Öne Çıkanlar Mahmut Özer öğrenci sağlık personeli enflasyon Müze ve Ören Yerleri

Türkiye Yüzyılı Şehirlerini İnşa Edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Sözlerime, AK Parti Genel Merkezimizin, toplantımızı gerçekleştirdiğimiz yeni konferans salonumuzun da içinde yer aldığı ek binasının hayırlı olmasını dileyerek başlıyorum. Genel Merkezimizin daha verimli ve etkin faaliyetler yürütmesine vesile olacağına inandığım bu binamızın partimize kazandırılmasında emeği geçenleri yürekten tebrik ediyorum.

Bugün burada, AK Partimizin 31 Mart 2024 mahalli idareler seçim beyannamesini milletimizin takdirine sunmak üzere bir aradayız. Demokrasilerde her seçim, vatandaşın ülkesini yöneten hükümetten veya şehirlerini yöneten yerel idarelerden hesap sorduğu, muhasebe ve murakabe vazifesini yerine getirdiği kritik eşiklerdir.

Gerçekten her seçim yeni bir tarihin, yeni bir dönemin, yeni bir sürecin başlangıç noktasıdır. Seçim, demokrasiyle yönetilen ülkelerde, halk adına ülkenin idaresi sorumluluğunu üstlenen iktidarın en önemli meşruiyet kaynağıdır. Şayet bir ülkede halk ister hükümet, ister şehir düzeyinde olsun, kendini yönetecek isimleri ve kadroları özgürce belirleyemiyorsa, orada demokrasiden söz edilemez. Geçmişte ülkemizde, “açık oy gizli sayım” yöntemiyle, demokrasiyle uyuşmayan seçimler elbette yapılmıştır. Ama bu seçimleri, ne milletimiz, ne de tarih, milli iradenin tecelli vesilesi olarak görmemiştir, kaydetmemiştir. Demokrat Parti’nin, rahmetli Başbakan Menderes’in liderliğinde hükümete geldiği 1950 tarihi, ülkemizde gerçek anlamda demokrasinin işlemeye başladığı tarihtir.

Bugün 28’inci dönemiyle faaliyet gösteren Türkiye Büyük Millet Meclis’imizin 20 dönemi, çok partili hayata geçildikten sonra seçimlerle oluşmuştur. Daha önce ya darbe Anayasalarıyla işaret edilen ya da Meclis tarafından seçilen Cumhurbaşkanı, ilk defa 2014 yılında doğrudan halkın oyuyla belirlenmiştir. Türkiye’nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtiği 2018 yılında ve 2023’ün Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanı ve Meclis seçimleri, ülke tarihimizin önemli dönüm noktaları arasındaki yerini almıştır.

Yerel seçimlerin de bu tabloya benzer bir seyir izlediğini görüyoruz. Çok partili hayata geçildikten sonra ilk defa 1950 yılında yapılan mahalli idareler seçimleri, bugüne kadar 15 defa tekrarlanmıştır. İnşallah, çok partili dönemin 16’ncı belediye başkanlığı seçimini, 31 Mart’ta, yine bir demokrasi şöleni şeklinde gerçekleştireceğiz. Yaşadığımız darbelere ve çeşitli yöntemlerle demokrasiyi askıya alma gayretlerine rağmen, milletimiz her badirenin ardından milli irade bayrağını yeniden yükseltmiştir.

AK Parti’nin iktidara gelmesi, 28 Şubat post-modern darbesinin ve sonrasında yaşanan istikrarsızlık döneminin ardından, işte böyle bir milli irade şahlanışı olarak vuku bulmuştur. Geride bıraktığımız 21 yıl boyunca; Vesayetin türlü baskılarına… Terör örgütlerinin saldırılarına… Enva-i çeşit darbe girişimlerine… Emperyalistlerin nice sinsi oyunlarına rağmen… Milletimizin emanetini yere düşürmedik, milli irade bayrağını hep yukarıda tuttuk. Bu mücadelenin son örneğini 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde hep birlikte verdik. Allah’ın izniyle, 31 Mart’ta bu imtihandan bir kez daha alnımızın akıyla çıkacağımıza inanıyoruz. Türkiye Yüzyılının bu ilk seçiminde mesele sadece mümkün olan en çok belediye başkanlığını kazanmak değildir. Bununla birlikte 31 Mart’ta elde edeceğimiz netice, ülkemizi dünyada hak ettiği yere yükseltme hedefimize doğru yürüyüşümüzde bize güç verecektir, kuvvet verecektir, destek verecektir.

