Öne Çıkanlar Öğrenci Şubeleri Dijital Faşizm Tarım Kredi Kooperatif Market 1 Eylül 2022 Aktüel Ürünler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan EYT

2024 Yılı Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi

Ekonomik ve sosyal dinamikleri etkileme potansiyeli bakımından değerlendirildiğinde mesleki ve teknik eğitim, ülkelerin ekonomik kalkınması ve toplumsal refahın artırılmasında önemli bir role sahiptir. Kalkınmanın sürdürülebilir kılınmasında ve toplumsal refahın sağlanmasında en önemli güçlerden birisi kuşkusuz nitelikli insan kaynağıdır. Mesleki ve teknik eğitimin rolü özellikle nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesinde öne çıkmaktadır.

Mesleki ve teknik eğitim, bireylerin iş gücü piyasasına katılmaları için gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandırmaktadır. Aynı zamanda bireylerin kariyer geçişlerini başarıyla yönetebilmeleri için yaşam boyu beceri edinmelerini sağlamaktadır.

Özünde bir meslek edindirme faaliyeti olarak tanımlanabilecek olan mesleki ve teknik eğitim, tüm sektörler üzerindeki etkisinin yanı sıra kişilerin sosyal rollerini de belirlemesi açısından çok paydaşlı açık bir sistemdir. Meslek sahibi olmak, bireylerin sadece ekonomik bağımsızlıklarını kazanmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kişiyi bir meslek ağına dâhil eder ve toplum içinde saygınlık kazanmalarına yardımcı olur. Bir mesleğe sahip olmak, kişilerin sosyal kimliklerini güçlendirir ve onları topluma daha sıkı bağlar. Meslek sahibi bireyler, sahip oldukları bilgi ve becerilerle topluma katkıda bulunur, bu da sosyal dayanışmayı ve toplumsal refahı artırır. Ayrıca, meslek sahibi olmak, bireylerin özgüvenlerini artırır ve sosyal etkileşimlerinde daha aktif ve etkili olmalarını sağlar. 

Türkiye, genç nüfus yoğunluğu açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin ülkenin ekonomik kalkınma sürecine katkı sağlayabilmesi ve toplumun ekonomik ve sosyal refahının artması, gençlere eşit fırsatlar sunan nitelikli eğitimin erişilebilirliğine bağlıdır. Özellikle mesleki ve teknik eğitim, gençlerimizin üretim süreçlerine katılmasını sağlayacak kilit süreçlerin başında gelerek bireylere istihdam edilmelerini kolaylaştıracak bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandırmaktadır. Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınması için önemli olan iş gücü piyasasının nitelikli insan gücüne olan ihtiyacının karşılanmasında mesleki ve teknik eğitimin hayati bir konumda olmasının yanında, bireyin mesleğe yönlenmesi ve eğitimini aldığı meslek alanında istihdamı da mesleki ve teknik eğitimin hedeflerini oluşturmaktadır.

Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi, Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin mevcut durumunun ve sorun alanlarının ortaya konulması ile mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesine yönelik politika ve stratejilerin belirlenmesi amacıyla hazırlanmıştır. Hazırlık aşamasında mesleki ve teknik eğitim sürecini etkileyen üst politika dokümanları incelenmiş, bu sürecin etkilediği ve etkilendiği paydaşlarla istişare toplantıları yapılarak sorun ve çözüm stratejilerine odaklanılmıştır.

Türkiye’nin Nüfus Dinamikleri

1. Nüfus dinamikleri, ülkelerin eğitim sistemine önemli etkilerde bulunabilmektedir. Özellikle nüfusun büyüklüğü, yaş profili ve coğrafi dağılımı eğitim sistemlerini şekillendiren temel faktörlerdendir. Genç nüfusa sahip ülkelerin okul çağındaki daha fazla çocuğu eğitim sistemine entegre etme sorumluluğunu taşıması, eğitim kaynaklarının dağıtımını ve okulların altyapısının geliştirilmesini gerektirmektedir. Nüfus dinamiklerinin dikkate alınması, eğitim politikalarının etkili bir şekilde planlanması ve uygulanması için kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, özelde mesleki ve teknik eğitimi de içine alacak şekilde eğitim alanında ortaya konulacak politika ve stratejiler, eğitimin hedef kitlesini oluşturan nüfusun mevcut durumu ve gelecek eğilimleriyle doğrudan ilişkilidir.

2. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 verilerine göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişidir. Bunun 22 milyon 206 bin 34'ünü çocuklar (Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş) oluşturmaktadır. 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun %48,5'ini oluştururken bu oran 1990 yılında %41,8 ve 2023 yılında %26,0 olduğu görülmektedir. Grafik 1’de yer alan nüfus projeksiyonlarına göre; çocuk nüfus oranının 2025 yılında %26,6, 2030 yılında %25,6, 2040 yılında %23,3, 2060 yılında %20,4 ve 2080 yılında %19,0 olacağı öngörülmektedir. 2023 yılı nüfusun yaş gruplarına dağılımını gösteren nüfus piramidi incelendiğinde, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalmaya bağlı olarak yaşlı nüfusun arttığı ve ortanca yaşın yükseldiği görülmektedir. Ortanca yaş, 2022 yılında 33,5 iken 2023 yılında 34'e yükselmiştir. Bu durum önümüzdeki dönemde yaşlı nüfusun çalışabilirliğini artırmaya yönelik politikaların geliştirilmesini gerekli kılmaktadır.

