Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Son tespitlerimize göre deprem bölgesinde hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bini geçerken 115 bin insanımız da yaralı olarak kurtarıldı. Osmaniye'de bin 30 vatandaşımız defnedilirken 2 bin 606 vatandaşımız yaralandı. Depremde vefat eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar niyaz ediyorum. Bilim insanları, 6 Şubat Pazartesi günü maruz kaldığımız deprem felaketini dünyada, karada meydana gelen en şiddetli deprem olarak tarif ediyorlar. Depremin 3. günü ve sonrasında bölge illerimize yaptığımız ziyaretlerimizde yıkımın şiddetini bizzat yerinde görme imkânı bulmuştuk. Dün Hatay ve Kahramanmaraş'ı tekrar ziyaret ettik. Her ne kadar birileri önemsizleştirmek istese de sadece ülkemizin değil, insanlık tarihinin en büyük tabii afetlerinden biriyle karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir.
Afet bölgesinin tamamına ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, greyder, vidanjör gibi toplam 13 bine yakın iş makinesi sevk ettik. Her ne kadar ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler 'devlet yok, iktidar yok' diyorlarsa da bunların gören gözü kör, duyan kulağı sağır, kalpleri mühürlenmiş. İlk günden itibaren, devlet, polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla, tüm güvenlik güçleriyle 11 ilimizde yerini almıştır. Arama kurtarmadan destek, yardım, güvenliğe kadar tüm hizmetler için 271 bin görevlimizle vatandaşlarımızın imdadına koştuk. Yardımların ulaştırılması, yaralılarımızın sevki, vatandaşlarımızın tahliyesi ve asayiş hizmetlerinin temini için elimizdeki tüm imkânları kullandık. Bu süreçte farklı kurumlarımıza ait 38 gemi, 77, uçak, 120 helikopter, 45 insansız hava aracından bilfiil istifade ettik.
İşte çıkmış bir tanesi 'Kızılay nerede? Ne çadırını, ne yemeğini gördük.' diyor. Be ahlaksız, namussuz, adi. Günde yaklaşık 2,5 milyona bu Kızılay yemeğini ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu? Yani, bir ülkede kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak, yenilir yutulur bir şey değildir.
Bölgeye sevk edilen 300 bin çadırın kurulumu ile toplam 3 milyon 265 bin battaniyenin, 310 bin ısıtıcının dağıtımı gerçekleştirildi. Kulaklarınız duyuyor mu acaba? İnanın bunların kulakları var ama duymaz, gözleri var ama görmez. Çünkü bunlar kördür, sağırdır. Hâlihazırda 865 bin vatandaşımız çadırda. 23 bin 500 vatandaşımız konteynerlerde. İşte burada şimdi önünden geçtik. Konteynerlerimiz yerleştiriliyor ve kısa zamanda inşallah bunlar yerleşecek ve çadırlardaki vatandaşlarımızın belli bir kısmı buralara yerleşmiş olacak. 376 bin vatandaşımız ise Millî Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığımıza bağlı yurtlarda ikamet ediyor. Diğer illere gitmek isteyen vatandaşlarımıza yardımcı oluyoruz. Osmaniye'de 14 bin 450 personelle arama kurtarma, yardım ve destek çalışmalarını yürüttük. Şehrimizde 132 arama kurtarma aracı, 74 ambulans, 408 iş makinesi görev yaptı, hâlâ yapıyor. Osmaniye'den 4 bin 500 vatandaşımızı başka illere tahliye ettik. Şehrimizdeki 27 bine yakın vatandaşımızı çadır kentlerde, 19 bini aşkın vatandaşımızı da Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlı binalarla, yurtlarda barındırıyoruz. Hâlen alt yapı çalışmaları süren konteyner kentimiz de yakında hizmete girecek.
Kalıcı konutların inşasıyla ilgili adımları atmaya başladık. Daha önce de söyledim. Bize 1 yıl müsaade edeceksiniz. Bir yıl içerisinde bu kalıcı konutları Allah'ın izniyle yetiştireceğiz ve vatandaşlarımızı da bu konutlara yerleştireceğiz.
Şimdiye kadar deprem bölgesindeki illerimizde 4 milyon 223 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 123 bin binanın incelemesi yapıldı. Bunlardan 139 bin binadaki 458 bin bağımsız bölümün 'yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı' olduğu tespit edildi.
İlimizin elektrik, su, doğal gaz hatları gözden geçirilmiş, kontrollü bir şekilde altyapı hizmetleri verilmeye başlanmıştır. Yollarımızın tamamı da ulaşıma açıktır.
