Öne Çıkanlar Mahmut Özer öğrenci sağlık personeli enflasyon Müze ve Ören Yerleri

Zorunluluk Kaldırıldı! Bakan Koca Açıkladı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ''Bugünkü buluşmamızsa sanırım ilk günkü endişeli konuşmalarına önem bakımından yakın, duygu bakımından son derece pozitiftir. Size nihayet beklediğiniz haberleri vereceğim.

Kısıtlamalardan çok onların yerini almaya başlayan serbestlikten söz edeceğim. Huzurlarınızdaki kişi 2 yıl boyunca size kısıtlama ısrarında bulunan kişidir.

Covid-19 salgının ciddiyetini ilk kavrayan ülkelerden biri olmuştur. Koronavirüs Bilim Kurulumuz, bugün olduğu gibi gelişmeleri mercek altında tuttu ve öneriler geliştirdi. Tedbirleri ele alan salgınla mücadele edeceğimizi tanımlayan tedavi rehberlerini hazırladı.

DSÖ küresel bir salgınla karşı karşıya olunduğunu henüz ilan etmeden her türlü tedbiri planlayan bu kuruldur. Bilim Kurulunun bütün üyelerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Salgın sürecinde gerekli tedbirlere erken başvurduk.

Bu açıdan bakıldığında salgın hastalığın vaka sayılarına kıyasla en az etkilediği ülkeler arasındayız. Şu anda salgının toplumsal hayatımızı eskisine oranla çok daha az etkilediğini vurgulamak isterim. Teşekkür borçlu olduğumuz, varlıkları ile iftihar ettiğimiz çok insan var. Hekim, hemşire, sağlık çalışanları, kolluk kuvvetleri, ilgili bakanlıkların personeline şükranlarımı sunuyorum. En büyük teşekkürü ise aziz milletimiz hak ediyor.

Birlikte eşsiz bir mücadele verdik. Bir süredir sizlere Covid dediğimiz hastalığın gündemde kalma vasfını kaybetmekte olduğunu söylüyorum. Bu sonuca dünyanın pekçok ülkesinde de varıldığını alınan kararlar nedeniyle biliyoruz.

Ülkemizde de bazı kısıtlamalar kalkmıştı. Salgının biteceğine dair somut işaretler gördüğümüzde şartları normalleştirecek adımları attık. Karantina, izolasyon süreleri, tarama testleri, temaslılık süreleri konularında değişikliğe gittik.

Gelinen noktada hepimizin bilmesi gereken Covid-19'la mücadelenin bundan böyle bilhassa aşıyla verileceğidir. Salgın hastalıkta kullanılmak üzere geliştirilmiş bir ilaç da var. 65 yaş üzeri ve bağışıklığı baskılanmış kişilere dağıtılmasına başladık.

Şimdi sıra salgını toplumsal hayatımızın hakim unsuru olmaktan sağduyulu bir şekilde çıkarmakta, bir bakıma salgın esaretinden gerçek hayata geçmekte.

Bilim insanlarımızdan henüz erken diyen, bekleme taraftarı olanlar da var. Birçok bilim adamı ise bizlerin sosyal gerçekleri dünyadaki benzer gelişmeleri dikkate alarak salgın baskısından kurtulmuş hayata dönüş için aldığımız inisiyatifi destekliyor.

Bakanlık olarak aldığımız kararları açıklıyorum:

1) Artık açık havada maske kullanmak zorunda değiliz.

2) Kapalı ortamlarda havalandırma yeterliyse mesafe kuralına uyum gösteriliyorsa maske şart değil

3) Yeni dönemde HES kodu uygulaması kaldırıldı. Hiçbir kurum ya da kuruluşa girişte HES kodu kontrolü yapılmayacak..

4) Hastalık şüphesi olmayan kişilerde test istenmeyecek.

5) Okullarda 2 vaka çıkması halinde sınıfın kapatılması şeklindeki uygulamaya gerek görülmemektedir. Pozitif çıkan öğrenci izole edilecek ve eğitim devam edecek.

