Öne Çıkanlar Sağlık Bakanlığı 23. Cüz Oku Sanayi Alanları Yükseköğretimdeki Okullaşma Oranı Malazgirt Zaferi

Yeni Kuyular Açmak İçin Çalışmalar Aralıksız Sürüyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Bir yıllık hasretin ardından tekrar Bitlis’teyiz, gönüllerimizi buluşturan Rabbime sonsuz hamdediyorum. Samimiyetinize, ahde vefanıza, bugüne kadar gösterdiğiniz teveccühe teşekkür ediyorum.

Bir kardeş öz kardeşine nasıl sahip çıkarsa sizler de bize öyle sahip çıktınız, bizi muhabbetle bağrınıza bastınız. Allah kardeşliğimizi daim estin. Rabbim dayanışmamızı kuvvetlendirsin.

Malazgirt Zaferimizin 953. Yıl Dönümünü anmak üzere bugün Bitlis’in inşallah, yarın da Muş’un misafiriyiz. Öncelikle Bitlis’e olan şükran borcumuzu ödemek istiyorum. 31 Mart seçimlerinde Bitlis bize verdiği söze sadık kalarak tercihini yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın hizmet siyasetinden yana kullandı. Durmak yok, yola devam diyen Bitlisli kardeşlerime teşekkür ediyorum.

Aşkınan koşan yorulmaz, düsturuyla gece-gündüz demeden Bitlis için çalışmaya, üretmeye, Bitlis halkına hizmet etmeye devam edeceğiz. İşte bugün hepsi birbirinden önemli kamu ve özel sektör yatırımlarını şehrimize kazandırmanın sevincini yaşıyoruz. Sağlık alanında, Adil Cevaz, Mutki, Ahlat ve Tatvan’da tamamlanan aile sağlık merkezleri ve 112 istasyonlarını, gençlik ve sporda Bitlis merkezde inşa ettiğimiz 1500 kişilik kapalı spor solunun, 5 bin kişilik stadyumu, kayak evi, kamp eğitim merkezi ve Şemsi Bitlisi Öğrenci Yurdunu, milli eğitimde şehrimizin merkez ve ilçelerinde yapımını tamamladığımız anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lojmanlarını bugün resmen açıyoruz.

Kültürde Anıtlar Müdürlüğümüze yapımı tamamlanan çevre ve meydan düzenlemelerini, Devlet Su İşlerimizin yaptığı taşkın koruma projelerini, Karayollarımızın bitirdiği köprü ve restorasyon işlerini Bitlis halkının istifadesine sunuyoruz. Farklı kamu kurumlarımıza ait hizmet binalarını, hükümet konuklarını da yine bu vesileyle resmi olarak hizmete açıyoruz, hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Bitlis Belediyemizin öncülüğünde Ahlat, Hizan, Yolalan Belediyelerimiz emanetlerini taşıdıkları vatandaşlarımıza hizmet etmeyi sürdürüyor. Toplam yatırım tutarı 210 milyon liraya ulaşan bu proje, eser ve hizmetleri de bugün sizlerin emrine veriyoruz.

TOKİ Başkanlığımız Tatvan’da Aydınlar Mahallemizde sosyal donatıları, altyapısı ve çevre düzenlemesiyle birlikte millet bahçesini tamamladı. TOKİ ayrıca Ahlat’ta 1 milyar 96 milyon liralık bir yatırımla 218 konut ile 2 ticaret merkezi inşaatlarını bitirdi.

Bitlis merkez tarihi şehir merkezi kentsel dönüşüm yenileme ve çevre düzenlemesi projesinde de sona geldik. Toplam 1 milyar 229 milyon liralık yatırım tutarı olan bu önemli projenin de açılışını gerçekleştiriyoruz. Şu çarpıcı rakama özellikle dikkatlerinizi çekmek isterim, şehrimize sadece çevre ve şehircilik alanında son 22 yılda yaptığımız yatırımların güncel değeri 26 milyar liraya ulaşmıştır. Bitlis’e hükümetlerimiz döneminde yapılan yatırımların toplamı ise 76 milyar lirayı aşmıştır.

