Öne Çıkanlar Mahmut Özer öğrenci sağlık personeli enflasyon Müze ve Ören Yerleri

Sonbaharda Erken Seçim Mümkün Mü?

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ''Millet iradesinden başka güç tanımam. Bir taraftan demokrasiden bahsederek öbür taraftan da halkın büyük çoğunluğunun oylarıyla tartışmasız bir seçim sonucunda seçilmiş olan bir Cumhurbaşkanını kaçmakla itham etmek iyi niyetli olarak hiçbir yerde değerlendirilemez; büyük bir çelişki.'' dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ''Sonbaharda bir erken seçimi mümkün görüyor musunuz?'' sorusuna erken seçim ihtimalinin sıfıra yakın olduğunu belirtti ve ''Yeni sistemi anlamamaktan kaynaklanan bir durum olduğu kanaatindeyim. Ben seçimlerin vaktinde yapılacağını düşünüyorum. Bununla ilgili hiçbir şüphem yok.'' dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ''Bir kişinin ifade hürriyeti, bir başkasının da şerefi, itibarı, haysiyeti söz konusu. Normal hayatta nasıl birisine hakaret edilemiyorsa başka bir insana zarar verilemiyorsa aynı şeyin sosyal medya alanında da sanal ortamda da geçerli olması lazım. Madem sanal ortamda yiyecek içecek alabiliyorsunuz, yani somut bir neticesi oluyor, aynı şekilde hakaretin de sövmenin de bir somut karşılığı olduğunu herkesin anlaması, bilmesi lazım.

Dokunulmazlık aslında parlamentoyu koruyan bir müessesedir. Niye? Parlamentoda müzakereler, oylamalar yapılıyor. Dokunulmazlık olmasa bazı milletvekillerinin gözaltına alınması, tutulması suretiyle parlamento kararlarının oylamaları esnasında etkilenme ihtimaline binan böyle bir koruyucu mekanizma geliştirilmiş. Dokunulmazlık gibi bir müessese var, dokunulmazlığın kaldırılması gibi de bir hukuk müessesesi var. Bu dengeyi de gözetmek lazım. Milletvekili dokunulmazlığı bir suç işleme özgürlüğü, bilhassa devletin anayasal düzenine, millete, TBMM'nin varlık sebebine karşı bir suç işleme özgürlüğü, zırhı değildir. Öyle değerlendirilmemelidir. Suçların mahiyetine, niteliğine göre bu konuda bazı adımlar atılması gerektiğini ben de düşünüyorum. Ama bu konuda yetki karma komisyonun ve siyasi partilerin, grupların yetkisidir.

Parlamento içinden hükümet çıkmasın, hükümet doğrudan halk tarafından seçilsin. Çok basite indirgeyecek olursak hükümet sistemi değişikliğinin özü bu. Bu, Türkiye'yi bu anlamda vesayetçi anlayıştan ve kayıt dışı siyaset unsurlarının etkisinden kurtaran bir husustur ve gerçek manada milletin belirleyeceği bir hükümeti sağlayan bir hükümet düzenidir.

Anayasa'da 1982'den bu yana birçok değişiklik olmuş. Bu anlamda bir iç bütünlüğü olan yeni bir anayasaya birçok bakımdan ihtiyaç var. 'Yeni anayasa' seçimin gündem maddelerinden birisi olabilir.

Artık 1960'ların, 1980'lerin Türkiye'si söz konusu değil. Milletimiz de 1960'ların, 1980'lerin milleti değil. Dünya öyle değil. Çok büyük değişiklikler oldu. Bu değişikliklerin sonucunu da 15 Temmuz'da gördük. Artık darbelerle, vesayetle halkın iradesini küçümseyen, manipüle eden anlayışlarla sonuç olabileceğini düşünmenin yanlış olduğunu çok açık ifade etmek isterim.

Bu konuda bugün bir söylem tutturanların 1, 2, 3 sene önce çok daha farklı söylemler ortaya koyduğunu görüyoruz. İtiraz edenlerin bir tutarlılık kaygısı olmadığını görüyoruz. Türkiye'de olan bu göç yüküne burun kıvıran, sizde dursun biz belki yardımda bulunuruz gibi yaklaşan Avrupa ülkeleri şimdi benzer bir göç dalgasını Ukrayna üzerinden yaşadılar. Tüm dünyada ne olabileceği, ülkelerin neyle karşılaşabileceği sürpriz gibi bir durum haline geldi. Onun için 'göç küresel bir sorundur' diyoruz. Birlikte, makul, günlük birkaç ufak siyasi meseleye, jargona bunu hapsetmeden konuşmak, tartışmak lazım.

Türkiye, sınırlarının ötesinde bir terör örgütü yapılanmasına, kurumsallaşmasına müsaade etmez. Terörü kendi kaynağında, ortaya çıktığı yerde yok edecek hamleleri Türkiye her zaman yapma hakkına da bu güce de sahiptir.'' dedi.