Birbirimizin yüzünü, gülüşünü özledik. Az değil 2 yıl. Normale dönüşün son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Yaşam tek duygu ve tek konu ile sürdürülemez.

Alınan kararlar salgının düşüşe geçtiği realitesine dayanmakta, hayatımızın ihtiyaç duyduğu psikolojik rehabilitasyonu amaçlamaktadır.

Bakanlık adına en iyisini yapmayı, en doğru kararı vermeyi amaçladığımızdan kimsenin kuşkusu olmayacaktır.

Bir kişi salgın bitmedi ya da salgın bitti dediğinde somut gerçek değişmiyor. Salgın etkisini yitirdi, gözle görülür gerçek budur. Salgın kelimesine eskisi kadar vurgu yapmaya gerek yoktur. Salgını günlük hayatın ana kriteri olmaktan çıkarmalıyız.

Salgınla toplum olarak kısıtlamalar aracılığı ile mücadele etme döneminden hastalıktan bireysel olarak korunma aşamasına geçmeliyiz. Kişisel korunma da istersek süregelen alışkanlıklarımızı sürdürebiliriz.

Maskeleri hayatımızdan çıkarmıyoruz, maskeyi gerektiğinde hemen takmak üzere yanımızda taşıyoruz.

Özellikle büyüklerimiz, kronik hastalığı olanlarla bir arada iken maske günlük hayatımızın vazgeçilmezi olmalıdır.

Kısaca bazı grafikleri paylaşmak istiyorum. Son 1 ayda vefat eden vatandaşlarımızın yalnızca yüzde 8'inin hiç bir ek hastalığı yok. Yani vefat vatandaşlarımızın yüzde 92'sinin Covid dışında ek bir hastalığı olduğunu ifade eden önemli grafik.

Burada vefatların yüzde 92.2'sinin en az iki tanıyla vefat ettiği görülüyor. Yani Covid dışında en az bir hastalığı olan yüzde 92.2.

Sadece Covid tanısı alan yüzde 7.8. Hiç ek hastalığı olmayanların yaş ortalaması 63. Ek hastalığı olmayan vatandaşlarımızın da yaş ortalaması yine gençler olmadığını, ağırlıklı olarak 60'ın üzerinde ortalamasının 63 olduğunu görüyoruz.

13 ayrı ek hastalığı olanların vefat yaş ortalaması 77'dir. 2021 mayası ayı yani Omicron'un olmadığı deltanın ağırlıklı olduğu dönemde yaş ortalaması 68. Omicron'un baskın olduğu dönemde yaş ortalaması 77. Delta özellikle virülansı yüksek olan varyanttı. Genç yaş grubunu da etkileyen varyanttı. O dönemde yaş ortalaması 68 iken Omicron daha yaşlı ve ek hastalığı olan kişileri etkileyen varyant.

Yaş gruplarına göre vefat oranlarına bakıldığında son ay vefat edenlerin yüzde 91.5'i 60 yaşından büyükler. Delta varyantının baskın olduğu 2021 Mayıs ayında bu oran 71,4 idi.

Sağlık kuruluşlarımızın kapasitesini ve bu noktada sağlık kuruluşlarının yükünü görmek aşısından hastane günlük yatışlarına bakıldığında, giderek günlük yatışların Covid, Omicron öncesi döneme geldiğini görmüş oluyoruz. Ortalama 6-7 hafta öncesine gelmiş olduğunu görüyoruz.

Yoğun bakımlarda da benzer şekilde son iki haftada günlük yatışların azaldığını görüyoruz, düşüşe geçtiğini, Omicron öncesine doğru hızla düşüş yaşandığını görüyoruz.'' dedi.