Eğitimden sağlığa, tarımdan ulaştırma, sosyal yardımlardan enerjiye her alanda şehrimizin çehresini değiştirecek eserlere imza attık. Bitlis’te şu an 1 milyar 766 milyon liralık çevre ve şehircilik yatırımımız devam etmektedir. İnşallah bunları da tamamladıkça sizlerin emrine vereceğiz.

Bitlis’in özel sektör yatırımlarında da adeta şaha kalktığını görüyoruz. Geçen sene binlerce kardeşimize ekmek kapısı olma yanında şehrimizin ekonomisini güçlendirecek pek çok fabrikanın açılışını yapmıştık. Bugün de açılış zincirimize yeni halkalar ekliyoruz. Kiler Holding tarafından 200 dönüm araziye inşa edilen 3 etaptan oluşan pamuk ipliği ve tekstil fabrikasının ilk etabının açılışını yapıyoruz. Halihazırda 217 kardeşimizin çalıştığı fabrikamızın kalan etapları da bittiğinde günlük 65 ton pamuk girdisiyle 50 ton iplik üretebilecek. Proje maliyeti 2 milyon 640 milyon lira olan fabrikamızın şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Kiler Holding’i bu önemli yatırımı için tebrik ediyorum.

Biliyorsunuz geçen yıl Eren Holding’in iplik üretim tesisinin ilk etabını devreye almıştık. Toplam 3 milyar 525 milyon liralık bu kritik projenin bugün ikinci etabını hizmete veriyoruz. İnşallah yılsonuna doğru da tesisimizin üçüncü etabı devreye girecektir. Böylece Bitlis ülkemizin önemli tekstil üretim merkezlerinden biri olacaktır. Bu tesisimizin de şehrimize hayırlı olmasını diliyorum.

Savunma sanayi, son 22 yılda destan yazdığımız alanların en başında geliyor. Yüzde 80 oranında yurt dışına bağımlı olan ülkemizi kendi uçağını, kendi gemisini, kendi silah ve mühimmatını üretir hale getirdik.

Dün Aksaz Tersane Komutanlığımızda TCG Piri Reis Denizaltımızı donanmamızın saflarına kattık. Bugün de Bitlis’te toplam 1 milyar 525 milyon lira yatırım bedeliyle hayata geçirilecek patlayıcı madde üretim tesisinin temelini atıyoruz. 220 bin metrekarelik alanda inşasına başlanan Nitrovan Patlayıcı Maddeler Fabrikamız tamamlandığında yaklaşık bin kişilik istihdam oluşturacak, güvenlik kuvvetlerimizin ihtiyaç duyduğu mermilerin bir kısmı inşallah burada üretilecektir. Bu savunma sanayi yatırımımızın da şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Kardeşlerim; günden güne bir gerçeği daha net görebiliyoruz, terörün karanlık gölgesi Doğu ve Güneydoğu illerimizden çekildikçe şehirlerimizin yıllardır atıl kalan potansiyeli de ortaya çıkmaktadır. Turizm ve yatırımlar başta olmak üzere bölge illerimiz çok farklı bir ivme yakaladı. Korkunun yerini huzur, endişenin yerini güven aldı. Geri kalmışlık artık bölgemizin makus talihi olmaktan çıktı, çıkıyor. Bölgemiz genelinde huzur ortamı güçlendikçe hamdolsun yatırımlar çok daha hızlı şekilde ilerliyor.

Düşünün,  daha düne kadar terör yuvası olan Gabar Dağı’nda bugün ülkemizin en büyük petrol rezervlerinden birini çıkarıyoruz. Türkiye’nin 110 bin varile yaklaşan günlük petrol üretiminin yarısını Gabar’daki keşfimizden elde ediyoruz. Farklı illerimizde yeni kuyular açmak için çalışmalarımız aralıksız sürüyor.

