Öne Çıkanlar Özel Öğrenci Barınma Hizmeti 2024 Yılı KPSS Lisans (Alan Bilgisi) Sınavı Soru ve Cevapları Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Hakmar Express BİM Aktüel Ürünler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay'da Konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Yaklaşık bir yıl önce 6 Şubat gününün erken saatlerinde yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremde kaybettiğimiz canların acısı ilk günkü tazeliği ile yüreklerimizi yakmayı sürdürmektedir. Buradan depremde kaybettiğimiz 53 binin üzerindeki vatandaşımızın her birine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Asrın felaketinde yaralanan 107 binin üzerindeki vatandaşımıza da geçmiş olsun dileklerimi tekrarlamak istiyorum.

Deprem 11 ilimiz, 124 ilçemiz, 7 bine yakın köy ve mahallemizde ağır yıkıma yol açarken, 14 milyon vatandaşımız afetten doğrudan etkilendi. Öyle ki depremde yıkılan 39 bine yakın binanın 26 bininde arama-kurtarma faaliyeti yürütülmesi gerekmiştir. Ayrıca 200 binden fazla ağır hasarlı bina ile karşılaşılmıştır. Deprem bölgesine 1 milyon çadır gönderilmiş, 215 binin üzerinde konteyner kurulmuş, 349 bin haneye kira yardımı yapılmış, taşınma ve destek ödemelerinde bulunulmuştur. Büyük felaketler ve büyük acılar aynı zamanda milletlerin birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin, gücünün sınandığı dönüm noktalarıdır. Hamdolsun milletimiz bu acı ve bir o kadar da tarihi sınamayı başarıyla vermiştir. Asrın felaketini asrın dayanışmasına dönüştürerek o zor günlerin geride kalmasını temin ettik.

Devletimiz tüm imkanlarıyla anında harekete geçerken, Türkiye tek yürek tek bilek olmuş, milletimiz depremzede kardeşlerinin yanına koşmuştur. Toplamda 650 bin personel deprem bölgesindeki müdahale çalışmalarında görev aldı. Aralarında 11 bin 500'ü yabancı ekip mensubu başta olmak üzere 35 bin 250 arama-kurtarma personelimizin 142 bin güvenlik görevlimizin, sağlıkçılarımızın, madencilerimizin, ormancılarımızın, gönüllülerimizin bulunduğu bu kardeşlerimizin hepsine şahsım, milletim adına teşekkür ediyoruz.

Aynı şekilde 20 bin iş makinesi ve araç, 141 helikopter, 182 uçak ve 23 gemi bölgede yürütülen çalışmalara katıldı. Deprem bölgesi geneline 150 bin tır yardım malzemesi gönderilirken, 20 milyon gıda kolisi dağıtıldı. Günde 4 milyon kişiye yemek hizmeti sunuldu. Esasen bu afet bir yönüyle de dünyanın en büyük arama-kurtarma ve iyileştirme operasyonudur. Yine afet sonrası hem enkaz kaldırma, hem yeniden inşa çalışmalarının en hızlı yürütüldüğü bir örneği beraberce yaşadık. Depremin ardından şehirlerine, ailelerine, işlerine, arazilerine sahip çıkarak şartların zorluğuna rağmen yerlerinden, yurtlarından ayrılmayan vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Yine kısa süreliğine ayrılsa da geri dönüp dört elle memleketine sarılan kardeşlerimiz de teşekkürü hak ediyor. Bu afet bize verdiği pek çok dersin yanı sıra ülkemizde devlet millet dayanışmasının aksi yöndeki tüm gayretlere rağmen en üst düzeyde olduğunu da göstermiştir. Sayısız insanımız ya kendi iradesiyle bizzat gelerek, ya çeşitli yollarla destek sağlayarak, en önemlisi de duası ve gözyaşı ile depremzede vatandaşlarımızın acısını paylaşmıştır. Böylesine vefalı, böylesine diğerkam, böylesine fedakar bir milletin evladı olmakla iftihar ediyoruz. Mutlulukların paylaşarak çoğalması gibi acıların da paylaşılarak katlanılır hale geldiğini yaşayarak gördük, öğrendik. Rabbim ülkemize ve milletimize bir daha böyle afetler yaşatmasın, böyle imtihanlara maruz bırakmasın diyoruz.

