Sevgili velilerim;
Bu yazı size ara tatil ödevimdir.
Lütfen okuyunuz ve ikinci dönem okul açılınca bir kahve eşliğinde yazımızı birlikte değerlendirelim.
Evet evet sana diyorum, Belgin, Pervin, Zümrüt, Merve, Melek,Elif, Burcu, Özge Hanım, evet sana da diyorum Emre, Kaan, Ahmet, İsmail, Ozan, Oben, Yavuz, Selim Bey…
1.ara tatile girdik.
Çocuklara tatil verdik ancak ya velilerimiz?
Bir zamanlar onlara da veli karnesi düzenlerdik. Sembolik de olsa bir anlamı olan bu uygulamadan vaz geçildi. Halbuki veli desteği olmadan okullarda bir arpa boyu yol alamayacağımız ortada.
Temel değerleri ve öz bakım becerilerini kazandırmadan okula gönderilen çocuklar tökezlediğinde sorumluluğun esas kendilerinde olduğu velilerimiz en acımasız müfettişlere dönüşüyor ne yazık ki.
Velilerimizin sorumluluk almaktan kaçındığı bu dönemde işimiz zor…
İşimiz zor çünkü okullarımızın kapısı önünde güvenliklerimiz olsa da şiddet internetle kol kola; okul koridorlarına, sınıflara, evlerimize giriyor.
Akran zorbalığı ve ekran zorbalığı üst boyutta. Evlerde çocuklarla baş edemeyen velilerin, onları tabletlerde şiddet figürleriyle baş başa bırakmaları ve çocuklarımızın öğrendiklerini arkadaşları üzerinde deneme isteği akran zorbalığı olarak omuzlarımıza yük oldu.
Sosyal medya ile mahremin ifşa edilmesi yalnızca gençler arasında değil ebeveynlerde de ar damarı yırtılması ile kendisini göstermekte…
Veliler artık çok meşgul, gözler telefonda tablette, her daim yoğun…
Hep suçlu sistem
Hep suçlu okullar
Hep suçlu öğretmenler…
Evladı ile günde 10 dakika bile kaliteli zaman geçirmeyen, evladına SÖZ geçiremeyen ebeveynlere göre evlatları masum, asla yalan söylemiyorlar ve okullar çocuklarının psikolojisini bozuyor.
Ve şiddet artıyor.
Mobbing artıyor…
Taciz artıyor…
Zorbalık artıyor.
Zor soru.
Yok cevap.
Eğitimde çocuğun kalbine dokunmaktan başka eğitimciler olarak bizler neler yapabiliriz?
El cevap; bu sistemde hiçbir şey yapamayız.
Kızarsak sözlü şiddet uygulamış oluruz, psikolojisi bozulur.
Dokunursak taciz olur,
psikolojisi bozulur,
Medya afişe eder.
Cimer müfettiş yollar, amir azarlar, siyasetçi tribünlere oynar…
Bir de kapalı kapılar ardında sana ne elalemin çocuğundan diyerek parmak sallarlar.
Yeni yetme bir avukat da sizi mahkemeye verir, tazminat davasından ne kazanırlarsa onlar için kâr olur.
Çözüm ne peki?
Çözüm gerçek anne baba olmakta iyi bir ebeveyn olmakta.
Anne ya da baba olmak bir insanın yapabileceği en zor işlerden birisidir.
Çünkü bir çocuğun geleceği ebeveynlerinin elindedir. Ona gösterecekleri sevgi, anlayış ve verecekleri eğitim çocuğun tüm gelişimini etkiler.
İyi ebeveynler nasıldır peki?
1- İyi gözlem yaparlar.
2- Çocuklarını iyi tanırlar.
3- Olumlu disiplin kullanırlar.
Bu ebeveynler çocuklarının uyabilecekleri ve kendilerini de bağlayan ev kuralları koyarlar.
4- Tutarlı davranırlar.
Çocuklarının her istediklerini yapmazlar, bir şeye sahip olmaları için çaba göstermeleri ve hak etmeleri gerektiğini çocuklarına öğretirler.
5- İyi örnek olurlar.
6- Koşulsuz sevgi gösterirler.
7- Çocuklarının çabalarını takdir ederler.
8- İyi bir dinleyicidirler.
9- Çocuklarına kaliteli zaman ayırırlar. Bilirler ki zaman ayırmazsak zaman bizi çocuklarımızdan a yı ra cak tır.
10- Yetişkinler olarak birbirleriyle anlaşamayıp boşansalar bile çocukları için her zaman bir araya gelirler.
Bu özelliklere sahip olan ebeveynler çocuklarına karşı olumlu ve sağlıklı bir tutum sergilerler. Bu tutum çocuğun yaşam boyu sergileyeceği olumlu ve iyi davranışların temelini oluşturur.
Biyolojik anne baba olmak kolay ebeveyn olmak zor iştir vesselam!
* E fructu arbor cognoscitur.
* Ağaç, meyvelerinden belli olur.
Erhan Ziya SANCAR
Eğitimci Yazar