Büyük hayallere kavuşmak için iyi hazırlıklar yapmak, samimiyetle ve azimle çok çalışmak gerekir. Biz, ülkeye ve millete hizmet yolculuğumuza 30 yıl önce belediyelerde başlamış bir kadroyuz, böyle bir hareketiz. “Halka hizmet Hakka hizmettir” düsturuyla önce şehirlerimizdeki başarılarımızla milletimizin gönlüne girdik. İktidara geldikten sonra da aynı hissiyatla vatan topraklarının her karışını yatırımla, eserle, hizmetle buluşturduk. Ülkenin sadece altyapı eksiklerini gidermekle, asırlık ihmallerini telafi etmekle kalmadık. Önce 2023 hedeflerimizle, ardından Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla ülkenin geleceğini inşa ettik.

Evlatlarımıza büyük, güçlü, müreffeh, itibarlı bir Türkiye bırakma hedefimize çelme takması için kimsenin eline malzeme vermemeliyiz. Sizlerin de gördüğü gibi, içeride ve dışarıda, Türkiye’nin tökezlemesini, siyasi ve ekonomik olarak yeniden eski zayıf günlerine dönmesini bekleyen bir güruh var. Her ne kadar oklar bize çevrilmiş olsa da, asıl hedef Türkiye’dir, asıl hedef tarihi ve inançlarıyla milletimizin bizatihi kendisidir.

Şehirlerimizi Türkiye Yüzyılına hazırlayacak adımları atmakla, bu sinsi niyetleri de boşa çıkarmış olacağız. Bunun için sözümüzü muhaliflerimize, rakiplerimize, yarıştığımız parti ve adaylara değil doğrudan milletimize söylüyoruz. Bunun için vizyonumuzu, kendi belediyelerimizle birlikte ülkemizin tüm şehirlerini kucaklayacak şekilde hazırlıyoruz. Bunun için, kısır hesaplarla uğraşanların aksine ufkumuzu olabildiğince hem geniş, hem derin tutmaya çalışıyoruz. “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” diyerek ifade ettiğimiz Türkiye’yi ayakta tutan temel değerleri, bireysel hırsları için baltalamaya çalışanlara geçit vermeme kararlılığıyla hareket ediyoruz. 

Şehirlerimizi algı belediyeciliğinden kurtarıp, gerçek belediyecilikle tanıştırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bugün burada size, 14 Mayıs seçim beyannamemizi kamuoyuyla paylaşırken işaret ettiğim çalışma tarzını tekrar hatırlatmak istiyorum. Seçim günü olan 31 Mart’a kadar; Gelmeyene gideceğiz. Küskünü barıştıracağız. Sevmeyeni sevdireceğiz. Her eve, her işyerine gireceğiz. Kalbini kazanmadık kimse bırakmayacağız. Kararsızları ikna edeceğiz. Zaten gönlünde olduklarımızı ihmal etmeyeceğiz. Hiç kimseyi atlamadan teker teker herkese dokunacağız. Siyasetin sokakta yapıldığını unutmayacağız. Seçimin sandıkta kazanıldığını bileceğiz. Her seçimin önemli olduğunu, Türkiye Yüzyılının ilk seçimi 31 Mart’ın da çok önemli olduğunu aklımızdan asla çıkarmayacağız.