Bugün bir müjde de köylerde yaşayan vatandaşlarımıza vermek istiyorum. Tıpkı şehir merkezlerimiz gibi köylerimizi de bir yıl içinde ayağa kaldırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda ilk etapta Osmaniye'de bin 361, Adana'da 701, Adıyaman'da 8 bin 21, Diyarbakır'da 2 bin 927, Elazığ'da 386, Hatay'da 14 bin 141, Kahramanmaraş'ta 12 bin 135, Kilis'te bin 2, Malatya'da 17 bin 990, Şanlıurfa'da 2 bin 54, Gaziantep'te 9 bin 130 olmak üzere, toplamda 70 bin köy evimizi, ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla, kendi özgün mimarisine uygun şekilde yaparak, hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylece sadece mart ayında 200 bini konut ve 70 bini köy evi olmak üzere, toplam 270 bin vatandaşımızı, ailesiyle birlikte ev sahibi yapmak için 'Bismillah' demiş olacağız. İlerleyen günlerde, diğer konutlarımızla ilgili müjdeleri, milletimizle paylaşmayı sürdüreceğiz.
Yaşadığımız afetten, 85 milyon olarak hepimizin çıkarması gereken dersler olduğu açıktır. Geçmişteki tecrübelerin ışığında eksiklerimizi gidermemiz, güçlü yanlarımızı tahkim etmemiz büyük önem arz ediyor.
Kentsel dönüşüm projeleriyle... İşte, Adana'da bir tanesi çıkmış, 'Kentsel dönüşüme biz karşıyız' diyor. Kim bu? CHP'den bir belediye başkanı. Ben, belediye başkanlığı yaptım. İstanbul'da kentsel dönüşüm denilen olay, olmazsa olmazdır. İşte onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum ki vatandaşlarıma, ne olur bize yeni yeni bedeller ödetmeyin. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım. Bunu gerçekleştirmemiz lazım ki yataklarımızda huzurlu bir şekilde uyuyabilelim. Bütün ailelerimiz, çocuklarımız huzurlu bir şekilde uyuyabilsin. Kentsel dönüşüm projeleriyle, TOKİ vasıtasıyla yürütülen toplu konut hamlelerinin önemini bir kez daha idrak ettik.
Hamdolsun, depreminin etkilediği bölgelerde tek bir TOKİ binası dahi yıkılmadı. Ülkemizin dört bir yanındaki milyonlarca vatandaşımız, TOKİ'nin inşa ettiği konutlarda artık kendilerini daha güvende hissediyor. Aynı şekilde, çeşitli engelleme girişimlerine rağmen kentsel dönüşümünü gerçekleştirdiğimiz binalarda yaşayan insanlarımız, bizlere dua ediyor. Bundan sonraki süreçte her iki konuda da daha kararlı davranacağız. Gerekirse tüm yasal altyapıyı oluşturacak ve ona göre de adımlarımızı atacağız. Şimdi bu başarıyı, deprem bölgesinden başlayarak tüm ülkemize teşmil etmeyi hedefliyoruz. Şehirlerimizin tarihî, kültürel ve sosyolojik dokusunu koruyarak inşallah kısa sürede hepsini yeniden ayağa kaldıracağız.
Köylerimizdeki ihya çalışmalarını da eviyle, ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla kendi özgün mimarisine göre gerçekleştireceğiz. Vatandaşlarımdan, bizlere bir yıl müsaade etmelerini istirham ediyorum. Kayıplarımızı geri getiremesek de devletimiz yıkılanın yerine daha iyisini, daha güzelini, daha dayanıklısını yapmaya muktedirdir. Osmaniyeli kardeşlerime çağrım şudur, devlet ile millet arasına fitne sokmaya çalışanlara lütfen prim vermeyin. Depremi bahane ederek açıkça Türkiye düşmanlığı yapanlara asla kulak asmayın. Yasımıza, acımıza, toprak altında yatan canlarımıza hürmeti olmayan fırsatçıların, sizi karamsarlığa sürüklemesine lütfen müsaade etmeyin. Nasıl daha önceki depremlerde, sellerde, yangınlarda hiçbir insanımızı aç, açıkta bırakmadıysak, devletimiz, depremzedelerimizin de yanındadır. Yaşanan can kayıplarında ihmali, kusuru veya kastı olanlar varsa bunların hesabını hukuk önünde sormak da boynumuzun borcudur. Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Osmaniyeli kardeşlerimden müsterih olmalarını, gönüllerini ferah tutmalarını, devletlerine güvenmeye devam etmelerini bekliyorum. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun. Rabb'im, ülkemizi ve milletimizi muhafaza buyursun diye dua ediyorum.'' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Bugün de Osmaniye'de ikinci kez bulunuyor. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve yönetimdeki tüm arkadaşlarımıza gayretlerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.'' dedi.