kısa vadede bizim temel önceliğimiz dezenflasyondur, fiyat istikrarıdır. Yani enflasyonun düşürülmesidir. Tabii fiyat istikrarı olmadan az önce de vurgulandı sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayamayız. Dolayısıyla aslında kalıcı refah artışı için sürdürülebilir yüksek büyüme için mutlaka ve mutlaka enflasyonu düşük tek haneli rakamlara indirip orada tutacak yani fiyat istikrarını sağlamamız lazım. O nedenle de önceliğimiz fiyat istikrarıdır. 

Türkiye'nin önü açık, dezenflasyonla birlikte Türkiye'de büyüme yükselecektir. Basit bir rakam vermek istiyorum. 1990'lı yıllara gidin, enflasyon hem yüksektir hem çok oynaktır. Yani inişli çıkışlıdır. Ve büyüme ortalama yüzde 3'ler civarındadır. 2000'li yıllara gelin, enflasyon tek haneye inmişti ve Türkiye'nin ortalama büyümesi yüzde 5,5'e yaklaşmıştır. Çok net bir şekilde enflasyonu düşük tek haneye indirmemiz yüksek büyüme için olmazsa olmaz bir ön koşuldur. Çünkü ancak düşük enflasyon ortamında finansmana erişim daha kolay ve ülke ekonomisi daha öngörülebilir, yatırım ortamı daha elverişlidir.

Peki 2025 yılında maliye politikasıyla para politikası arasındaki eşgüdüm hususu bir kere rakamlardan çok net bir şekilde şunu göreceksiniz. 2025 yılında negatif bir mali etki söz konusu. Yani bütçe açığını azaltıyoruz. Bütçe açığının azalması demek aslında dezenflasyona, enflasyonun düşürülmesine güçlü destek demek. Şimdi bu sene öngördüğümüz bütçe açığı ne? Yaklaşık yüzde 4,9 milli gelire oran olarak. Şimdi gelecek sene bunun 3,1'e düşecek olması demek muazzam bir negatif mali etki demek. Yani dezenflasyonu destekleyici demek. Diğer önemli bir husus yönetilen ve yönlendirilen fiyat artışları hedef enflasyonla uyumlu olacak denildi programda. Programın esaslarından bir tanesi de budur. Bu da dezenflasyonu destekleyicidir.

Diğer bir önemli husus gelirler politikası da 2025 yılında daha destekleyici olacak. Dolayısıyla burada maliye politikası dezenflasyona çok güçlü destek vereceğini ben buradan ifade etmek istiyorum. Uyum noktasında zaten hiçbir tereddüdün olmaması lazım. Eşgüdüm noktasında da böyle. Onun için bizim amacımız kısa vadede temel hedefimiz önce fiyat istikrarını sağlamak, sonra kalıcı refah artışını onunla birlikte sağlamak ve bunun daha adil dağılımı.

Biz doğrudan vergilerin payını arttırmak için yani vergide adaleti sağlamak için önemli adımlar attık, atıyoruz. Vergi sisteminde etkinliği sağlamak için önemli adımlar atıyoruz. Bakın, size birkaç tane örnek vermek istiyorum. Geçen sene kurumlar vergisini 5 puan arttırdık. Hatta banka ve finansal kuruluşların kurumlar vergisi oranını yüzde 30'a yükselttik. Bu ne demek? Bu aslında doğrudan vergilerin artırılması için bir çaba demek. Hemen sonuç doğurmuyor. Zamanla bu sonucu alıyorsunuz. Çünkü geçen sene yaptığınız uygulama ancak bir sonraki sene etkili oluyor. Bakın, bu sene çok uluslu şirketlere asgari yüzde 15 kurumlar vergisi getirdik. Bunun etkisini önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Yine yurtiçi yüzde 10 asgari kurumlar vergisi getirdik. Bunun etkilerini önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Neden? Çünkü teşvik sistemiyle alınan birtakım indirim imkanları var. Zamanla bu etkili olacak. Bakın, yap işlet devret modeli kapsamında, kamu özel işbirliği kapsamında yapılan projelerde biz kurumlar vergisi oranını yüzde 30'a çıkarttık. Bunlar sadece birkaç tane başlık. Yani doğrudan vergileri nasıl arttırdığımıza ilişkin vergide adaleti tesis etmek için vatandaşımıza ilave bir yük getirmeden vergi sistemini nasıl iyileştirdiğimize dair sadece birkaç tane örnek.

Yine yatırım fon ve ortaklıklarına vergi getirdik. Mevduata vergi getirdik. KKM kapsamındaki mevduata şirketler için vergi avantajını kaldırdık. Bireyler için, bireysel hesaplar için vergi getirdik. Aşağı yukarı borsa hariç bütün finansal enstrümanlara vergi uygulamasına başladık. Bunların tamamı 2024 yılında. Dolayısıyla vergide adaleti sağlamaya yönelik hiçbir dönemde olmadığı kadar son bir yıl içerisinde bir çaba var, bir hakikaten bunu tabii muhalefet işte yükü vatandaş çekiyor şeklinde kendi perspektifiyle, söyem içerisinde. Ama gerçekler bununla tutarlı değil. Gerçekler benim az önce somut bir şekilde ortaya koyduğum net bir resmi yansıtıyor. Önümüzdeki dönemde de tekrar söylüyorum, vergide adaleti sağlamaya yönelik yani özellikle bazı istisnaların gözden geçirilmesi, indirimli oranların gözden geçirilmesi hususunda çalışmalarımıza sürekli devam edeceğiz. Rantın vergilendirilmesi hususunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.'' dedi.

Anahtar Kelimeler:
Orta Vadeli ProgramOVP
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.