Hatay, can kaybı ve yıkılan bina sayısı bakımından depremden en büyük zararı gören şehrimizdir. Depremden sonraki ikinci gün Hatay'a geldiğimizde karşılaştığımız tabloyu asla unutmadık, unutmayacağız. İnsanlık tarihinin en kadim yerleşim yerleri arasında bulunan Hatay'ın yaşadığı yıkım gerçekten çok büyüktü. Bu büyük felaketin ardından Hatay'ın halini görüp gözleri yaşarmayanın, yüreği daralmayanın kalbi kurumuş demektir. Tabi depremin ardından önceliğimizi arama-kurtarma faaliyetlerine, kış şartlarının daha da elzem hale geldiği acil ihtiyaçların karşılanmasına verdik.

Hatay'da kurulan ve dağıtılan çadır sayısı 286 bini, konteyner sayısı 57 bini bulurken, 38 bin kişiye de yurtlarda ve kamu tesislerinde misafir ettik. Ayrıca kırsal bölgelerde 14 bin 664 konteyner kurarak 57 binin üzerinde insanımıza geçici yuva sağladık. Takip eden aylarda Hatay'ı tekrar tekrar ziyaret ederken sizlere kaybettiğimiz canları elbette geri getiremeyiz ama onun dışındaki tüm kayıpları telafi etmek boynumuzun borcudur sözünü vermiştik. Toprağa verdiğimiz canlarımızı fatihalarla, dualarla, hüzünle yad ederken sizlere verdiğimiz sözleri birer birer yerine getirmek için de canla başla çalıştık, çabaladık. Bir yandan enkazları kaldırırken, diğer yandan süratle yeniden inşa ve ihya faaliyetlerine başladık. Bugüne kadar şehirde yıkılan 14 bine yakın binanın acil yıkılacak ve yıkık yaklaşık 23 bine yakın binanın ayrıca ağır hasarlı 56 binin üzerindeki binanın yüzde 97'sinin enkazlarını kaldırdık.

Yapılan tespitler ışığında Hatay'da 135 bin 589'u konut, 15 bin 599'u iş yeri ve 777'si ahır olmak üzere toplamda 150 bine yakın hak sahibi belirledik. Yapılan detaylı çalışmaların ardandan deprem bölgesi genelindeki hak sahibi sayımız ise 390 bin olarak netleşmiştir. Bugünkü kura törenimizde 6 bin 572'si il ve ilçe merkezlerinde, 703'ü de kırsalda olmak üzere 7 bin 275 hak sahibinin konutunun anahtarını teslim ediyoruz. Hak sahiplerimize yeni yuvalarının hayırlı, uğurlu, bereketli olmasını, evlerinde sağlıkla, huzurla, mutlulukla oturmalarını diliyorum.

Görüldüğü gibi yalan üzerine bina edilen icraat değil, hakikat üzerine bina edilen inşa hareketi. Bu daha başlangıç. Depremden zarar gören şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak için çalışmalarımız kesintisiz sürecek. Bölge genelinde halen yapımı süren 40 bin konutu da inşaatı tamamlandıkça peyder pey hak sahiplerine teslim edeceğiz. İnşallah 2 ay içinde deprem bölgesi genelinde 75 bin konutun teslimini bitireceğiz. Amacımız takip eden dönemde de her ay 15-20 bin konut ve köy evini hak sahipleri ile buluşturmaktır. Böylece temel atmasının üzerinden bir yıl geçmeden inşaatları bitirme sözümüzü önemli ölçüde yerine getirerek yıl sonuna kadar 200 bin evi teslim etmiş olacağız. 

Hatay'da ve diğer deprem şehirlerimizde yeni yerleşim yerlerinin inşası ve yerinde dönüşümle tüm hak sahiplerinin evlerine veya iş yerlerine kavuşmasını sağlayacağız. Defne Hastanesi ile ilgili ne dediler? Yok böyle bir şey dediler. Ne oldu? Biz Defne'yi yaptık. Açılışını da bizzat bu kardeşiniz, bakanıyla, tüm ekibiyle gerçekleştirdi. Çünkü biz yalan üzerine hiçbir zaman hakikati bina etmedik. Bu hususta vatandaşlarımız müsterih olsun devletlerine ve bize güvensin. Kimsenin hakkı yerde kalmayacak, kimse mağdur olmayacak. Karşılıklı anlayışla, sabırla, gayretle, dayanışmayla üstesinden gelemiyeceğimiz hiçbir mesele yoktur. Esasen deprem bölgesindeki şehirlerimizde sadece konut ve işleri yapmakla kalmıyoruz. Bu şehirlerimizin meydanlarını ve ana caddelerini tarihi ve kültürel dokularına uygun şekilde yeniden düzenliyoruz. Yine bu şehirlerimizin alt yapısını ayağa kaldırmak için İller Bankamız vasıtasıyla mahalli idarelerimize 56 milyar liralık hibe desteği veriyoruz. İnşallah bu yaz ayları deprem bölgesi şehirlerimizde tam bir alt yapı seferberliği ile geçecektir. 