SORULAR VE CEVAPLAR

TURKOVAC'TA SON DURUM

Turkovac aşısı şu an bizim sahaya verdiğimiz 1 milyonu geçti. Üretimde her geçen hafta artış içinde. 2 ay sonra aylık 1-1,5 milyona erişmiş olacağız. Geçen Cumhurbaşkanımızın ziyareti ile Kongo'ya göndermiştik. Yurt dışında faz 3 çalışması olarak Azerbaycan'da bütün hazırlıklar tamamlandı, haftaya başlamış olacak. Turkovac'ı biz önceki hafta bütün hastanelerimizde uygulamaya yeni başladık. Gelecek haftadan itibaren aile hekimleri olmak üzere bütün sağlık kuruluşlarımızda başlatmak istiyoruz. Vatandaşımızın erişimi daha kolay olacak. Turkovac aşımıza sahip çıkalım. Sinovac çalışmalarındaki etkinliğini biliyoruz. Önümüzdeki haftalar bu aşı yapılmış olanların hastalık geçirme durumuyla ilgili verileri zannediyorum 2-3 hafta içinde paylaşmış oluruz.

MOLNUPIRAVIR KİMLERE VERİLECEK?

Şu an Bilim Kurulu'nun bu anlamda önerdiği özellikle 65 yaş üstü, bağışıklığı baskılanmış olan kişilere verilmesi şeklinde. Bunu sahaya yaygın olarak verdik. Bundan sonraki dönemde bu yaş grubu ve bağışıklığı baskılanmış şekilde verilecek. Bunu daha alt gruba vermek için Bilim Kurulu yer almadı. Molnupiravir ilacının etkinliği hastaneye yatışları, vefatları en az yüzde 30 oranında azalttığını biliyoruz. Türkiye'de bu ilacı biz yerlileştirdik, 70'de bir maliyete indirildi. Bu ilaçtan yaygın olarak bütün illerimize dağıtmış olduk. Özellikle vatandaşlarımızın aşı konusunda hassas olmaları, riskli olan 65 yaş üstü vatandaşlarımızın hatırlatma dozunu asla ihmal etmemeli, hastalık semptomu gelişirse testlerini yapmalarını, ilaca ne kadar erken başlanırsa o kadar etkili olduğunu biliyoruz. Belirtiler başladığında erken dönemde 65 yaş üstü ve riskli grubun PCR testi yaptırmalarını son derece önemsiyoruz.

AŞI TEDARİĞİNDE SORUN VAR MI?

Genelde aşı tedarikiğimizde sorunumuz yok. Turkovac'ın devreye girmesiyle birlikte her geçen gün Sinovac tercihinin azaldığını söyleyebilirim.

DÖRDÜNCÜ DOZ NE ZAMAN AÇILACAK?

Şu an dördüncü doz ile ilgili Bilim Kurulu kararı olmadı. Ama dördüncü doz gerekecekse riskli ve bağışıklığı baskılanmış kişiler için belki düşünülebilir. Ama şu an bir karar yok.

TURKOVAC'TA KLİNİK ÇALIŞMALAR

Şimdi doğrusu üzülüyorum. Klinik çalışma devam ediyor. Klinik çalışmaların durdurulduğu diye bir durum sözkonusu değil. Üzüntüm bir şekilde Türkiye'nin 50 yıldan sonra hücreden itibaren geliştirdiği aşıyı üretme başarısı gösteren demin de gösterdiğim tarihi geçmişi olan, 50 bin metrekare kapalı alanla her türlü aşının üretilir olduğu, bir hıfzıssıha bioteknoloji merkezinin yapılmış olduğu dönemde heyecan duymamız gerekirken, bilim insanlarımızın 'biz de yaptık, başardık' demelerini beklerken doğrusu üzülüyorum. Bilim insanlarımızın bizim vatandaşımızı da motive etmek sorumluluğu olması gerekmez mi?

İZOLASYON SÜRECİ DEĞİŞTİ Mİ?

