Son günlerde ülkemizde, amiyane tabirle, alan kapma adına, bazı kişiler küfür, hakaret, şiddet kullanarak bir cenahta meşhur olup, istikbalde de ikbal temini için adeta yarışıyorlar.
Bunların amaçları, önceden sansasyonel eylemler yaparak, devlette teamüllerin dışına çıkarak meşhur olmak, kendi taraflarında vakti gelince bunu makama, ranta tahvil etmektir.
Aslında bu olaylar 1980 öncesinin ritüelleriydi. Bir dernek, sendika, parti vb. yerlere yönetici olabilmek için, geçmişte bir eylem yapılması, sabıkası olması gerekiyordu. Tıpkı bölücülere destek veren partinin şu anki uygulamaları gibi.
Şimdilerde ana muhalefet partisinin biraz öne geçmesi, hükümetin tüm dikkatini enflasyon ve teröre vermesi, hukukun da geç tecelli etmesi bu tür olayları artırmaya başladı.
Durduk yere toplu taşımalarda kapalı kadınlara hakaretler, fiziki temaslar yapılmaktadır.
Devletteki teamüllerin dışına çıkılmakta, kurum ve kuruluşlarda her gün skandal eylemler yaşanmaktadır.
15 Temmuz hain darbesi de sözde devletimizin kurucu lideri Atatürk ve devrimleri bahane edilerek yapılmamış mıydı?. Son yeminde de, milletimizin pırıl pırıl vatansever genç evlatları benzerlerine alet olmuşlardır. Olayın onay makamında bulunanlar muhtemelen kahraman muamelesi görecek ve milletvekili olacaklardır. Yani kendi ikballeri için milletimizin göz bebeği Kuruma bile nifak sokulmaya çalışılmıştır.
Yine durduk yere bir kadın sokak röportajında, ülkemizin seçilmiş cumhurbaşkanına, onu seçenlere ağza alınmayacak küfürler, hakaretler sarf etti, bundan dolayı mahkemeden ceza aldı, ama ana muhalefet tarafından ödüllendirildi.
Muhalefet lideri, ülkemizin cumhurbaşkanına hakaret eden ceza almış bir kadını, kahraman gibi protokolde yanına oturttu, yani siz böyle eylem yapın, ben arkanızdayım mesajı verdi.
Yine metroda simit satan bir Suriyeli çocuğu birisi darp etti. Ona da bir başka muhalefet partisi sahip çıktı. Ona da kahraman muamelesi yapıldı.
Her gün benzer olaylar kurum ve kuruluşlarda., toplu yaşanan yerlerde yaşanmaya, şimdiden alan kapma-meşhur olma yarışı hızla devam etmektedir.
Maksat devletteki işleyişi bozmak, ülkeyi kaosa sürüklemek, yıldırmak, sonunda kendilerinin yapacağını iddia ederek iktidar amaçlanmaktadır. Silah olarak da sosyal medya ve sokak hareketleri kullanılmaktadır.
Daha önce çok ağırbaşlı tanıdığım meslektaşlarım, seçimlere kısa bir süre kala -öne geçmek için- birden tavır değiştirdiler. Verilen görevlere itirazlar, karşı gelmeler, kavgalara karıştılar.
- Arkadaşlar siz böyle değildiniz, size birden bire ne oldu?
- Okuldaki kavgalardan dolayı bize ceza verilecek, bizimkiler gelince ceza iptal olacak, ama bu ceza bize ödül yerine geçecek..
- Ya tersi olursa.?
Seçim oldu, güvendikleri dağlara karlar yağdı. Elerindekinden de oldular.
Şimdi aynı maksatla, benzer davranışlar sergileniyor. Erkenden alan kapmaya çalışıyorlar. Ama yine ters tepecektir.
Çünkü tarih tekerrürden ibarettir. Millet böyle aykırılara ve onlara destek verenlere asla pirim vermez.
Şemsettin CERAN
Eğitimci/Araştırmacı-YAZAR/ŞAİR