Depremin yol açtığı yıkımı, şehirlerimizin derlenip toparlanması, vizyon sahibi kentlere dönüşmesi vesilesi kılmanın peşindeyiz. Çünkü bin yıllık vatanımız olan bu toprakları bizden sonra da asırlar boyunca hayatlarını sürdürmek üzere evlatlarımıza miras bırakacağız. Şehirlerimizi ne kadar tarihi ve kültürel zenginlikleri korunarak, kimlikli yerleşim yerleri olarak geleceğe taşıyabilirsek kendimizi o derece vazifesini hakkıyla yapmış sayacağız. Yaşadığımız her felaket, maruz kaldığımız her saldırı, başımıza gelen her musibet bize milli birliğimizin ve devletimizin gücünün önemini hatırlatıyor. Cumhuriyetimizin ilk asrının en büyük kazanımı Hatay'ın vatan topraklarına katılmasıydı. Türkiye Yüzyılı'nda Hatay'ın da içinde bulunduğu vatanın her karışını, üzerinde güvenle, huzurla, müreffeh şekilde yaşayacağımız bir ülke haline getirmenin mücadelesini veriyoruz.

Sıkıntılarımız, eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ama hamdolsun tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diye ifade ettiğimiz büyük ve güçlü Türkiye'ye ulaşma azmimiz hepsinin üzerindedir. Ülkemizin potansiyeli de, imkanı da, gücü de bu hedefe ulaşmamıza yeter. Tek ihtiyacımız saflarımızı sıklaştırarak birlik ve beraberlik içinde çok çalışmaktır. Türkiye bilhassa son 21 yıldaki atılımlarıyla, siyasi, ekonomik, askeri olarak bölgesel ve küresel bir güç haline gelme yolunda önemli mesafe katetti. Şimdi bunu tekamül ettirerek ülkemizi her bakımdan dünyanın en güçlü 10 ülkesi arasına dahil etme aşamasındayız. Hedeflerimize doğru azimle yürürken deprem afeti, terör saldırıları, ekonomik tuzaklar başta olmak üzere önümüzdeki muhtemel tehditleri de birer birer bertaraf etme kararlılığındayız.

Bugün 79 yaşında toprağa verdiğimiz Alev Alatlı hanımefendinin milletimize emanet ettiği şu vasiyetini sizlerle paylaşmak istiyorum. Güneş her gün daha mütekamil bir dünyaya doğmaz. Tarih ezelden ebede dümdüz uzanan bir doğrusal hat değil, devirli bir ulaşımdır. Gün olur en gerideki en öndekinden ilerde olur. Siz istihkamlarınızı güçlendirin. Zor zamanları fırsata çevirin. Aziz ülkemizi ille de bir şeye benzetecekseniz her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğerinin korumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün. Tek bir sürgüne takılıp kalmayın. Bütününe bakmayı adet edinin. Unutmayın ki düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır Türkiye'nin. Madem ki son temsilcileriyiz gezegenin iyiliği için yaşatılması elzem bir medeniyetin. Allah rahmet eylesin. Cenaze namazına katıldık. Ve ailesinden müsaade aldık. Gecikmemizin sebebi de o oldu. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.

Binlerce yıllık medeniyet davamız Allah'ın izniyle kıyamete kadar sürecektir. Hatay'ımız başta olmak üzere ülkemizde topyekün bu kutlu yolda teriyle, emeğiyle, gerektiğinde canıyla mücadelesine devam edecektir. Ne deprem ne terör, ne sınırlarımızı ve sabrımızı zorlayan alçaklar, ne de emperyalistlerin kirli emelleri bizi bu yoldan alıkoyamayacaktır. Unutmayın, çıktığımız bu yolu birlikte yürüyecek hedeflerimize birlikte ulaşacağız. Kura ile yuvalarına kavuşan vatandaşlarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Açılışını yapacağımız Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İskenderun Devlet Hastanesi'nin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Önümüzdeki 31 Mart seçimlerinin tüm ilçeleriyle birlikte Hatay'ımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.'' dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki, ''Her birinizin hakkını verinceye kadar, evlerinize oturup 'Allah sizden razı olsun' deyinceye kadar buradan gitmeyeceğimizi bir kere unutmayın, bilin bunu kardeşlerim. Büyük bir felaket yaşadık, 2 tane, dokuz saat arayla şiddetli ve uzun süren bir deprem, kolay değil.

