Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''İnşallah deprem bölgesindeki 390 bin hak sahibi vatandaşımızın sonuncusu da evinin anahtarını alana kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bir kez daha Hataylı kardeşlerimize söz veriyoruz, hangi zorlukla, hangi engelle karşılaşırsak karşılaşalım, elimizde olmayan sebeplerle hangi sıkıntıları yaşarsak yaşayalım Hatay'ı eskisinden daha görkemli, daha güvenli, daha canlı bir şehir haline getirinceye kadar bize durmak, dinlenmek yok.
Temmuz ayında Meclis'imiz tarafından kabul edilen ek bütçede deprem bölgesindeki şehirlerimizde kullanılmak üzere 762 milyar liralık kaynak ayırdık. Bu yılın bütçesinde de depremzede illerimizin yeniden imarı için 1 trilyon liradan fazla kaynak tahsis ettik. Depremden en fazla zarar gören Hatay'ımız elbette ayrılan bu kaynaktan hak ettiği payı aldı, almaya da devam edecek.
Çünkü biz, deprem turistleri gibi bölge illerimizi sadece oy sandığı ufukta belirince hatırlayanlardan değiliz. Biz, depremzede kardeşlerimizi oy tercihlerine göre ayıran, oy rengine göre hizmete ve hürmete layık görenlerden de değiliz. Biz, sırf sandıktan istediği sonuç çıkmayınca deprem mağdurlarını kaldıkları misafirhanelerden kapı dışarı eden, yaptığı 3 kuruş yardımı insanımızın başına kakan vicdansızlardan hiç değiliz. Biz, depremzede kardeşlerimizin dertleriyle gerçekten dertlenen, bunların çözülmesi için samimiyetle çaba harcayan bir yönetimiz. Biz, hiçbir zaman ayrım yapmadan tüm fertleriyle milletimizin refahı, esenliği ve geleceği için ter döken bir ittifakız. İnşallah bundan sonra da yolumuza aynen bu şekilde devam edeceğiz. Kimsesizlerin kimsesi olacağız, garip gurebanın elinden tutup kaldıracağız. Yolda kalmışların yoldaşlığını yapacağız. İhtiyaç sahiplerinin imdadına koşacağız. Hiçbir insanımızı aç, açıkta bırakmama düsturuyla gecemizi gündüzümüze katacağız. Rabbim yükümüzü hafifletsin, işlerimizi kolaylaştırsın.
Bir gerçeği şu anda söylüyorum, merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, Hatay mahzun kaldı ve şu anda Hatay'daki mevcut yerel yönetim maalesef şu deprem olayından sonra 'Ba'de harab'ül Basra' oldu. Nerede belediye başkanı? Yok. İşte şimdi 31 Mart akşamı yeni bir dönemi inanıyorum ki Mehmet Öntürk kardeşim ve ekibiyle ayağa kaldıracağız.
Hatay uzun bir süredir iş ve icraat yerine laf üreten, CHP zihniyetinin elinde adeta heder oldu. İnşallah sizlerin de güçlü desteğiyle 31 Mart'ta Hatay'da yeni bir dönemin kapılarını aralayacağız. El ele, gönül gönüle vererek Hatay'ın hizmet ve eser siyaseti hasretini 56 gün sonra bitireceğiz. Belediyecilikte ülkemizin parmakla gösterilen diğer illerinde olduğu gibi Hatay'ın da her anında hep yanında olacak belediye başkanlarıyla yönetilmesini temin edeceğiz.
Amacımız katılımcı, kaliteli, memnuniyet esaslı yönetimlerle şehirlerimizi geleceğe hazırlamaktır. Bunun için büyükşehir ne kadar önemliyse ilçe belediyeleri o derece kritik ehemmiyete sahiptir. Şehrin topyekun kalkınabilmesi için hem iktidarla yerel yönetim arasında hem de yerelde merkezle ilçeler arasında uyumun olması vazgeçilmezdir. İnşallah Hatay'da da bunu başaracağız. İlçe adaylarımızın tespitiyle birlikte Hatay'da büyükşehir başta olmak üzere mümkün olan en fazla sayıda belediyeyi ittifakımıza kazandırmak için çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız.
Gerçek belediyeciliğin miladı olacak 31 Mart'ta, Hatay'ın yeni bir başlangıç yapacağına, yeni ufuklara doğru yelken açacağına yürekten inanıyorum. 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirlerimizi, 'Gerçek Belediyecilik'le taçlandırıyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Seçim akşamı Türkiye haritasını Cumhur İttifakı'nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Kendimiz ve evlatlarımız için huzurlu, mutlu, müreffeh bir geleceğin kapılarını beraberce açmaya var mıyız? Büyük ve güçlü Türkiye'miz yolumuza sıkı sıkıya sahip çıkmaya var mıyız?
Şehrimizi, merkezi idarede olduğu gibi yerelde de hizmetle, eserle, yatırımla en önemlisi de ufukla, vizyonla tekrar kucaklaştıracağız. Atalarımız, 'zaman her şeyin ilacıdır.' demişlerdir. Yaralar, zamanla kabuk bağlar. Acılar zamanla azalır, hafifler. Yalanlar, zamanla albenisini kaybeder. Hakikatler zamanla daha net görünür. Doğruluğun, iyiliğin, dürüstlüğün değeri zamanla daha iyi anlaşılır. Özellikle siyasette zaman, samimiyeti hesapçıdan, çalışkanı tembelden, ufuksuzu vizyon sahibinden ayıran en önemli unsurdur. Biz 40 yılı aşan siyasi hayatımızda bu gerçeğe defalarca şahitlik ettik. Millete 'umut' diye pazarlanan nice proje siyasi şahsiyetin, nice proje siyasi oluşumun zamanla yok olup gittiğini gördük.
