Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Bilindiği gibi Türkiye en fazla deprem riski taşıyan beşinci ülkedir. 6 Şubat depreminde 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetti. Bu coğrafyada yaşamak demek deprem gerçeğiyle yüzleşmek, tehlikeyi kabullenmek ve ona göre hareket etmek demektir. Depreme dayanıklı binalar yapmak tek çözüm yoludur. Kentsel dönüşüm dediğimiz adımı attık. Maalesef ülkemiz uzunca süre bu toprakların hakkını vermek yerine hakkına giren anlayışla yönetildiği gibi deprem tehlikesi de gözardı edilmiştir. 1999 felaketi bu meselenin yeniden gündeme gelmesine vesile oldu.
Biz de bu süreci ileri taşıyarak 2012 yılında kentsel dönüşüm yasasını çıkardık. Konuyla ilgili mevzuatı güncelledik, geliştirdik. Kentsel dönüşüm yasasının çıktığı tarihten bugüne kadar 480 milyar liralık yatırımla 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşünü tamamladık. Yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyor. 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan bağımsız bölüm var. 6 milyonu deprem riski altındadır. Güvenli şehirler için tek çare kentsel dönüşümdür. Bu hakikatı görmezden gelmek, ertelemek, siyasi çıkarlar için istismarına yeltenmek ülkemize ihanet etmek demektir. Kentsel dönüşüm Türkiye için tartışmasız beka meselesidir. Bu konu siyaset üstü, siyasi partiler üstü konudur.
İnancımızda tedbir tevekkülden önce gelir. Kentsel dönüşüm konusuna ilk günden beri bu zaviyeden baktık. Vatandaşlarımızı gecekondu denilen sağlıksız yapılardan kurtararak modern, güvenlik, dayanıklı binalarda yaşamaya hedefledik. TOKİ başkanlığımız sürecin öncüsü olarak kritik bir rol üstlendi. Onca haksız insafsız eleştirilere rağmen 1.3 milyon konutu tamamladık, hak sahiplerine teslim ettik. Attığımız her adımda tamamen ideolojik saiklerle hareket eden bir kesimi karşımızda bulduk. Akla hayale gelmedik bahanelerle, iftiraya varan kampanyalarla projelerimize sürekli takoz oldular. Kanundaki boşlukları kullanarak yalan ve yanlış bilgilerle insanımızın aklını bulandırarak kentsel dönüşüm projelerimizi sabote ettiler. Bunun acısını depremin yıktığı birçok şehirde yaşadık. Geçtiğimiz Eylül ayında geniş katılımla deprem gerçeği ve kentsel dönüşüm şurası düzenledik. Ortaya çıkan teklifler diğer çalışmalar ışığında yeni bir kentsel dönüşü yasası hazırladık. Kanun teklifimiz geçtiğimiz ay başında Meclisimizden onay aldı ve yürürlüğe girdi.
Muhalefet ve malum çevreler hemen tezvirata başladı. Düzenlemenin tek gayesi vardır, o da kentsel dönüşüm sürecinde engelleri ortadan kaldırmak ve dönüşüm sürecini hızlandırmaktır. Bir binada oturanların yüzde 50'sinden bir fazlası onay verdiği zaman kentsel dönüşüm ve inşaat ruhsatı alınabilmesi mümkün hale getirildi. Tebligatların yapıların kapısına asılabilmesi, elektronik devlet üzerinden bildirilmesi, muhtarlıklarla ilan edilmesiyle süreç hızlandırıldı. İstanbul'daki kentsel dönüşüm için yarısı bizden kampanyası için yasaya mali yardım hükmü de eklendi. Anlaşmazlıkların çözümü için arabuluculuk sisteminin devreye alınmasından, ihtisas mahkemelerine kadar çeşitli mekanizmalar getirildi.
Kentsel dönüşüm projelerine kamu desteği için yöntemler geliştirildi. Kentsel dönüşümü hızlandırarak milletin ve şehirlerimizin can ve mal güvenliği sağlamak amaçtır. Kentsel dönüşüm projelerin geciktirilmesinin önüne geçilmesi ancak bu şekilde mümkündür. Herhangi bir rant amacı, hak sahiplerinin başka bir bölgeye gönderilmesi sözkonusu değildir. Kim bunun aksini iddia ediyorsa müfteridir, yalancıdır, bu milletin iyiliğini istemiyor demektir. Süreci diğer şehirlerimizde yönetmek nispeten kolaydır ancak İstanbul'un içinde yer aldığı Marmara'da yaşanacak felaketin Allah korusun tüm Türkiye'ye ağır bedeli olacaktır. Amacımız İstanbul'da 5 yıl içinde acil dönüşüm gerektiren tüm binaları yenilemektir.
