Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, ''kamuoyunda EYT ve emekli maaşlarının bozduğu konusunda yanlış bir algı var. Aslında doğrusu kayıt dışı istihdam ve prim gelirlerinin tahsil edilememesidir. Dolayısıyla sosyal güvenlik sistemimizden kayıt dışı istihdamı ortadan kaldırırsak veya asgariye indirirsek prim alacaklarımızı tahsil edersek aslında sosyal güvenlik kurumumuzun bu kamuoyunda algı oluşturmaya çalışan kötüdür, batmıştır, yok olmuştur gibi algıları da değiştirmiş olacağız.
Sendikal örgütlülük hem gelir dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldırıyor, Hem sosyal güvenlik sistemimizin prim gelirlerini arttırıyor, hem de iş kazalarındaki ölüm oranlarını asgariye indiriyor. Dolayısıyla biz, sosyal güvenlik sistemimizi gerçekten ayağa kaldırmak istiyorsak, kayıt dışı istihdamı yüzde 30’lardan makul bir noktaya çekmemiz, prim gelirlerimizin tahsilatını en yüksek noktaya taşımamız gerekiyor.
Biz HAK-İŞ olarak belirttiğimiz çözümleri bu soruna köklü bir çözüm olarak görüyoruz ve sosyal güvenlik sistemimizin sadece bugün konjonktürel olarak önümüze gelen, 2024 yılında emekli olan bir işçinin 2025 yılında emekli olduğunda yüzde 35’e varan gelir kaybını tartışmaktan öteye büyük bir reformun gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz.
Sistem, 2008 yılında reform gerçekleştirilirken enflasyonun çok yükseleceği veya çok düşeceği dikkate alınmadan o günkü konjöktüre göre kurgulanmış. Bu hesaplama bugün gelip duvara toslattı bizi. Şimdi insanlar bir tercih yapmak zorunda. 2025 yılında emeklilik hakkını elde edecek olan için büyük bir sıkıntı var. Bu sene emekli olamıyor. Emeklilik hakkı gelmemiş, 2025 yılında emekli olduğu zaman da bu sene emekli olana göre yüzde 35 gelir kaybına uğruyor. Bu haksızlık, bu adaletsizlik çünkü daha fazla prim ödüyor. Ama daha az maaş alıyor veya 2024 yılında emekli olan bir arkadaşımız emekliliğini ertelerse, ertelediği zaman da yüzde 35 bir kayıpla karşı karşıya, o zaman kırk katır mı, kırk satır mı diye bir soru akla geliyor.'' dedi.
Ülkemizde sosyal sigorta sisteminin gelişimi
● Askeri tekaüt sandığı kuruluşu (1866)
● Sivil memurlar için tekaüt sandıkları
● Kamu işçileri için emeklilik sandıkları
● Tüm işçiler için İşçi Sigortaları Kurumu (1945)
● Esnaf ve bağımsız çalışanlar (1971)
● Çiftçiler ve tarım işçileri (1977-1983)
Emekli aylığından yararlanma şartları
● Belirli bir yaşın tamamlanması
● Belirli prim gününün, fiili hizmetin tamamlanması
● Belirli bir sigortalılık süresinin tamamlanması
● Emekliliği kolaylaştırılan (engelli, FHZ, erken yaşlanma) kişiler için bu şartlar kaldırılmakta veya düşürülmektedir
Emekliliğin finansman yöntemleri
● Dağıtım (pay-as-you-go)
● Fonlama (kapitalizasyon) Türkiye, devlet katkılı dağıtım modelini uyguluyor
Emekli aylıklarının hesaplanması
● ILO sözleşmelerinde üç farklı model öngörülmekte
● Ülkemiz, sigortalının geçmiş kazançlarını esas alan modeli kullanıyor
● Bugün emekli olan kişiler için üç farklı döneme göre kısmi aylıklar hesaplanıp, birleştiriliyor:
* 2000 öncesi için gösterge sistemi
* 2000-2008/Eylül arası için güncelleme katsayısı (TÜFE + GH) sistemi
* 2008/Ekim sonrası için güncelleme katsayısı (TÜFE + GH’nin %30’u)
Bugün emekli aylığı hesaplanırken:
● Önce 2000 yılı öncesi hizmetler ortalama kazanç, aylık bağlama oranı, prim günü, katsayı ve sigortalının yaşı dikkate alınarak kısmi (A1) aylığı hesaplanır
● Sonra 2000-2008/Eylül dönemi, ortalama yıllık kazanç ile aylık bağlama oranı çarpılarak kısmi (A2) aylığı hesaplanır
● Son olarak 2008/Ekim (dahil) sonrası dönem için ortalama aylık kazanç ile aylık bağlama oranı çarpılarak kısmi (B) aylığı hesaplanır.
● Bu kısmi aylıklar başvuru tarihine güncellenerek birleştirilir ve sigortalıya bağlanacak güncel aylık bulunur
9.000 gün primi olan işçi için ABO
● 2000 yılı öncesinde yüzde 76 iken,
● 2000 yılı itibariyle yüzde 65’e düşürülmüş (4447),
● 2008/Ekim itibariyle ise yüzde 50’ye, gelişme hızının aylıklara etkisi yüzde 100’den yüzde 30’a düşürülmüştür (5510).
Emeklilik sistemimizin temel sorunları
● Prim günü/kazanç ile bağlanan aylıklar arasındaki bağın zayıflığı
● Prim günü arttığı halde bazı durumlarda aylığın düşmesi
● En düşük aylığın artırılması ile yüksek prim günü/kazanç sahiplerinin mağdur edilmesi (3.600 günle ve 9.000 günle emekli olan iki kişi 12.500 TL alıyor).
● Seyyanen veya ek/geçici maddelerle yapılan zamların güncelleme katsayısına dahil edilmemesi (2024-2025 sorununa etkisi var)
● Statüler arası (4/a - 4/b) geçişlerle emekli aylığı miktarı ve emeklilik şartlarında radikal değişiklik
Rapora https://hakis.org.tr/uploads/haberler/5227/haber_5227_dosya_2.pdf linkinden ulaşabilirsiniz.