Öne Çıkanlar deprem pandemi KPSS emekli istihdam

Bakan Yanık'dan Cinsel İstismar ve Erken Yaşta Evlilik Açıklaması

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ''Çok açık ve net şekilde söylüyorum. Kadına şiddet ve çocuk istismarı çocuğa yönelik ihmal ve istismar vakaları siyaset konusu değildir. Üzerinden siyaset üretilecek, siyaset tartışmaları yapılacak konular değildir. Bunlar son derece insani maalesef her zeminde ve her toplumda karşılaşılabilecek meseleler. O zaman yapmamız gereken bunu ortak bir mesele kabul edip bununla birlikte nasıl mücadele ederiz? Buna bakmamız lazım. Yapılan araştırmalar, bizim tecrübelerimiz bize şunu söylüyor; istismar ve şiddet vakalarında bir sosyal sınıfı, kültürel sınıfı, bir ekonomik sınıfı ayırıp burada şiddet ya da istismar olmaz diyemiyorsunuz. Her yerde ve her zeminde olabilir. O yüzden çok daha dikkate alınması gerekiyor. Bunun üzerinden siyasi salvo yapılmaması gereken bir durumdan bahsediyoruz. Siyasi partilerin kendi bakış açıları çerçevesinde tartışmalar yapabilir, bu konu ayrı bir şeydir.

İnsan söz konusu olduğunda insana ilişkin temel hak ve özgürlüklerin korunması söz konusu olduğunda bunu bir siyaset malzemesi haline dönüştürdüğünüzde meselenin esasının konuşamıyorsunuz. Ben bu işin sivil toplum çalışmaları içerisinden gelen biriyim. Dolayısıyla meselenin siyasi kimliklerinin dışında bir mesele olduğunu bilen biriyim. Siyaset yapalım, birbirimizle tartışalım ama çocuklar üzerinden bu olmaz. Bir çocuğun istismarı üzerinden bu olmaz. Bunun üzerinden elde edilecek siyasi kazanç, kazanç değildir. Bu topluma verilebilecek en büyük zararlardan bir tanesidir. Biz bunun altını çiziyoruz. Yoksa eleştiriler yapılabilir. Siyasi partiler de zaten bunun için var. Ama çocuk istismarı o alan değil. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.

Diyelim ki bir mağdur, burada tabi reşit olması yaşını geçen birinden bahsediyoruz, bunun altını çizmek gerekiyor. Ancak 18 yaş altı olduğunu varsayalım hukuken çocuk olarak kabul edilir. Burada basına yansıyan kısmından bahsedeyim. Halihazırda bir dava konusu ve hassas bir konu. Burada takdir edilecek ki mahrem sayılabilecek bilgileri paylaşmak uygun olmaz. Basına yansıyan haberler içerisinde farklı bir takım yaşlar var. 6 yaş var, 7-8 yaş var. 13'te nişanlanıp 14'te evlendiğine dair yaşlar var. Ortada bir çocuğun istismarı var. 16 yaşında hakim kararıyla olağanüstü şartlarda, 17 yaşında ebeveyn rızasıyla, 18 yaşında reşit olduğu için kendi rızasıyla evlenir. 16 yaşın altında hukukun kabul ettiği evlilik söz konusu olmaz. 15 yaşın altı çocuğun istismarıdır. Buradaki mesele, evlilik başlığı altında konuşuluyor. Hukuken bir evlilik birliği kurulamadığı çok açık. Daha sonra taraflar boşanmışlar. Bizi ilgilendiren tarafı burada çok erken yaşta cinsel istismarın vuku bulup bulmadığı.

Erken yaşta ve zorla evlilikler bir defa şunu ifade etmek istiyorum. Erken yaşta ve zorla evlilik dediğimiz konu 16 yaşın altındakilerden bahsetmek istiyoruz. 16 yaş evlenme yaşı. Bunun altı zorlanarak yapılan evliliklerden bahsediyoruz. Mücadelemiz aralıksız devam ediyor. Burada şunu da ifade etmem gerekiyor. Erken yaşta zorla evliliklerle niye hassasiyetle uğraşıyoruz. Erken yaşta zorla evlilik tek başına kalmıyor. Fiziksel, cinsel, duygusal şiddeti getiriyor. Erken yaşta evlendirilmiş bireyin beraberinde yoğun şiddet örüntüsüne girmesi söz konusu.

Yaptığımız çalışmalar şükürler olsun ki sonuç veriyor. Erken yaşla evlilik mücadelesinde 18 yaş altı 16-17 yaş grubundaki evlilik oranları 7,3'tü yanılmıyorsam 2000'lerin başında şu anda 2 küsürlerde. Farkındalık eğitimlerimiz devam ediyor. Kamu kurum kuruluşları, eğitim ve sağlık kurumlarıyla çalışmalar yapıyoruz. Kız ve erkek çocukları için de eğitime erişimin kolaylaştırılması çok önemli. Bizim bu geçtiğimiz 2021-2022 öğretim yılında başlattığımız anaokulu desteğimiz var. Gelir desteği düşük olan çocukların anaokulu aidatını biz ödüyoruz. Bu erken dönemde eğitime erişen çocukların eğitim kurumlarında kalma sürelerini uzatıyor. Erken başlayan çocuğun okulda kalma süresi uzuyor.

