Öne Çıkanlar Mahmut Özer BİM yüz yüze eğitim Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki Eğitim Merkezi Tarım Alanı Çerçeve Öğretim Programı

Seyyanen Zam Beklentisi Karşılanmalıdır

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ''Memur-Sen’in gücü sadece üye sayısıyla sınırlı değildir. Sadece ne kadar geniş bir coğrafyada faaliyet gösterdiğiyle de sınırlı değildir. Memur-Sen, çalışma hayatının sorunlarıyla ilgilendiği kadar, kamuda emek mücadelesini verdiği kadar demokrasimize, millî iradeye de dört elle sarılan, sahip çıkan bir örgütlenmedir. Kamu sendikacılığının uzun yıllar önemsenmeyen bir alan olarak kaldığını sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz. Bu eksikliğin bilinciyle, Cumhurbaşkanımız liderliğinde, kamu görevlileri sendikacılığının güçlenmesi için önemli reformlara imza attık. Attığımız adımlarda her zaman sizlerden gelen taleplere kulak verdik; her bir düzenlemeyi de yine sizlerle istişare içinde hazırladık. 28 Şubat’ın o karanlık günlerinde kamu personelinin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan kamuda kılık ve kıyafet yasaklarını biz kaldırdık. Aynı şekilde, inancından ötürü ötekileştirilen, türlü mağduriyetler yaşayan kamu personelimizin imdadına biz koştuk ve inanç özgürlüğü ve haklarıyla ilgili sağlam güvenceler getirdik. Kamu görevlilerimizin toplu sözleşme hakkını anayasal güvenceye biz kavuşturduk. Disiplin kurullarında sendika temsilcilerine yer vermenin yanında disiplin cezalarına yargı yolunu açtık.  Geçici personel statüsünü sözleşmeliye dönüştürdük ve sendikaya üye olabilme hakkı tanıdık.

28 Şubat’ta dik duran sizlerdiniz. Gezi provokasyonunda, 15 Temmuz hain darbe girişiminde eğilmeyen yine sizlerdiniz. Suni sendika değiştirme eylemleriyle yürütülen karalama kampanyalarına, fitneye ve her türlü vesayete yine en güçlü cevabı kamu boyutunda Memur-Sen vermiştir.

Tüm çalışanlarımız, büyüyen Türkiye’nin artan refahından hak ettiği payı alacak. Kamuda liyakati esas alan yaklaşımımızı güçlendirerek sürdüreceğiz. Bu çerçevede liyakat ölçütlerini daha şeffaf bir şekilde ortaya koyan ve daha etkili uygulanmasını sağlayıcı mekanizmaları güçlendireceğiz. Bölgesel geçim endekslerini dikkate alarak kamu çalışanlarının sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız. Cumhuriyetimizin 100. yılında tüm emekçilerimizin satın alma güçlerinin korunmasına yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Kamu görevlilerimiz için toplu sözleşme hakkını 2010 yılında anayasal güvenceye kavuşturmuş, 2012 yılında ise yasal düzenlemeleri gerçekleştirmiştik. O günden bugüne konfederasyon ve sendikalarımızla toplam 6 toplu sözleşme dönemi geçirerek kamu çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarında yüzlerce iyileştirme yaptık. İnşallah Ağustos ayında da 7. Dönem Toplu Sözleşme’yi imzalayarak bu iyileştirmeleri daha da artıracağız. Sorunların, eksikliklerin bilincindeyiz; bunların da bertaraf edilmesi için yine birlikte çalışacağız.

14 Mayıs seçimleri, Türkiye ileri mi gidecek yoksa hem kamunun hem siyasetin düğümlendiği yıllara mı dönecek, bunun belirleneceği tarihtir. Kendinden olmayanı dışlayan, kamu görevlisine parmak sallayan CHP zihniyetiyle emeği baş tacı edenler arasında bir seçimdir. Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız diye söz verip belediyelerde personel kıyımı yapan bunlar değil mi? Belediye kadrolarını bölücü terör örgütünün uzantıları başta olmak üzere yandaşlarına peşkeş çeken bunlar değil mi? Kendileriyle aynı ideolojik çizgidekiler dışında hiçbir sendikanın, hiçbir STK’nın faaliyet yürütmesine müsaade etmeyen de bunlar. Bu garabet zihniyetin belediyelerde ortaya koyduğu yaklaşım aslında ülkeyi geriye götürecek yönetim anlayışlarının bir örneği.'' dedi.