İnşaasına başlanan 250 bin bağımsız bölümden 46 binini yılbaşından önce hak sahiplerine deprem bölgesinde teslim edeceğiz. Vatandaşlarımızdan gelen taleplere kulak vererek yerinde dönüşümü kolaylaştıracak hibe ve kredi desteklerinde yeni modelleri devreye aldık. 2024 bütçemize depremzede şehirlerimiz inşasında 1 trilyon lira kaynak ayırdık. Sadece konut yapmakla kalmıyor bu şehirlere kimliğini veren ticari alanları, kültürel yapıları yeniden ayağa kaldırıyoruz. Depremde zarar gören yollar ve ulaştırma yatırımıyla ilgili sorunları yine biz giderdik, biz gideriyoruz. Şu an yapım süreci devam eden yeni yolların uzunluğu 180 kilometreyi buluyor. 81 vilayetimizin tamamında yol, otoyol, köprü, tünel, viyadük ve metro projelerimiz devam ediyor. Hava ve demiryolu ulaşımında açılışa hazır devasa yatırımlarımız var.
Hiç kimsenin ülkemizi depreme hazırlamadaki en önemli aracımız olan kentsel dönüşüm projelerini yavaşlatmasına, sulandırmasına, izin vermeyeceğiz. Milletimizin siyasi istismarcılara kulak asmayacağına inanıyorum.'' dedi.
Bakan Mehmet Özhaseki Ne Demişti?
Kanal 7’de canlı yayınlanan ‘Başkent Kulisi’ programında Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in sorularını yanıtlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ''Hatay'da birçok tescilli eser var. Onlar, Kültür ve Turizm Bakanlığımızca ayrıca ele alındı, restorasyon projeleri ortaya çıktı. O süreçte, tarihi eserlerin restorasyon süreci Kültür ve Turizm Bakanlığında. Biz önlemimizi aldık. Biz fay hattının geçtiği yerlerle inşaatlarımızın arasına 100 metre bıraktık. Yeşil alan yaptık oraları. Etrafında da zemin artı 2-3 gibi projeler yaptık. 15 metre derinliğinde fora kazıklar çakmaya başladık. Binlerce kazık çakılıyor şimdi. Böylece zemini sağlamlaştırdık.
Nisanda başlamıştı çalışmalarımız. 9-10 ay sonra bu teslimleri yapmaya başlıyoruz. Özellikle köy evleri için ‘Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şurası’nda alınan bir karar vardı. ‘Artık çelik yapıya geçelim’ diye. Biz şimdi çelik yapının standartlarını geliştirdik. İhalelerine başladık. 100 bine yakın köy evini de 6 ay içerisinde bitireceğiz. Köylüler de emin olun çok sevdiler. Çünkü ilk defa karşılaşacakları bir şey. Herhangi bir şekilde, altından fay hattı bile geçse tesir etmiyor.
Arkadaşlarımız İstanbul'a çalışıyorlar. İstanbul için düşündüklerimizi ve yol haritamızı belirliyoruz. 15 güne ilan ederiz. Ama ipucu vermek gerekirse şunları söyleyebilirim; daha önce ilan ettiğimiz ‘Yarısı Bizden’ kampanyası var. Yani vatandaşa diyoruz ki ‘Evinizi riskli görüyorsanız ve depreme hazırlık için yenileyecekseniz siz yapın evinizi, biz size yarısını verelim.’ Bundan istifade edecek epeyce bir insan var. 1 milyon 20 bin kişi buna müracaat etmiş. Bağımsız olarak müracaat ettiler. Fakat 10 daireyle ilgili bir kişi müracaat etmişse çok bir anlamı olmuyor. Yüzde 100 müracaat eden 14 bin bina var. Yüzde 65’i geçen 40 bine yakın bina var. Bunlardan başlayarak vatandaşa ‘Yenilemek istiyor musunuz? Anlaştınız mı? Tamam, yıkın başlayın. Ne harcıyorsanız? Yarısını devlet veriyor. Hadi devam edin’ diyeceğiz. Müthiş bir kolaylık.'' demişti.