Şunu açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki, bu başarıların hiçbiri tesadüfi değildir, tüm bunları Bitlis’in ve teröre karşı dik duran vatandaşlarımızın desteğiyle başardık. Siz bize sahip çıktınız, hükümetimize sahip çıktınız, size hizmet edenlere, sizin için ter dökenlere, mücadelede edenlere sahip çıktınız, biz de Bitlis’le birlikte tüm Türkiye’yi kardeşliğimizi bugünlere taşıdık.

Şunu bugün bir kez daha açık açık söylemek istiyorum; eski Türkiye artık tamamen geride kalmıştır. İnsanımızı kökeninden, inancından, dilinden dolayı ötekileştirildiği günler artık geride kalmıştır. Terör sopasıyla siyasetin dizayn edildiği, toplumun hizaya sokulduğu, ülkemize istikamet çizildiği günler geride kalmıştır. Yasakların, baskıların, yokluk ve yoksullukların olduğu o eski günler artık bir daha gelmemek üzere tamamen geride kalmıştır. Zorlu mücadeleler neticesinde çok ağır bedeller ödeyerek elde ettiğimiz kazanımlarımızı kimsenin elimizden almasına müsaade etmeyiz.

Belini kırdığımız, nefesini kestiğimiz, sınırlarımız içinde artık kıpırdayamaz hale getirdiğimiz terör tehdidinin tekrar hortlatılmasına izin vermeyiz. Hukuk ve demokrasi içinde, anayasal zeminde şehirlerimize hizmet için çalışanlarla herhangi bir sorunumuz yoktur ve olamaz. Ama eski günleri özleyenlere, çatışmayı, terörü, gerilimi, şiddeti, baskıyı özleyenlere, bizi eski karanlık günlere tekrar çekmek isteyenlere ise asla eyvallah etmeyiz. Kökü dışarıda olan yularını Türkiye düşmanlarının tuttuğu provokatörlerin oyunlarına asla gelmeyeceğiz. Her zaman söylediğim gibi, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Farklılıklarımızı zenginlik kaynağı göreceğiz, ortak bir vatanda, tek bir bayrağın altında tek bir millet olarak ortak bir geleceğe yürüyeceğiz.

Tek bir derdimiz var, o da sizlere ve 85 milyona hizmet etmektir. Biz millete ve ülkeye eser kazandırmanın derdindeyiz, muhalefetin neyin peşinde koştuğunu sizler de görüyorsunuz. Yıllarca çevre üzerinden bize ders vermeye kalktılar, şimdi İstanbul’un en nadide çevre hazinesini para babalarına peşkeş çekiyorlar. Sabah-akşam güya liyakat üzerinden ahlak tüccarlığı yapıyorlardı, göreve geldikleri belediyeleri 3 ayda hısım akraba çiftliğine çevirdiler. Meydanlara söz verdikleri halde binlerce belediye işçisini gelir gelmez kapı dışarı ettiler. Halkçılık maskesinin arkasından Avrupa başkentlerinde halkın paralarıyla keyif çatan, gösteriş müptelası bir elitizm çıktı. Kendi siyasi ikballeri, kendi gelecekleri, kendi şahsi menfaatleri dışında hiçbir gündemleri yok.