Toprağa verdiklerimizi artık söyleyemiyoruz, onun acısını ölçecek bir alet daha dünyada icat olmadı.

Belki o günlerde hatırlarsınız, 'Bu kadar niye acele ediyorsunuz, daha artçılar devam ediyor, bunlar binaları etkiler ve siz yeniden yıkılacak binalar mı yapıyorsunuz?' gibi eleştirilere hiç aldırış etmedik. Bizim için önemli olan bilim adamlarının dedikleri, bilimin bildikleri ve söyledikleri, dışarıda söylenen, muhalefet olsun diye edilen lafların bizim nazarımızda hiçbir anlamı yok. Biz doğruların peşindeyiz ve o günden itibaren tüm deprem bölgelerinde 200 binden fazla konutu yapmak için inşaatlara başladık. Şu anda 50 bin kadar da çelikten köy evlerimizi yapmaya başladık.

Onlar güvenli evlerinde oturdukça, onlar 'sizden Allah razı olsun' diye dua ettikçe, bizler şevkle yeniden koşmaya da devam edeceğiz.

Sizler de zaten bu olanları bitenleri takip ediyorsunuz, görüyorsunuz, bunların şahidisiniz. Allah izin verirse çok kısa süre içerisinde gerek Hatay'ımızda gerek Kahramanmaraş'ta, Adıyaman'da, Malatya'da bütün depremzede kardeşlerimizin evlerini bu şekilde teslim edeceğiz. Bir taraftan şehirlerimizin merkezlerinin biz inşa ediyoruz. Valilik çevresindeki, eski meclis binası çevresindeki binaları, binlerce binayı biz yapıyoruz. Bunu yapmamızın sebebi de madem böyle bir felaketle karşılaştık, madem böyle bir büyük yıkım var biz buralarda doğru bir planlamayla Hatay'ın kendine has özgün mimarisini uygulayarak, şehirlerimizin meydanlarını ve ona açılan caddeleri de yapalım. Doğru bir planlamayla Hatay geleceğe taşınsın diye de bir karar aldık. Halihazırda mevcutta bıraktığımız takdirde karşımızda nasıl bir manzara çıkacağını doğrusu kestiremediğimiz için yapıyoruz. Bu bizim yükümüzü artırıyor. Olsun, yükümüz artsın, biz bunların altından kalkarız.

Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan bir fert, bir kardeşiniz olarak 30 yıldır belediye başkanlığı ve bu makamda bulunan, bakanlık yapan bir kardeşiniz olarak şunu açıklıkla ifade ediyorum; ne kadar bilgimiz, birikimimiz varsa, bu devletin ne kadar imkanı varsa emin olun sizler için seferber ediyoruz, hiç endişeniz olmasın bundan. Elimizden geleni yapıyoruz ve sizler evinize oturuncaya kadar bize rahat olmayacak.

Sizlerden sadece bir tek ricam var. Bazı yerleri rezerv alan ilan ettiğimizde vatandaşı gelip tahrik edip, 'Sizin malınıza çöküyorlar, buna itiraz edin, gidin mahkemelere' diyen sonra da orada iş yapmamızı engellemeye çalışan gruplar var. Ne olur bunları dinlemeyin, devlet kimsenin malına çökmez, devlet kimsenin evini elinden almaz. Ne yapacak alıp da evi devlet? Bizim yasa olarak o bölgelerde iş yapabilmemizin tek yolu; rezerv alan ilan etmek, sonra da gelip evler yapmak, sonra da orada yıkılan ev kiminse o mahallede kim oturuyorsa o alanda kimin hakkı varsa bunu kendisine teslim etmek. Bizim amacımız bu, bunun için yapıyoruz, bundan hiç endişeniz olmasın.

10 gün sonra yine buradayım. O şantiyelerin başında olacağım, inşaatları takip edeceğim. Sizler evinize oturuncaya kadar ve bizlere dönüp hakkınızı helal edinceye kadar buradayız. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.