Sizlerden, seçim gününe kadar geçecek her anı değerlendirmenizi, seçim günü sandığı da namusumuz olarak görerek sahiplenmenizi istiyorum. Şimdi buradan öyle bir ses verin ki, ülkemizin her köşesinde, 7’sinden 77’sine duymayan kalmasın: Hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı Şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı Şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirlerimizi gerçek belediyecilikle taçlandırıyor muyuz? Bunun için; Şeçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Seçim akşamı Türkiye haritasını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Seçimi güven ve istikrar iklimini tesis ve tahkimin vesilesi haline getirmeye var mıyız? Kendimiz ve evlatlarımız için huzurlu, mutlu, müreffeh bir geleceğin kapılarını beraberce açmaya var mıyız? Büyük ve güçlü Türkiye vizyonumuza sıkı sıkıya sahip çıkmaya var mıyız? Rabbim hepinizden razı olsun. Sizlerin bu sevgisi, coşkusu, vefası bizimle olduğu müddetçe, Allah’ın izniyle kimse hedeflerimize ulaşmamızı engelleyemez.

AK Parti olarak mahalli seçimlerdeki ilk sınavımızı, “AK Eller AK İller, Yerel Kalkınma Başlıyor” diyerek 2004’te vermiştik. Ardından 2009’da “Her Şey Türkiye İçin, İşimiz Hizmet Gücümüz Millet” sloganıyla tekrar şehirlerimizin hizmetine talip olmuştuk. Siyasi ve sosyal kaos denemelerinin zirveye ulaştığı 2014 yılında, “Daima Millet Daima Hizmet, Millet Eğilmez Türkiye Yenilmez” mesajıyla vatandaşlarımızın huzuruna çıkmıştık. Son mahalli seçimlerin yapıldığı 2019 yılında “Memleket İşi Gönül İşi” heyecanıyla sandığa koşmuştuk. Ülkemiz için yine önemli bir dönemde gerçekleştireceğimiz 31 Mart 2024 seçimlerine ise “Gerçek Belediyecilik; Hazırız Kararlıyız” diyerek gidiyoruz. Biliyorsunuz, 29 Ekim 2023 tarihi itibariyle Cumhuriyetimizin ilk asrını bitirip, Türkiye Yüzyılı dediğimiz ikinci asrına girdik. Türkiye Yüzyılı, siyasetten ekonomiye, diplomasiden güvenliğe hayatımızın her alanı gibi şehirlerimizi de kapsıyor. Bunun için “Türkiye Şehirleri İçin Hazırız, Kararlıyız” diyoruz, “Her Anında, Hep Yanında” diyoruz.

Bunun için seçim beyannamemizin başlığını, “Türkiye Yüzyılı Şehirleri İçin Gerçek Belediyecilik” olarak belirledik. Beyannamemiz, 8 bölümden oluşuyor. Birinci bölüm, “AK Parti’nin yerel yönetim vizyonu”… İkinci bölüm, “katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirlik”… Üçüncü bölüm, “dirençli şehirler”… Dördüncü bölüm, “Türkiye Yüzyılında şehir ve çevre”… Beşinci bölüm, “toplumsal refah öncelikli şehir ekonomileri”… Altıncı bölüm, “duyarlı ve kapsayıcı sosyal belediyecilik”… Yedinci bölüm, “kültür üreten şehirler”… Sekizinci bölüm de, “hizmet ve eser belediyeciliği” başlıklarını taşıyor.

Her bir ana başlığın altında, o alana ilişkin yaklaşımlarımızı ve tüm belediyelerimizin uygulayabileceği program çerçevelerimizi içeren alt başlıklar yer alıyor. Bu beyanname, hem AK Parti’nin artık bir markaya dönüşen belediyecilik birikiminin bir özeti, hem de milletimize yeni dönem için verdiğimiz sözlerin bir belgesi mahiyetindedir. AK Parti, her alanda olduğu gibi, belediyecilikte de kendi kendiyle yarışmaktadır. Bu konuda, AK Parti’nin, bırakın önüne geçmeyi, bizimle aynı seviyeye gelebilecek bir yerel yönetim vizyonu ve uygulamasını henüz göremedik.

Bir önceki seçimde belediye yönetimlerini bizden devralanların, şehirlerimize 5 yıl kaybettirme dışında, hiçbir katkılarının olmadığını milletimiz yaşayarak gördü. İşte bu sebeple seçim kampanyamızın merkezine “Gerçek Belediyecilik” sözümüzü yerleştirdik. Amacımız, şehirlerimizi ve oralarda yaşayan insanlarımızı bu hizmetsizlik girdabından, bu şov ve ajans belediyeciliği illüzyonundan kurtarmaktır. Eser ortaya koyamamanın, halka hizmet getirememenin hiçbir bahanesi olamaz. Siz bakmayın birilerinin “engellendik” edebiyatı yapmalarına… Bunların tamamı safsatadan, sorumluluktan kaçmaktan ibarettir.