AK Parti MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ''Birisi çıkmış 'biz bunlara sandığı teslim edemeyiz' demiş. Bu bizi niye ilgilendirir. Biz iktidarın değişimi ancak sandık yoluyla olur diyoruz. İktidarın sandık yoluyla değişimine karşı çıkanlar ortada, biz değiliz. Seçim güvenliğiyle ilgili büyük problemler olacak diye bir ton cümle kuruluyor.

Türkiye'nin seçim güvenliği ile ilgili bir ton kapasitesi var. Geçen seçimlerde oy çuvallarının üzerinde yatan vatandaşlarımızı gördük. Hangi partiden olursa olsun gidip de orada bekleyen vatandaşlarımıza saygılarımızı sunuyoruz. İster bizim ister muhalefet partilerinden olsun. Hangi vatandaşımız o oyların başında duruyorsa, birileri müdahale edecekse eğer engelliyorsa bizim için saygıdeğerdir.

Seçimlerin yenilenmesi ya da itirazlar. Bunlar seçim kanunu ve YSK'nın düzenlemeleri içerisinde zaten düzenlenmiş. Biz seçimlere katılımın en yüksek olduğu ülkelerden bir tanesiyiz. Vatandaşlarımı gidecek, siyasi partilerden gözlemciler olacak, insanlar oyların sayılmasını bekleyecekler. Her seçim olduğu gibi saygı gösterilecek, bu kadar basit.

Ben bu kürsüden o partilerle ilgili konuşup bir hata yapsam bir daha ağzımı açmam. Sandığın belirleyiciliği dışında kim açıklama yapıyorsa reddediyoruz. Sandığın iradesinin dışında kim başka bir iradeden bahsediyorsa reddediyoruz. CHP adına toplumu tehdit eden, CHP'ye yakın gözüküp de insanları tehdit eden bir sürü tweeti saysam burada basın toplantısını bitiremeyiz.

Genel başkanımız hayatı boyunca defalarca seçime girmiştir. Sandığı lekelemeye, hakaret etmeye dönük hangi yaklaşım varsa ayağımızın altındadır. Demokrasi en büyük kazanımdır. Bu sandığımızın korunması için Başbakanlarımızı, bakanlarımızı şehit vermiş milletiz. Bizim için sandık kazanılmış mücadelenin, demokrasinin ürünüdür.

Milletimizin en büyük kazanımı, sermayesi bu sandıktır. Sandığın namusunu, hukukunu koruyacağız. Birbirimizi milletin iradesiyle ilgili olarak saçma sapan açıklamalar üzerinden suçlamaya kalkarsak bu bir siyasi rekabet olmaz. Siyaset saygın bir iş olmalı, milletin ihtiyaçlarının görülmesi için yürütülmeli.

Biz iktidar olursak şunu şöyle, bunu böyle yaparız diyorlar. Hiçbir şekilde hukuktan, programdan bahsetmiyorlar. Gece gündüz ya AK Parti'ye, Cumhur İttifakı'na oy verenleri tehdit, kendilerine oy verecek kesimlere hukukla bağdaşmayan vaatler.

6'lı masadaki taktik mücadelelerini ben bilmem. Oradan neyin çıkacağı bizi ilgilendirmez. Bir korku filmi mi çıkar, bir Netfilix dizisi mi çıkar bilemem. Milletin emaneti millete hürmet ederek kullanılır. Kim AK Parti adına çıkıp da sandığa hakaret ediyorsa o bizden değildir.

Yasa teklifleri geldiği zaman sırf hükümetten geldi diye otomatiğe bağlanmış bir tembellik var bazı siyasilerde. Bunlar hazırlanırken AB'de düzenlemeler, dünyadaki mevzuat düzenlemeleri bütün bunların incelendiği, kapsamlı çalıştay ve toplantılar yapıldı. Rusya-Ukrayna savaşı çıktığında, Cumhurbaşkanımız da ifade etti 'Bu haksız işgale karşı çıkıyoruz tutup da bunu Rus nefretine çevirmeyin' demişti. Bazı sosyal medya platformları geçici olarak Ruslara dönük nefret kampanyasına izin verdiğini söyledi. Böyle bir şey olabilir mi?

Kişilerin namusuna, ticari itibarına bu şekilde saldırılar yapılıyor. Esas olan şudur, bu büyük ve muazzam yapılara karşı bireyi nasıl koruyacağız? Bir yasakçılık olarak değil bireyin hak ve hürriyetlerin korunması mantığı ile çalıştılar. Bir kampanya başlatıyorlar, kişi diyelim ki banka kredi için başvurmuş. Onu engelliyorlar. Özel hayatla ilgili öylesine şeyler yazıyorlar ki?'' dedi.

Anahtar Kelimeler:
Erken SeçimMustafa Şentop
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.