Bunun en son örneği Cumhur İttifakı'nın karşısına dikilen derme, çatma yapıydı. Daha düne kadar allanıp pullanarak millete dayatılan, 'altılı masa' denilen siyaset mühendisliği ürünü projenin yerinde bugün yeller esiyor. Cumhur İttifakı ise tüm sabotajlara, tüm çelme takmalara rağmen hamdolsun yoluna güçlenerek devam ediyor. Çünkü biz günlük çıkarlar etrafında değil ortak değerler etrafında bir araya geldik. Şunu bir kez daha açık ve net ifade etmek isterim; Cumhur İttifakı, 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçakların ölüm kusan silahlarına karşı milli iradeyi korumak, milletimizin istiklal ve istikbaline sahip çıkmak gayesiyle kurulmuştur.
Bizde küçük hesaplar olmaz, bizde kendi çıkarını ülkenin menfaatinin üstünde görme gafleti olmaz. Bizde bölücü örgütün güdümünde siyaset yapanlarla demlenmek olmaz. Bizde siyasi kariyeri için tüm ilkelerini tezgaha koyan, işportacı siyaset anlayışı asla ve asla olmaz. Bizim için aslolan Türkiye ve Türk milletinin esenliği, huzuru ve bekasıdır. Bizim için aslolan şehirlerimizin hak ettiği hizmetlere kavuşmasıdır. Bizim için aslolan her bir vatandaşımızın güvende hissetmesidir. Bu uğurda verdiğimiz ve başarıya ulaştırdığımız her mücadeleyi şeref payemiz olarak görüyoruz.
Daha 8 ay öncesine kadar yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor, Halil İbrahim sofrasından bahsediyorlardı, bugün bakıyorsunuz hepsi birbirine düşman kesildi. Daha 8 ay öncesine kadar Türkiye'yi birlikte yönetmekten, ülkeye güya gerçek demokrasiyi getirmekten söz ediyorlardı, bugün birbirlerinin seçim afişlerine dahi tahammül edemiyorlar.
Daha düne kadar '13. Cumhurbaşkanımız' diye adeta pamuklara sardıkları adayı, bugün Ankara'da bir ofisin dört duvarı arasına hapsettiler. Aylar boyunca illeri beraber gezmişler, beraber video çekmişler, işin aslını bal gibi bildikleri halde 'seçim gecesi kazanıyoruz' yalanını beraber söylemişlerdi. Sonra ne oldu? Yenilginin tüm faturasını tek bir kişiye kesip elbirliğiyle kendilerini temize çıkardılar. Meselenin trajikomik yanı Bay Kemal'in, gemisini ilk terk edenleri CHP listelerinden Meclis'e sokarak, en büyük iyiliği yaptığı siyasi yan kesiciler olmasıdır.
Biz, Cumhur İttifakı olarak dün nerede durduysak bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. Biz, dün neyi savuruyorsak bugün de aynı değerlerin savunuculuğunu yapıyoruz.
Beklentilerine cevap bulamayan muhalif seçmende siyaset kurumuna karşı bir güvensizlik oluşuyor. Bundan da en büyük zararı demokrasimiz görüyor. Böyle bir tabloya seyirci kalamayız. Cumhur İttifakı olarak kendilerini muhalif sıfatıyla tanımlayan kardeşlerimize de ulaşmak, onların da siyasi taleplerine çözüm üretmek, onlara da umut vermek, cesaret aşılamak mecburiyetindeyiz. Başkaları ne yaparsa yapsın bizim yolumuz kardeşlik yoludur, muhabbet yoludur, 85 milyonun birlik ve dirliğini sağlama yoludur.
Biz de gönül diliyle konuşacak, gönüllere dokunacak, kalpleri fethetmeye çalışacağız. Bunun için önümüzdeki 56 gün boyunca tempomuzu sürekli artırmamız gerekiyor. Cumhur İttifakı olarak seçime girdiğimiz yerlerde gerek AK Parti gerekse MHP adayları için aynı samimiyetle, aynı azim ve fedakarlıkla çalışıp sandıkta netice almanın yoluna bakacağız. Medya ve sosyal medya mecralarında yürütülen çalışmaları elbette önemsiyoruz ama bunların hiçbirinin vatandaşla yüz yüze iletişimin yerini alamayacağını da gayet iyi biliyoruz. Önümüzdeki dönemde sizlerden bu hassasiyetle seçim çalışmalarımızı sürdürmenizi bekliyorum.'' dedi.
AK PARTİ HATAY İLÇE BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI
Altınözü: Rıfat Sarı
Antakya: İbrahim Naci Yapar
Arsuz: Değer Tultak
Belen: İbrahim Gül (MHP)
Defne: Gökhan Köse
Dörtyol: Oğuz Uçar (MHP)
Erzin: Erhan Akı (MHP)
Hassa: Selahattin Çolak
İskenderun: Mehmet Dönmez
Kırıkhan: Ömer Erdal Çelik
Kumlu: Mehmet Deli (MHP)
Tayas: Bekir Altan
Reyhanlı: Ahmet Selman Yumuşak
Samandağ: Seyit Ali Aslan
Yayladağı: Mehmet Yalçın