Bakanlıklarımız ve kurumlarımız defalarca, belediyelere kamudan aktarılan kaynaktan bu belediyelerin aldıkları payı açıkladılar. Diğer belediyelere ne veriliyorsa, hangi kritere göre tahsisat yapılıyorsa, bunlar için de aynısı geçerlidir. Ne bir eksik, ne bir fazlasıyla, her belediye kamu kaynaklarından adil bir şekilde yararlanmaktadır. Başarılı bir idarecinin en önemli özelliği, bütçe yönetimini, insan kaynağı yönetimini ve para yönetimini doğru şekilde yapabilmesidir. Bunların tek derdi, kendi beceriksizliklerini örtmek, uhdelerine verilen kaynağı başka amaçlar için kullandıkları gerçeğini gözlerden kaçırmaktır. Türkiye’nin son 30 yılında mahalli idarelerde sahip olduğumuz tecrübenin bize işaret ettiği hakikat bunu gösteriyor.

Tabii biz hükümet çalışmalarını yürütürken, kimsenin siyasi kimliğine bakmıyoruz. Bakanlıklarımız ve kurumlarımız şehirlerimizle ilgili projeleri planlar ve hayata geçirirken, sandık sonuçlarına veya belediye başkanının partisine göre hareket etmiyor. Bizim odaklandığımız tek yer, ülkemizin ve şehirlerimizin ihtiyacı, milletimizin beklentisidir. Nitekim, daha dün İstanbul’da açılışını yaptığımız, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızca inşa edilen metro hattı, bu anlayışın en son ve somut örneğidir. Aynı şekilde İzmir’de açtığımız Şehir Hastanesi bir başka örnektir.

Türkiye’nin 81 vilayetinin her biri, demokrasi ve kalkınma atılımlarımızdan, yatırımlarımızdan, projelerimizden, icraatlarımızdan ihtiyacı olan payı almıştır, almayı sürdürmektedir. Bu gerçekler ortada olmasına rağmen, gözü ve gönlü şehrine hizmet etmek yerine başka yerlere dönük olanlara ne söyleseniz nafile… Şehirlerimiz, hizmetini göremediği bu insanların sadece gölgesine bakmaktan, sadece afişlerini seyretmekten, sadece propagandasına maruz kalmaktan bıktı, usandı, yıldı… İnşallah 31 Mart’ta bu gölgeler şehirlerimizin üzerinden çekilecek ve insanlarımız gerçek belediyeciliğin, gönül belediyeciliğinin üretkenliğine kavuşacaktır. Bunun için biz, her yerde ve her alanda, eser ve hizmet siyasetiyle, ülkemizi kalkındırmanın, büyütmenin, güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz. Gerisi lafı güzaftır.

Kendi belediye başkanlarımızdan ve adaylarımızdan isteğimiz, milletten aldıkları emaneti layıkıyla taşıyacak “Şehremini” kimliklerinden asla taviz vermeden, gece gündüz çalışmalarıdır. Biz hiçbir zaman, sadece seçimden seçime vatandaşımızı hatırlayan, seçimden seçime insanımızın kapısına giden bir kadro olmadık, olmayacağız. Biz hiçbir zaman vatandaşımızı aldatmaya kalkmadık. Seçim dönemlerinde verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her projemizi hayata geçirdik. Herhangi bir sebeple gereğini ifa edemediğimiz veya geciktirdiğimiz vaatlerimizin hesabını da milletimize açık yüreklilikle verdik. Belediye başkanlarımıza, temel belediyecilik faaliyetlerini bihakkın yerine getirme yanında, hemşehrilerinin her bir ferdine günün 24 saati, yılın 365 günü kapılarının ve gönüllerinin açık olması gerektiğini hep söylüyoruz.

