TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ''İçerikten bağımsız olarak tamamen, halkın serbest oylarıyla seçilmiş parlamentonun bir anayasa yapması gerekiyor. Türkiye bunu hak ediyor şu andaki anayasa ne kadar değişiklikler yapılmış olsa da askeri dönemde yapılmış bir anayasa. Zaman içinde yapılmış değişikliklerle bütünlüğü bozulmuş diye de söylenebilir. Ama bunun yapılabilmesi için belli bir çoğunluğa ihtiyaç var. Dolayısıyla yeni anayasa konusunda en azından prensip olarak mutabakat lazım. Meclis bunu yapabilir, ama samimiyetle bir yaklaşım ortaya koymak lazım. Anayasayı somutlaştıran devletin kurumsal mimarisi ile ilgili bölümdür. Devlet yetkilerinin kullanımıyla, kullanacak olanların birbirleriyle ilişkilerine dair düzenlemelerdir. Kurumsal mimariyle, teşkilatla ilgili bölüm içermeyen bir metin Anayasa olamaz, derler. O bölüm içinde de en önemli kısım hükümet sistemiyle ilgili kısımdır. Önceki dönemde 61 ile başlayan anayasal sistemde, siyasetin alanını daraltan, vesayetçi sistemin işleyebilmesi için parlamenter sistemden yararlanmışlardır. Parlamento içindeki dengeleri değiştirdiğiniz zaman hükümet kurdurup hükümet düşürtebiliyorsunuz. Çünkü hükümet parlamento içi dengelere bağlı, bağımlı.
Bir de bunun dışında gizli saklı tehditlerle parlamento içinde dengelerle oynayan, hükümetlere etki eden birçok durum yaşanmıştır Türkiye'de. Hükümet sistemi değişikliğinde tartışmanın tarihi bir arka planı, tarihi ve siyasi bir derinliği var. Çok daha temelde bir tartışma var. Bu sebeple hükümet sistemi, başkanlık sistemi tartışmaları 1969'dan bu yana mevcuttur. Yeni bir konu değil bu. Sürücü eğitimi verilen arabalara benzetiyorum ben. Sağdaki aparatları sökmek lazım arabayı normalleştirmek için. Cumhurbaşkanımız gelince sağdaki adama bir dakika deyip adamı indirdik. Sağ taraftaki aparat durdukça birileri sağ tarafa oturmayı isteyecek. FETÖ buydu işte. Sola kim oturursa otursun, sağa oturmak istiyorlar. En temiz iş, arabayı değiştirmek, olmazsa aparatları sökmek. Hükümet sistemi değişikliği o müdahale aparatlarını sökmektir. Sistem normalleşti. Geri döndürelim demek, suyu tersine akıtmak gibi bir şeydir.
Bir yaşadığımız sanal alem var, bir de yaşadığımız gerçek alem var. Gerçek alem ile sanal alem arasında yapılan işlerin hukuki durumu bakımından bir fark olmaması lazım. Sanal alemde yapılan yanlışlar, hakaretler için de gerçek hayatta olduğu gibi müeyyideler uygulanmalı. Hukuki düzenlemelerde genel olarak bazı eksikler var, bütün dünyada var. Hukuk daha çok tanımlar üzerinden hareket ediyor. Tanıma dahil olanları içine alan kurallar getiriyor, dışında kalanları ilgilendirmiyor. Bir gazetede tekzip yazısı yapabiliyoruz, ama internetten yayın yapan medya kuruluşuna bunu yaptıramıyoruz çünkü onunla ilgili özel hüküm yok. Düzenlenmesi gereken bir alan. Bu sadece bizim sorunumuz mu, değil. Bir çok uluslar arası toplantıya katıldık. Bir çok meclis başkanı da bizimle aynı şeylerden şikayetçi oldu. Afrika'dan, Amerika kıtasından gelen arkadaşlar da aynı şeylerden şikayetçi oldu. Yeni gelişen alanlar olduğu için hukuk sistemi bu konuyu arkadan takip ediyor. Bu alanlarda faaliyet gösteren çok uluslu şirketler, birçok ülkenin ulusal mevzuatını da tanımıyor bazen. Hem ulusal mevzuat, hem uluslararası sözleşmelerle bir hukuk düzeni oluşturmak lazım.'' dedi.