Bu da çocuğun eğitimini tamamlaması demek. Eğitimini tamamlayan bir çocuk kız ya da erkek çocuk hele de dar gelirli ailelerin çocukları ise istihdama erişimi, hayatını kendisinin idame ettirme kabiliyeti daha kolaylaşmış oluyor. Dolayısıyla birbiriyle etkileşim içerisindeki örüntüyü de çok dikkatli biçimde kurarak çocuklarımızı desteklemeye çalışıyoruz. Eğitime erişim bu anlamda çok önemli. Sağlığa erişim çok önemli ki özellikle kız çocukları ve gebelik sürecini takip noktasında yine sosyal yardım programlarımız var. Şartlı eğitim yardımlarımız var. Şartlı sağlık yardımlarımız var. Erken yaştaki grupları destekleme noktasında bizim için çok önemli.

Sağlık desteği ve sağlık hizmetinin yaygınlaşması ve erişimin kolaylaşması gayet tabi ki çok önemli bir fark oluşturuyor. Dolayısıyla erken yaşta zorla evlilikle mücadele noktasındaki çabamız başladığımız noktadan 2002'den bugüne baktığımızda çok önemli bir mesafe aldık. Bu konuda hiçbir ara vermeden taviz vermeden bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Öbür taraftan kişilerin kendileri eğitim, istihdam benzeri süreçlerini tamamladıktan sonra hayatlarına ilişkin kararları verip yollarına devam edebilirler. Hatta bu anlamda nüfusun yaşlanması konusunda nüfusun artması gerektiği açıklamalarımız var. Biz ailenin korunması ailenin desteklenmesi nüfusun artması noktasında çalışmalarımızı da öbür taraftan sürdüren bir bakanlığız. Ancak erken yaşta zorla evlilik bir aile kurmuyor. Bunu herkesin görmesi lazım. Bir aile değil tam tersi aile kavramını da toplumsal sağlığı da olumsuz etkileyen bir halden bahsediyoruz. İşte bununla mücadele ediyoruz.

Bizim için 1 sayısı bile yüksek. Şu anki rakamlar bizim görmek istemediğimiz rakamlar. Kadına yönelik şiddette sıfır tolerans diyoruz. Bizim mücadelemiz bir tek kadın, kadın kimliğinden dolayı şiddete uğramayıncaya kadar devam edecek. Mücadele ettiğinde sonuç alınıyor. Ortaya çıkan rakamlar var ve bunlar bize bunu söylüyor. Çaba gösterdiğimizde sonuç aldığımız bir başlıktan bahsediyoruz. O yüzden daha çok çalışacağız ve çaba göstereceğiz.

Çaba gösterdiğimizde sonuç aldığımız bir başlıktan bahsediyoruz. Bu anlamda mevzuat mı eksik. İnsan faktörünün devreye girdiği bir başlıkta 84 milyon nüfusuz. Parametreleri çok farklı meseleden bahsediyoruz. Toplumsal kabullerin değiştirilmesinden, şiddetin çözüm olarak onaylanmamasına kadar, mağdurların öğrenilmiş çaresizliğinin yok edilmesine kadar. Kadın çalışmalarının aktivizminden gelen biri olarak söyleyeyim, bizim çalışmalarımız ciddi düzenlemeler içeren yasalar. Genel olarak çocuk istismarında hürriyeti bağlayıcı cezalar oldukça yüksek. Mayıs'ta çıkan yasa değişikliğiyle çok önemli parametre değişikliği yapıldı. Bugüne dek kadın cinayetleri ve şiddet genel şiddet vakaları içinde değerlendirildi. Kadın kimliğinden dolayı bir kadının uğradığı şiddetin ya da cinayetin ağırlaştırıcı sebep olması Mayıs'taki değişiklikle girdi yasaya. 2004'te töre ve namus cinayetlerinin kaldırılması ağırlaştırılmış sebep haline gelmesiyle etki oluşturacak.

Mahkemelerimiz faillerle alakalı sağlık tedbiri kararı verebiliyor. Failin sağlık tedbiri kapsamında rehabilitasyonunu tamamlaması gerekiyor. Sağlık Bakanlığımızın sorumluluk alanındaysa da faillerin tedbir sağlık süreçlerini tamamlayıp, tamamlamadıklarını takip ediyoruz. Fail odaklı bakışın özeti, failin iyileştirilerek şiddet riski taşımaktan uzaklaştırılması.

Öncelikle 25 Kasım 2022'de Cumhurbaşkanımızın eylem planından bahsetmek isterim. Bizim 4'üncü Ulusal Eylem Planımız 2021-2025 dönemini kapsayan bir plan. 2023 yılına ilişkin faaliyet planını Cumhurbaşkanımız açıkladı. Toplumsal farkındalık hiç değişmeyen başlık. Adalete erişim, veri ve istatistik, politika ve koordinasyon geliştirilmesi, koruyucu ve önleyici hizmetler. Ne yapılmadı da bundan sonra yapılacak. Şiddetle mücadele bir süreç gerektirir. Bir kereye mahsus sihirli değnekle dokunduğunuzda alacağınız sonuç yok. Mücadele ve mücadele araçlarını çeşitlendirdiğimiz süreçten bahsediyoruz. Bunu özellikle ifade etmek isterim.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.