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ''Mücadelemiz, emeğin değerini bulması, alın terinin karşılığını alması içindir. Mücadelemiz, aynı zamanda Türkiye’nin korku tünelinden çıkması, ham demokrasinin tam demokrasi olması, milletin değerleriyle uğraşanlara karşı milletin değerlerini baş tacı edip millet iradesinin yanında olmaktır.

Tercihimiz her zaman milletin yanında olmak, millet iradesini tam ve kâmil kılmak, ham demokrasiden tam demokrasiye geçmekten yana oldu. Memur-Sen olarak, Türkiye’nin demokratikleşmesinde çok büyük payımız var. Kurulduğumuz yıllar eski Türkiye’nin en karanlık dönemine denk geldi. Müesses nizam milletle, millet iradesiyle ve milletin değerleriyle savaş hâlindeydi. Emek ve hürriyet birbirinden ayrılmaz dedik, emek kadar hürriyeti de savunduk. Biz vesayet rejimine karşı milletin değerlerini, iradesini, özgürlüğünü savunduk. Kamu görevlilerine kazandıracağımız en değerli kazanım şüphesiz üzerimizdeki vesayet perdesini yırtıp atmaktı. Biz de öyle yaptık.

Bin yıl sürecek denen 28 Şubat vesayetini meydanlarda eylemlerle, topladığımız 12 milyon 300 bin imzayla, yasama süreçlerine katkılarımızla, gayret ve girişimlerimizle 10 senede yırtıp attık. 12 Eylül darbe anayasasına karşı sivil anayasayı, 28 Şubat’a karşı temel özgürlükleri ve sivil siyaseti, ‘Savunan Adam’ı, darbe planlarına, gece yarısı muhtıralarına karşı millet iradesini, ‘Uzun Adam’ı, 15 Temmuz işgal ve darbe girişimine karşı irademizi, vatanımızı, varlığımızı, bekamızı savunduk. Bu ülkeye nefes aldıracak, vesayetin kör düğümlerini çözecek referandumların tamamına destek olduk. Ortak akıl mitingleriyle, sivil anayasa çalışmalarımızla vesayetin çarklarını tek tek kırdık. Darbecilerin kuklaları olan 5’li çeteyle de, onların apoletli sendikacılıklarıyla da mücadele ettik. Terör örgütleri üzerinden denenen vesayete karşı da meydanlarda biz vardık. Üniversitelerde YÖK üzerinden, yargıda HSYK üzerinden kurulmak istenen bürokratik vesayetle yine biz mücadele ettik.

4688 sayılı Kanun’da değişiklik yapılmasını elzem görüyoruz. Bunun için bizler memnuniyetin artması, daha fazla çözüm üreten bir toplu sözleşme masası için toplu sözleşmenin kapsamının genişletildiği, tutanak düzenine geçildiği, sürenin artırıldığı, hakem heyeti aritmetiğinin düzeltildiği, örgütlenme özgürlüğünün genişlediği, grev hakkının temin edildiği, kanundaki çarpıklığın düzeldiği, masadaki adaletsizliğin giderildiği, dayanışma aidatının geldiği zeminin temin edilmesini istiyoruz.

1. dereceye yükselen tüm kamu görevlilerinin ek göstergelerinin 3600’e çıkarılmasını, kamudaki avukatlar, şube müdürleri, müdürler, mühendisler, vaizler, murakıplar, uzmanlar ve diğer teknik personel ile idari personelin beklentilerini karşılayacak iyileştirmelerin sağlanmasını, kamu görevlilerine de bayram ikramiyesi verilmesini, özelleştirme sonrası sözleşmeli olarak çalışan kamu görevlilerinin zorunlu emekli olma durumlarına son verilmesini, SGK personeline ilave tazminat verilmesini, yardımcı hizmetler sınıfı personelinin genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesini istiyoruz. Art arda yaşadığımız depremlerde, bölgede görevli olan kamu görevlilerine fazla çalışma ücreti ve tazminatların tavan miktar üzerinden ödenmesini, üniversite idari personelinin kurumlar arası yer değişikliği hakkının gecikmeden hayata geçirilmesini, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na 24 saat esaslı hizmet üreten yurt, kamp, sporcu eğitim ve gençlik merkezlerinde görevli kamu görevlilerine nöbet ücreti ödenmesini, Sağlık Bakanlığı’nda görev yapan sağlık çalışanları ile araştırmacı kadrolarında görev yapan sağlık çalışanlarının ek ödeme sorununun giderilmesini, millî muharip uçağı, barajlar, hızlı tren ve hava meydanları gibi rüya projeleri hayata geçiren teknik personelin, şube müdürlerinin, şeflerin ve memurların alım gücünün artırılmasını istiyoruz.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.