3. Nüfus dinamikleri incelendiğinde her ne kadar doğurganlık ve ölüm hızlarındaki azalmaya bağlı olarak yaşlı nüfusun arttığı ve ortanca yaşın yükseldiği görülse de mevcut durumda Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olduğu ve uzun dönemde genç bir nüfusa sahip olmaya devam edeceği söylenebilir.

4. TÜİK uluslararası göç istatistiklerine göre 2022 yılında Türkiye'den yurt dışına göç eden kişi sayısının bir önceki yıla göre %62,3 artarak 466 bin 914 olduğu görülmektedir. Göç eden nüfusun %55,7'sini erkekler, %44,3'ünü ise kadınlar oluşturmaktadır. Türkiye'den yurt dışına giden nüfusun 139 bin 531'ini Türk vatandaşları, 327 bin 383'ünü ise yabancı uyruklular oluşturmaktadır. Türkiye'den göç eden nüfusun yaş gruplarına bakıldığında, en fazla göç edenlerin %15,8 ile 25-29 yaş grubunda olduğu görülmekte olup bu yaş grubunu %13,4 ile 30-34 ve %12,8 ile 20-24 yaş grubu izlemektedir (TÜİK, 2023).

5. Türkiye, çocuk nüfus oranı ve çalışma çağındaki nüfusu ile demografik açıdan önemli fırsatlara sahiptir. Ekonomik ve sosyal kalkınma bakımından oldukça önemli olan bu fırsatın değerlendirilmesi ancak toplumun her kesimine eşit fırsatlar sunan, beklentilere duyarlı, yenilikçi ve nitelikli eğitim imkânlarının sağlanması, kişilerin bu imkanlara yönlendirilmesi ve eğitimi talep etmesi ile mümkündür. Türkiye’nin genç nüfusa sahip olması, bu nüfusu fırsat ve imkân eşitliği temelinde nitelikli bir mesleki ve teknik eğitimle buluşturma sorumluluğunu da beraberinde getirmektedir.

Mesleki Eğitim ve İş Gücü Piyasası

6. Mesleki ve teknik eğitimin temel amaçlarından birisi, bireylere güncel mesleki bilgi, beceri ve yetkinlikler kazandırarak onların iş gücü piyasasına geçişini ve istihdam edilebilirliğini artırmaktır. Bu bağlamda mesleki ve teknik eğitim almış kişilerin iş gücüne katılımları ve istihdam edilmelerinin daha kolay olması beklenmektedir. TÜİK tarafından yayımlanan iş gücü istatistikleri incelendiğinde ortaöğretim düzeyinde mesleki ve teknik eğitim alanların iş gücüne katılımda ve istihdam edilmede avantajlı oldukları görülmektedir. Tablo 1’de yer alan bilgilere göre, mesleki ve teknik ortaöğretim mezunlarının iş gücüne katılma ve istihdam oranı, genel ortaöğretim mezunlarına oranla daha yüksek iken işsizlik oranları daha düşüktür (TÜİK, 2024). 

7. Mesleki ve teknik eğitim, okul ve iş yeri tabanlı öğrenme yoluyla çeşitli meslek alanlarında beceri gelişimini sağlayarak okuldan işe geçişi desteklemektedir. İyi tasarlanmış mesleki ve teknik eğitim sistemleri, iş dünyasının değişen koşullarında hem gençlerin iş piyasasına geçişini kolaylaştırmakta hem de istihdamda olanlar için iş gücü piyasasındaki geçişlerini desteklemektedir. Bu bağlamda birçok ülkede mesleki ve teknik eğitim alan gençlerin istihdam oranlarının genel programlardan mezun olanlara göre daha yüksek olduğu görülmektedir (Grafik 2). Bazı ülkelerde ise mesleki ve teknik eğitim mezunlarının istihdam oranları, yükseköğretim mezunlarının istihdam oranları ile yaklaşık olarak aynıdır. Ayrıca mesleki ve teknik eğitim istihdama geçişi kolaylaştırarak lise eğitiminden sonra iş bulmak için geçen süreyi kısaltmakta, çalışanların ortalama olarak genel lise programlarına göre daha yüksek ücretler almasını sağlamakta ve kalıcı istihdamda bulunma olasılıklarını artırmaktadır (OECD, 2020).

8. Mesleki ve teknik eğitim alanların iş gücüne katılımı ve istihdamına yönelik bu veriler ışığında mesleki ve teknik eğitimin bireyleri istihdama hazırlama ve istihdam edilmelerini kolaylaştırmada önemli bir rol üstlendiği ve böylece kişilerin toplumsal rollerini daha etkin yerine getirmelerini güçlendirdiği değerlendirilmektedir.

2024 Yılı Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.