Yetkiyi milletten aldıkları halde hizmeti hapisteki teröristlere veriyorlar, bakınız buna geçen hafta yüce Meclis’in çatısı altında bir kez daha şahit olduk. Gazi Meclis’in adabına yakışmayacak şekilde provokatörlük yapan bir marjinale kimlerin kol kanat geldiğini hep birlikte takip ettik. Milletin Meclis’inde, milletin kürsüsünde millete hakaret eden, milli iradeye hakaret eden, dilinden kin ve nefret akan bu provokatörü ellerinden gelse demokrasi avaresi ilan edeceklerdi. Muhalefetin koro halinde böyle bir şahsın arkasına ip gibi dizilmesi açık söylüyorum teslimiyet işaretidir. Milletle ve milletin değerleriyle kavgalı bir avuç marjinal ana muhalefeti ve diğer muhalefet partilerini esir almış, parmağında oynatmaktadır. Halktan, sokaktan, milletin gündeminden tamamen kopmuş durumdalar, milletimiz de bunların ne olduğunu, hangi niyetle siyaset yaptıklarını, neyin peşinde koştuklarını çok iyi görmektedir. Ana muhalefetten ve yol arkadaşlarından ülkeye ve millete hayır gelmesi, fayda gelmesi mümkün değildir. Türkiye’yi sıkıntılarından kurtaracak olan da, yeni hedeflere koşturacak olan da yine biziz, AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır. Bitlis halkından ve tüm milletimizden bize güvenmeye devam etmelerini bekliyorum.

Son 22 yılda nice zorluğun üstesinden nasıl geldiysek, nice olmaz denilen, yapılmaz denilen, hayal denilen şeyi başardık, inşallah Türkiye yüzyılını da hep birlikte inşa edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.

Bu düşüncelerle bir kez daha açılışını yaptığımız eser, hizmet ve tesislerin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserleri şehrimize kazandıran herkesi tekrar tebrik ediyorum.

Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.'' dedi.

953. Yıl Dönümü Kutlama Programı

Malazgirt Zaferi’nin 953. Yıl Dönümü Kutlama Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Dün Bitlis ve Ahlat’taydık, ilk otağın kurulduğu, ilk okun atıldığı Ahlat’ta gençlerimizle kucaklaştık. Akşam Cumhurbaşkanlığı Ahlat Külliyesi’nde tarihi Kabine Toplantımızı gerçekleştirdik. Başkanlığımızda 21 yıl sonra Ankara dışında yapılan bu ilk Kabine Toplantısı önemli mesajlar ihtiva ediyordu. Ardından bölge valilerimiz ve belediye başkanlarımızla bir araya geldik. Şimdi de Malazgirt’teyiz, tarihimizi, talihimizi, istikametimizi ve ebedi ikametimizi belirleyen Malazgirt Zaferi’nin Yıl Dönümünde sizlerle beraberiz.

Anadolu’nun kapılarının bir daha kapanmamak üzere ardına açıldığı bu topraklarda Malazgirt Zaferi’nin 953. Sene-i Devriyesine ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Bugün 85 milyon olarak hep beraber şanlı zaferin yıl dönümünü gururla, minnetle tam 953 yıldır değişmeyen heyecanla kutluyoruz.

“Bir Cuma sabahı semaya karşı,

Malazgirt’te 54 bin er bestelediler en güzel marşı,

Allahu Ekber, Allahu Ekber.”

Evet, bu mısralara ilham veren o günkü imanla, o günkü cesaretle, o günkü adanmışlıkla bugün yine Malazgirt’teyiz. Bizleri bu günlere kavuşturan, milletimize bugünleri gösteren Rabbime sonsuz hamdüsenalar ediyorum. Sözlerimin başında Sultan Alparslan’ı ve onun şerefli yiğit askerlerini rahmetle yâd ediyorum, ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun diyorum.

İlk fetih hareketlerinden bugüne kadar ezan susmasın, bayrak inmesin, ocak sönmesin diye, milletimiz huzur içinde anlı ak yaşasın diye, üzerimize yabancı gölgeler düşmesin, istiklalimize halel gelmesin diye şehit olan, gazi olan tüm kahramanlarımızı şükranla anıyorum.

Malazgirt Zaferi, milletimizin binlerce yıllık birlik ve dirlik şuurunun zulme ve zalime karşı duruşunun destanlarından biridir. Malazgirt, vahdetin ve zulme karşı kenetlenmenin zaferidir.