Covid'li hastaların izolasyon süreciyle ilgili Bilim Kurulu'nun aldığı kararda değişiklik yok. 7'nci günden sonra semptom yoksa izolasyon bitiyor. Karantinayı aşılı ise temaslı olanlara zaten uygulamıyoruz.

TOPLU TAŞIMADA MASKE TAKILACAK MI?

Özellikle mesafenin korunmadığı kapalı alanlarda; yani mesafe korunamıyorsa uçak, otobüs, tiyatro, sinema gibi sağlık kuruluşları gibi alanlarda, okulların kapalı alanlarında maskeleri kullanmaya devam ediyoruz. Bunun dışında kapalı alan olup, mesafe korunabiliyor ise o durumda maskeyi takmanın şart olmadığını söylüyoruz. Maske hayatımızdan çıktı mı? Hayatımızdan çıkmadı; ama maskeyi nerede gerekiyorsa, gerekli olan ortamda özellikle büyüklerimizi riskli olanları korumak adına yanımızda taşımak gerektiğini söylüyoruz.

Kapalı alanlarla ilgili hem uçak hem otobüs hem servis gibi, sinema, tiyatro, sağlık kuruluşları, okulların kapalı alanları gibi mesafenin korunamadığı yerlerde maske kullanmak elbette zorunludur.

MASKE KULLANIMI NE KADAR SÜRECEK?

Maske pandemi dönemi bittikten sonra hayatımızda yeri olacak mı? Biz maskenin faydasını gördük. Pandemi sonrası dönemde de bundan böyle herhangi grip, nezle, Covid veya üst solunum enfeksiyonu geçiren vatandaşımız,bir başkasına bulaştırmamak için normal hayatımızda artık maskenin taşınmaması gerektiğini biliyoruz. Bunu böyle kabul etmemiz gerektiği kanaatindeyim.

MÜZİK YASAĞI

Müzik yasağıyla ilgili doğrusu bilim kurulunun bir kararı yoktur. Onun da yakın dönemde kalkacağı kanaatindeyim.

SAĞLIK ÇALIŞANLARIYLA İLGİLİ DÜZENLEMELER

Özellikle hekimlerimizle, sağlık çalışanlarımızla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Epey bir zamandan beri özellikle özlük hakları dahil olmak üzere, şiddet gibi,sağlık çalışma ortamlarının düzenli hale getirilmesi gibi birçok konuda çalışmalarımız var. Maaşlar konusuyla ilgili Maliye ve Çalışma Bakanımızla birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Emeklilikle ilgili ise 3600 Ek Gösterge ile bir çalışma sözkonusu. Bizim beklentimiz özellikle hekimlerin de hakimlere benzer şekilde emeklilikte korunması. Bu çerçevede bir gayret var. Şiddetle ilgili özellikle sayın Cumhurbaşkanımızın bilgisi dahilinde Adalet Bakanımızla birlikte son üç aydan bu yana devam eden bir çalışmamız var. Bununla ilgili bir noktaya geldiğimizi söyleyebilirim.

Sayın Adalet Bakanımızın bir cümlesi vardı, 'Tazminat konusunda hekimler de hakimler gibi korunacak'. Sayın Cumhurbaşkanımıza da yakın zamanda bu çalışmaları arz edeceğimizi, bunların uzun sürmeyeceğini ifade etmek istiyorum. 10 Mart'ta; yani haftaya Adalet Akademisi ile birlikte sağlık çalışanlarının hukuki haklarının, özellikle korunmasıyla ilgili bir sempozyum yapılacak. Bu sempozyumda ben ve Adalet Bakanımızın bir konuşması olacak. Üç oturum yapılacak. Hem Yargıtay hem Danıştay hem AYM'den üst düzey katılımlar sağlanarak yargıda da özellikle özellikle sağlıkta şiddetin farkındalığını sağlamak üzere bu çalışma yapılacak. Bütün olumsuzlukların farkında olduğumuzu ve bunları çözmek için yoğun gayret içinde olduğumuzu, bunların çözüleceğini söylemek istiyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.