Öne Çıkanlar A101 7 Eylül 2023 Aktüel Ürünler EYT sözleşmeli personel Milli Eğitim Bakanlığı LGBT

Her Alanda Çok Daha İyi Bir Seviyedeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her birinizi en kalbi duygularımla, hürmet, muhabbetle selamlıyorum, esselamu aleyküm ve rahmetullah ve berekatuhu. Sizleri medeniyetleri merkezi, tarihin ve kültürün eşsiz beşiği olan güzel İstanbul’umuzda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlerin vasıtasıyla dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerime en samimi selam ve saygılarımı gönderiyorum.

Asya ile Avrupa’yı birleştiren muazzam kültürel mirası ve zengin tarihiyle medeniyetimizin müşterek değerlerinin sembolü olan bu kadim şehirde sizleri misafir etmek İSEDAK Başkanı olarak şahsım için büyük bir bahtiyarlık kaynadığıdır.

İslam dünyasının en önemli ekonomik ve ticari iş birliği platformu olan İSEDAK’ın 40. Oturumu münasebetiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz; her birinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Burada alınacak kararların, çıkacak sonuçların bütün İSEDAK üyesi ülkeler için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Sözlerimin hemen başında ev sahipliğimizde üye ülkelerimizin de desteğiyle İslam dünyasının kalkınma meselelerine yönelik program ve projeleri hayata geçiren bu kıymetli Komitenin inşasında çok emeği olan Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ı ve dönemin diğer devlet büyüklerini rahmetle yâd ediyorum.

Yine geride bıraktığımız 40 yıl boyunca İSEDAK’ın kurumsal yapısının güçlendirilmesine katkı veren herkesi, bu çatı altında gayret gösteren tüm kardeşlerimizi şükranla anıyorum. 40 yıl süresince nice sıkıntıların, nice zorlukların üstesinden geldik. Hayal denilen, olmaz denilen, hatta birçok alanda imkânsız görülen nice başarıyla beraberce imza attık. Bu platform zemininde ticari ve ekonomik münasebetlerimizi ileriye taşıdık. Şunu büyük bir kıvançla ifade etmek isterim ki; bugün 40 yıl öncesine kıyasla her alanda çok iyi bir seviyedeyiz. İnşallah gelecek yıllarda çok daha iyi yerlerde olacağız. Niyetimiz hayırdır, Allah’ın izniyle akıbetimiz de hayır olacaktır.  Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyor, gayretlerimizi hayra tebdil etmesini Rabbimden niyaz ediyor, bunun için tüm kalbimle dua ediyorum.

Son toplantımızdan bu yana tüm insanlık ve özellikle Müslümanlar için ağır imtihanlarla dolu bir yıl geçirdik. İslam coğrafyası tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve zulümle anılır hale geldi. Son asrın en vahşi soykırımlarından biri hemen yanı başımızda Gazze’de yaşandı ve yaşanıyor. İsrail’in 3 ay önce Gazze’ye yönelik saldırısıyla başlayan katliamlarda 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit düştü, yine aynı saldırılarda 100 binden fazla kardeşimiz yaralandı. Şehit ve yaralarımızın 3’te 2’sini kadın, çocuk ve bebekler oluşturuyor. 360 kilometrekarelik daracık bir alana hapsettikleri 2 milyon insanı susuz, gıdasız, ilaçsız bırakıp sonra da ölümlerini sadece seyrettiler. Biz bu toprakları yaparken dahi şu an Gazze’de ve Lübnan’da ümmetin çocukları ölmeye, yetim ve öksüz kalmaya devam ediyor.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze’de, son 6 haftadır da Lübnan’da hepimiz şahitlik ediyoruz.

Burada şunu söylemek durumundayım: Geçtiğimiz 13 ay boyunca Gazze ve İşgal edilmiş Filistin topraklarında, evet, çokça acı gördük, hüzün gördük, katliam ve cinayet gördük. Bir insan bunu nasıl yapabilir, bir insan nasıl bu kadar alçalabilir ve alçaklaşabilir diye sorguladığımız sayısız habere rastladık. Henüz 1-2 yaşındaki bebeklerin keskin nişancılar tarafından hedef tahtası olarak kullanılması gibi barbarlıklarla yüreklerimiz dağlandı. Tüm bunlarla birlikte Gazze’de kahramanlıklar gördük, yiğitlik gördük, vatan sevgisinin ne demek olduğunu hep beraber gördük. Batılı güçlerin sınırsız askeri, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze’nin aslanlarının nasıl kahramanca direndiğini gördük.