Bakınız, bundan tam 953 yıl önce Sultan Alparslan atının üzerindeyken askerine şöyle seslenmişti: Gençler, Sultan Alparslan ne demişti? Eğer şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. Ben nefesimi Allah’a adadım, benim için şahadet de, muzaffer olmak da bir saadettir. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir. Evet, o büyük Sultan 953 sene önce Malazgirt Zaferi’yle istikbalin bizim olacağını müjdelemişti. Rabbim Sultan Alparslan’a ve ordusuna kendilerinden 4 kat daha fazla düşmana karşı 26 Ağustos 1071 tarihinde muhteşem bir zafer nasip etti.

Zaferden sonra, sadece dört sene sonra İznik’te bu topraklardaki ilk devletimiz olan Anadolu Selçuklu Devletimizi kurduk, yaklaşık bin yıldır da Anadolu’yu vatan eylemeye, vatanımız olarak tutmaya devam ediyoruz. Üzerinden geçen 953 yıla rağmen Malazgirt ruhu Türkiye’yle birlikte, Türk ve İslam dünyasında bir iman çağlayanı olarak gürül gürül akıyor. Allah’ın izniyle üste mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer yarılmadıkça, kıyamete kadar bu ruh gönüllerimizi kuşatmaya devam edecek. Bu milletin her bir ferdi Malazgirt Meydanı’nda bulunan gazilerle, şehitlerle, aynı inancı, aynı aşkı, aynı ideali, aynı hassasiyeti taşımayı sürdürecek. Rabbim bizleri kahraman şehitlerimizin yolundan ayırmasın diyorum.

Malazgirt bir zaferden öte yurt doğuran, medeniyet doğuran bir inşa ve ihya hareketinin de başlangıcıdır. Çünkü bu toprağı, taşı, coğrafyayı vatan yapmak için ruh gerekir, kültür gerekir, bilinç gerekir, inanç gerekir, tüm bunlarla birlikte o topraklarının hamurunu kanla karmak, imanla yoğurmak, terle sulamak gerekir. Millet olarak Malazgirt sonrasında Anadolu’yu işte böyle vatan yaptık. Bu toprakları aşkla, sevgiyle, ilim ve hikmetle ilmek ilmek dokuduk. Fethettiğimiz her yeri camilerle, kütüphanelerle, medreselerle donattık. Anadolu’nun ezeli ve ebedi Türk yurdu olduğunu tüm cihana ilan ettik. İstanbul’un fethine giden sürecin en kritik adımı Malazgirt’le atılmıştır. Malazgirt zaferi ayrıca Kudüs’ün fethinin önünü açan stratejik bir dönüm noktası olmuştur. Burada şunun özellikle vurgulanması gerekiyor: Malazgirt Türklerle birlikte tüm Müslümanların zaferidir. Alparslan’ın ordusunda Kürtler, Araplar ve İslam’la müşerref olan diğer kavimlerden Müslümanlar düşmana karşı omuz omuza savaş, mübarek kanları işte bu topraklarda birbirine karışmıştır. Sultan Alparslan’ın sancağı altında kurulan güçlü ittifak 953 yıldır kutladığımız şanlı zaferi bizlere armağan etmiştir.

Sultan Alparslan’ın bize bıraktığı mirası sadece Anadolu’nun fethinden ibaret görmek, onu hakkıyla anlamamak mümkün. O büyük hakan Anadolu’yla birlikte bize aynı zamanda kutlu bir dava emanet etmiştir. Davamız güneşin doğup battığı her yere ilahi Kelimetullahı götürmek davasıdır. Davamız mazluma umut olmak, kanayan yaralara merhem olmak, nesillere ve çağlara ışık olmaktır. Davamız Hakk ile batılın kıyamete kadar sürecek kavgasında her zaman Hakk’ın yanında durmaktır. Davamız toprağı vatan, vatanı aziz kılmaktır. Bakınız zaman değişir, asırlar değişir, ama ruh değişmez. Nesiller değişse de kan aynı kandır, karakter aynı karakterdir. Malazgirt’te beyaz kefenini giyerek, Allah’ım İslam’ın sancaklarını yükselt ve hayatlarını sana kulluk için esirgemeye mücahitlerini yalnız bırakma niyazıyla düşmana atılanların ruhu, şuuru ve karakteri bugün de ayaktadır.

