Birinci doz aşı, ikinci doz aşı derken sıra üçüncü doz aşı ve dördüncü doz aşı konusuna geldi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, bu konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, ''Hem tıp otoriterleri hem de aşı üretici firmaları tarafından kesinlikle 3'üncü doz aşının yapılması gerektiği belirtildi hatta İsrail 4'üncü doza başladı çünkü belirli bir süre sonra bağışıklık sistemi biraz zayıf kişilerde bunlar da 65 yaş üstü kişiler, koruyucu antikorlar da olmayınca enfeksiyona, koronavirüse karşı açık hale geliyorlar. Her doz aşıda lokal yan etkiler görülebilir. Bunlar kolda ağrı, şişlik, genel halsizlik, eklem, baş ağrısı, ateş. Belki vertigosu gelişen, özellikle koltuk altında bezeler, şişlikler gelişenler oldu. Tabi ki bunlar sık gördüğümüz yan etkiler. Onun dışında aslında bizim için bazen de korkutucu yan etki kalp kası iltihabıydı. Bizim de burada vakalarımız oldu, çok nadir olarak gördük. Biz vakalarımızda çok kalıcı hasarlı bir etki görmedik.
3'üncü ve 4'üncü dozda bağışıklık sistemini biraz daha tetikledikçe yan etkiler özellikle genç popülasyonda biraz daha fazla olabilir. Bunlar lokal etkiler dışında beki kalp kası tutulumu olabilir, sinir tutulumları olabilir, belki hafif felç yapıcı gelip geçici etkiler gibi olabilir ama bunlar genele baktığımızda milyonda 3-4 kişide görülecek etkiler. Ancak koronavirüsün etkilerine baktığımızda; akciğerler çok kötü etkileniyor, kalp çok kötü etkileniyor ve kalıcı hasarlar da oluşabiliyor. Onun dışında koronavirüsün kendisi kısırlık da yapabiliyor. Beyinde hasar bırakıcı etkiler olduğu tespit edildi. Kalpte aritmi etkileri oluşuyor. Aşılarda özellikle kalpte bir ritim bozukluğu ileri seviyedeyse ve kalp pili varsa bazen ritmi olumsuz yönde tetikleyebiliyor. Ancak bunun da ilacı ve takibi olduğu için şu ana kadar bizim yine çok ciddi bir vakamız olmadı.
Koronavirüs geçirdiklerinde ucu bilinmeyen 'kontrolsüz güç' dediğimiz hasarların nereye gideceğini bilmediğimiz, belki yıllar sonra ‘Evet şu hasarlar da oluşabiliyormuş’ diye birçok şeyi konuşabiliriz. Dolayısıyla kontrollü şekilde aşı yapıp bağışıklık sistemimizi virüse karşı aktif hale geçirmek her zaman daha bilimsel, daha akılcı bir yaklaşım. O günlerde bir halsizlik, hafif ateş, öksürük olabilir; ama özellikle göğüste baskı tarzında ağrı, ciddi nefes darlığı, halsizlik olursa buna bulantı da eklenirse mutlaka hastaneye müracaat etsinler çünkü belki kalp kası tutulmuş olabilir. Onda da tedavilerimiz, takiplerimiz var. Bazı nörolojik etkiler de görülebilir. Belki yüzde felç durumu, başka bir organda güç kaybı, his kaybı olursa nöroloji başta olmak üzere müracaat ederseler en azından bir şey var mı yok mu, gelip geçici bulgular mı; vatandaşlarımızın gönlünü rahatlatmış olabiliriz.'' dedi.