Bakınız, Filistin halkı 13 ayda 50 bin şehit verdi, Lübnanlı kardeşlerimiz aynı şekilde çok sayıda evladını kurban verdi. 13 ay boyunca yaşamadıkları acı, zorluk, çile, zulüm neredeyse kalmadı, ama buna rağmen Filistinli kardeşlerimiz onurlarından taviz vermediler, öz yurtlarında özgürce yaşama iradelerinden asla geri adım atmadı. Siyonist rejim ve destekçileri 13 aydır her türlü zulmü, her türlü soykırımı yaptılar, fakat Filistinli kardeşlerimize diz çöktüremediler.

Şairin şu mısralarına ilham veren imana, inanca ve vatan sevgisine 13 aydır hepimiz, tüm insanlık hayranlıkla şahit oluyor:

“Biz burada kalacağız, elinden geleni ardına koyma,

Biz koruyoruz, zeytinin ve incirin gölgesini,

Yoğuruyoruz fikirleri hamurun mayası gibi.

Çelik gibi sinirlerimiz, ama cehennem istiyor yüreklerimizi,

Susarsak eğer taşları sıkacağız,

Acıkırsak eğer toprak doyacağız,

Ama asla terk etmeyeceğiz.”

Evet, Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimiz tam olarak işte böyle bir ruhla mücadele ettiler, halen de işgalcilerin yüreklerine çökmüş çelikten bir duvar misali direnmeye devam ediyorlar.

Bugün bir kez daha her türlü imkânsızlığa, yokluğa ve yalnız bırakılmaya rağmen hayatları pahasına topraklarına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi hürmetle selamlıyorum. Gazze’nin, Filistin’in, Lübnan’ın kahraman şehitlerine Allah’tan rahmet niyaz ediyor, Rabbim mekânlarına cennet eylesin diyorum.

Türkiye olarak ilk günden beri İsrail’in uyguladığı soykırım karşısında en kararlı duruşu sergileyen ülkelerden biriyiz. Uluslararası kuruluşların, medyayı, küresel güçleri adeta esir alan Siyonist lobinin şahsımı ve ülkemizi hedef alan tehditlerine boğun eğmiyoruz. Elimizdeki tüm imkânlarla kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar 85 bin tonunun üzerinde insani yardım malzemesini Mısır makamlarının da desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Bu miktarla Gazze’ye en fazla yardım ulaştıran ülke konumundayız.

Önce 54 kalemde, ardından da bütün kalemlerde İsrail’le ticari işlemleri tamamen durdurduk, böylece yaklaşık 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden fedakârlıkta bulunduk. Soykırım suçlularının uluslararası hukuka hesap vermesi için elimizden geleni yapıyoruz, bu anlayışla Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuzu yaptık. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hemen her uluslararası platformda tepkimizi açıkça ortaya koyduk.

Kış mevsimi iyice bastırmadan Filistinli mültecilere sahip çıkan Birleşmiş Milletler Filistinlilere Yardım Ajansı’na deştiğimizi daha da artırdık. Biliyorsunuz İsrail kısa süre önce Ajansın yasaklanması konusunda haddini aşan bir karar aldı. Üye ülkelerimizin İsrail’in artan baskıları karşısında bu dönemde Ajansa daha fazla destek olması gerektiğine inanıyoruz.

Gazze ve Lübnan’a yönelik Siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin devletini tanıması olacaktır. Bu vesileyle buradan bir kez daha tüm ülkelere Filistin devletini tanıma çağrımı tekrarlıyorum. Malum teşkilatımızın kuruluş felsefesinde ve temel amaçları arasında Filistin’in işgalden kurtarılması yer alıyor. Bu amaca hizmet edecek kalıcı çözümler üretmemiz için dayanışmamızı ve birlikteliğimizi her zamankinden daha güçlü bir şekilde göstermeliyiz. İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına haklı mücadelelerinde destek olması büyük önem arz ediyor. Diğer türlü İsrail’in Gazze’de yaktığı, şimdi de Lübnan’a taşıdığı ateşin tüm bölgemizi sarmasına engel olamayız.