Ne diyor şair;

“Milletimin her bir ferdi Alparslan’ın neferidir

Bin yıllık yürüyüşümüz Kızılelma seferidir

Arzı titretir imanımız, şahit olsun ezanımız

Devletimiz, vatanımız Malazgirt’in eseridir”

Evet, bizim de yürüyüşümüz Türkiye yüzyılınadır. Malazgirt Zaferi’nin rehberliğinde, aydınlığında inşallah bu yolu yürüyeceğiz. Yürümeye var mıyız, hazır mıyız? Sultan Alparslan’ın emanetlerine layıkıyla sahip çıkacağız. Malazgirt ruhunu yaşatacak, ömrümüzün son nefesine kadar taşıyacak, bayrağı bizden devralacak yeni nesillere bir emanet gibi şanla, şerefle teslim edeceğiz. Bunu yaparken şu gerçeği hiçbir zaman unutmayacağız: Tarihi öğrenmeyenler, onu tekrar yaşamak mecburiyetinde kalıyorlar. Tarih ezberlenmek için değil, ders ve öğüt alınıp medeniyet dünyamızın üzerine yeni tuğlalar eklemek, yeni zaferlere başlamak için vardır. Malazgirt’i sadece şanlı tarihimize ait altın bir halka olarak değil, 2071 Türkiye’sine giden yolda yolumuzu aydınlatan bir fener olarak da görmemiz gerekiyor. Malazgirt’e sahip çıkmak ise coşkulu programlarla birlikte Türkiye’yi kökleriyle, tarihiyle, değerleriyle, en önemlisi de istikbaliyle buluşturmak suretiyle olur. Hamdolsun, bu yönüyle de Malazgirt’i idrak ve ihya ediyoruz. Dün Ahlat’ta bunun işaretlerini gördüm, şu an Malazgirt Meydanı’nda bunun müjdesini görüyorum. Geçen yıla göre bugün Malazgirt bir başka. İlhamını Malazgirt’ten alan, Sultan Alparslan’ı örnek alan TEKNOFEST gençliği bin yılın mirasçısı olarak Allah’a hamdolsun umutlarımızı yeşertiyor. İnşallah bu iklimi genç yüreklerde ve zihinlerde kökleşen bu tarih şuurunu daha da güçlendireceğiz. Burada şunu özellikle vurgulamak isterim: Malazgirt Zaferi inancın ve imanın yanı sıra, birliğin ve beraberliğin meyvesidir. Milletçe zorlukların üstesinden ancak bir olursak geliriz. Vatanımıza yönelik saldırıları ancak beraber olursak püskürtürüz Küfrün karanlığını, özellikle ancak tek yürek olursak parçalarız. Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi demeden 85 milyon olarak şu nazlı hilalin gölgesinde buluşacağız. 1071’den 2071’in Türkiye’sine uzanan ufuk çizgisindeki hedefleri bir olarak, iri olarak, kardeşlik hukukumuzu bozmak isteyenlerle özellikle yapacağımız mücadeleyle bunu gerçekleştireceğiz. Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara, aramıza nifak tohumları ekmeye çalışan fitne odaklarına geçit vermedik, vermeyeceğiz.

Rabbim muhabbetimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum.

Malazgirt Zaferi’nin 953. Yıl Dönümünde bu toprakları vatan yapan atalarımızı rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

“Şimdi Yahya Kemal’le sizlere sesleniyorum;

Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yarabbi

Senin uğrunda ölen ordu budur Yarabbi

Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın

Galip et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın”

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyor, coşkunuz için teşekkür ediyorum.

Sağ olun, var olun. Allah’a emanet olun.'' dedi.

Anahtar Kelimeler:
Malazgirt ZaferiAhlat
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.