Küresel ekonominin yavaşladığı son yıllarda teşkilatımız bünyesindeki iş birliği çabalarımızın ehemmiyeti de artmaktadır. 2023 yılında yüzde 3,3 oranında büyüyen dünya ekonomisinin bu sene ve önümüzdeki sene de aynı oranda büyümesi öngörülüyor. Jeopolitik gerilimlerin yanı sıra, son 60-70 yılın zirvelerine çıkan küresel enflasyonun henüz istenilen seviyelere inmemesi gibi belirsizlikler de küresel iktisadi faaliyetler üzerinde baskı kuruyor. Kovid-19 salgınıyla ortaya çıkan enerji ve arz güvenliği, navlun maliyetleri, tedarik zincirindeki sıkıntılar ve deniz ticaretindeki aksaklıklar küresel mal ve hizmet ticaretini halen olumsuz etkiliyor. Keza artan korumacılık küresel ticaret hacminin istenilen düzeylere ulaşmasının önünde engel teşkil ediyor. Hepimizi zorlayan bu karamsar tablonun üstesinden ancak iş birliğimizi güçlendirerek gelebiliriz. Küresel, ekonomik istikrarın korunması ve finansal krizlerin önlenmesi için üye ülkelerimiz arasındaki koordinasyonun ortak çözümler geliştirilmesi açısından kritik olduğu kanaatindeyim. Karşılıklı destek mekanizmaları oluşturarak büyümeyi teşvik edebilir, küresel toparlanmanın hızlanmasına hep birlikte katkı sağlayabiliriz.

İSEDAK’ın 40. Yıl Dönümünde başta kadınlar olmak üzere gençlerimize ve iş dünyamıza önemli etkinlikler düzenliyoruz. Bu etkinliklerin sizlerin de katılımlarıyla önemli katkılar yapacağına inanıyorum. Bu etkinlikler arasında bu sabah açılışını gerçekleştirdiğimiz Kudüs-i Şerif’e yönelik özel bir sergi de var. Sergimizde ilk kıblemiz Kudüs-i Şerif’e dair önemli eserlerle birlikte o bölgede yaşayan yavrularımızın İslam dünyasının mevcut ve gelecekteki durumunu kendi perspektiflerinden çizdikleri resimler de bulunuyor. İSEDAK Kudüs programı kapsamında yıl boyunca uygulanan projelerin çıktılarına yine burada yer veriliyor. Bir diğer önemli etkinliğimiz, yeşil ekonomide kadınların öncü rolü konusundadır. Eşim Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin girişimleriyle başlatılan ve küresel bir nitelik kazanan sıfır atık projesine büyük önem veriyoruz. Yarın yapılacak olan kadınların yeşil ekonomideki öncü rolü, sıfır atış girişimi konulu panelde bu alanda çabalarımızın ve projelerimizin ele alınmasından büyük bir memnuniyet duyuyorum. İslam dünyasının ilerlemesi ve kalkınması genç kardeşlerimizin çağın ihtiyaçlarına uygun bir biçimde niteliklerinin arttırılmasına bağlıdır.

Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde gençlerimizin dijital ortamlarda istifade ederken tehditlerinden korunması fevkalade önemlidir. Siber saldırılar ve veri ihlalleri konusunda bilgi ve becerilerinin arttırılması noktasında her zamankinden daha müteyakkız olmalıyız. Siber saldırılara karşı koyma kapasitesinin ehemmiyeti geçtiğimiz günlerde Lübnan’a gerçekleştirilen terör eylemlerinde açıkça görüldü. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimiz tarafından 18 ülkenin katılımıyla 17-19 Eylül 2024 tarihlerinde bir siber güvenlik yarışması gerçekleştirildi. Buradan yarışmaya katılan tüm ülke takımlarını tebrik ediyorum. Yarışmada başarılı olan Azerbaycan, Mali ve Pakistan ülke takımlarını ayrıca kutluyorum. Üye ülkelerimizi siber güvenlik konusunda daha fazla ortak projeler geliştirmeye davet ediyorum. İslami finans ve dijitalleşme alanlarında da önemli gelişmeler yaşanıyor. İslami finansın dijitalleşmesini desteklememiz, finansal sistemlerimizin daha adil, şeffaf ve erişilebilir olmasını sağlayacaktır. 40. İSEDAK Bakanlar Toplantısı görüş alışverişinin temasının İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerde ödeme sistemlerinin dijital dönüşümü olmasını oldukça isabetli buluyorum.

İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerarasında tercihli ticaret sistemi ortak çabalarımız neticesinde 2022 Temmuz ayı itibariyle yürürlüğe girdi. Bunu teşkilatımız adına tarihi bir kazanım olarak görüyoruz. Sistemin genişletilmesi ve derinleştirilmesi çabalarına önem veriyoruz. Ev sahipliğimizde gerçekleştirilen Ticaret Müzakereleri Komitesi 3. Bakanlar Toplantısı’nın ve yürütülecek teknik çalışmaların sistemin yeni alanlarla genişletilmesinde güçlü bir zemin oluşturacağı kanaatindeyim. Bu vesileyle sisteme henüz taraf olmamış tüm ülkelere sisteme katılım noktasında davetimi yineliyorum. Burada şunu da ifade etmek isterim: İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim Merkezi’nin aktif şekilde çalışır hale gelmesinden memnuniyet duydum. Merkezin üye ülkelerle daha fazla tanınması ve öncelikli bir adres olarak benimsenmesini için yapılacak çalışmalara sizlerin de destek vermesini bekliyorum.

Bir diğer önemli husus KOBİ’lerimizdir. İSEDAK KOBİ programıyla küçük ve orta ölçekli işletmeler arasında iş ağları oluşturarak ticaret hacmimizi artırmayı hedefliyoruz. Henüz dahil olmamış ülkeleri programa katılmaya davet ediyorum. İSEDAK çalışma grupları kapsamında kalkınmamız için önem arz eden pek çok mesele bu yıl geniş bir katılımla ele alındı. Tecrübe ve iyi uygulamaların paylaşılmasına yönelik 15 ülkemizde saha araştırmaları gerçekleştirildi. Üye ülkelerimizdeki kurumsal ve beşeri kapasitenin artırılması amacıyla bugüne kadar 157 projeye destek verdik. Bu yıl da 45 ülkemizin faydalanıcısı olduğu 24 projeyi devreye alacağız. Ayrıca İSEDAK Kudüs programı kapsamında bugüne kadar desteklenen proje sayısı 20’ye ulaştı. Politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi noktasında proje destek mekanizmalarından daha çok istifa edilmesinde fayda görüyoruz.

Sizlere veda etmeden önce şu hususu tekrar vurgulamak istiyorum: Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan ve diğer İslam coğrafyalarında yaşanan acılardan daha acı olan Müslümanlar arasındaki anlamsız ihtilaflardır. Çevremizdeki tüm bu trajedilerin daha ağır, daha vahim tarafı süre giden tepkisizliktir, suskunluktur, gereksiz bahanelerin arkasına sığınmaktır. Şunu çok iyi biliyoruz: Şayet biz çözmezsek kimse bizim meselelerimizi çözemez, çözmek de istemez. Şayet biz ihtilaflar yerine kardeşliğimizi büyütmezsek, başkaları bizim adımıza bunu yapmaz, yapamaz, dünyadaki belki kendimizi tatmin edecek geçerli mazeretler bulabiliriz, ama yarın ruz-i mahşerde bütün o mazeretler hükümsüz olacaktır. Dolayısıyla, bir olmaktan, beraber olmaktan, Müslümanlar olarak tüm ayrılıklarımızı rafa kaldırıp ortak tehditler karşısında birlik olmaktan başka hiçbir kurtuluş yolumuz yoktur.'' dedi.

Anahtar Kelimeler:
İSEDAK ToplantısıGazze
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.