Aynı hareket tarzını, teşkilat mensuplarımıza, milletvekillerimize, bürokraside birlikte çalıştığımız arkadaşlarımıza da telkin ediyoruz. Böyle bir yaklaşımla ülkeye ve millete hizmet edenlerin, ne şehirlerimiz, ne insanlarımız arasında ayrımcılık, hele hele siyasi bağnazlık yapması asla düşünülemez. Bu sebeple, daha önceki 2023 hedeflerimiz gibi, bugünkü Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu da ülkemizin ortak değeri, halkımızın ortak hayali olarak görüyoruz. Ülkemiz ve milletimiz için iyi olan, güzel olan, hayırlı olan her şeyin başımızın üzerinde, kalbimizin en mutena köşesinde yeri vardır. Ürettiğimiz, hayata geçirdiğimiz, ülkeye kazandırdığımız iyi, güzel, hayırlı olan her şeyin sahibi milletimizdir. “Türkiye Yüzyılı Şehirleri İçin Gerçek Belediyecilik” programımızı da, ülkemizde yaşayan her bir ferdin ortak değeri olarak milletimize armağan ediyoruz. Seçim beyannamemizin üzerine bina edildiği vizyonumuz, 30 yıllık belediyecilik birikimimizin ve ülkemizi siyasi, ekonomik, askeri gücüyle ulaştığı küresel güç seviyesinin mahsulüdür.

Detayları basılı beyanname kitabımızda yer alan vizyonumuzun bazı temel ilkelerini, burada kısaca hatırlatmak istiyorum. AK Parti olarak, demokrasinin ve kalkınmanın yerelden başladığına inanıyoruz. Reformlar yoluyla yerel yönetimlerin idari ve mali kapasitelerini güçlendirerek, bu yolu hep açık tuttuk. İnsan öncelikli, hizmet odaklı anlayışı tahkim ederek, milletimizi hayalleriyle buluşturduk. Şehirlerin, çarpık kentleşmeden altyapıya, ulaşımdan imara kadar birikmiş sorunlarını çözüme kavuştururken, bunu sadece bir başlangıç olarak gördük.

Eser ve hizmet siyasetimizin standartlarını, ülkenin artan gücü ve milletin artan hayat seviyesine uygun şekilde sürekli yükselttik. Altyapı ve üstyapı projelerini şehirlere kazandırırken, bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını dikkate aldık. Kent estetiğini önceleyen, şehirlerin özgün mimarisini ve kimliğini koruyan projelere, yatırımlara, planlamalara öncelik tanıdık. Şehirlerin tarihi mirasını muhafaza ederek geleneği geleceğe taşımaya önem verdik. Katılımcılığı, kapsayıcılığı, şeffaflığı ve hesap verilebilirliği güçlendiren her adımı destekledik. Gönül belediyeciliğiyle, mahalli idarelerde yeni bir hizmet standardı oluşturduk. İnsanların dertleriyle dertlenen, sosyal belediyecilikte yenilikçi uygulamalara imza atan ve toplumun tüm kesimlerine dokunan bir anlayışı hakim kıldık. Değer üreten projelerle, kültür belediyeciliğinde örnek uygulamalar ortaya koyduk. Tüm bu adımlarla “AK Parti Belediyeciliği”ni markalaştırırken, sürekli kendi kendimizle yarıştık.

Şimdi, bu ilkeleri tamamlayıcı nitelikte yepyeni bir vizyonla milletimizin huzurundayız. Uzun yıllara sari belediyecilik tecrübemize ve birikimimize dayalı yenilikçi yaklaşımları, “Türkiye Yüzyılı Şehirleri”yle taçlandırmak istiyoruz. Bu doğrultuda yeni dönemde yerel yönetimlerdeki önceliklerimizi şunlar oluşturacaktır: Afetlere dayanıklı, dirençli ve sağlam yerleşim yerleri kuracağız. Şehirlerimizi iklim değişikliğine uyumlu hale getireceğiz. Akıllı uygulamalara ve yeni nesil dijital teknolojilere uyumlu altyapılar tesis edeceğiz. Yerel kalkınma odaklı, ekonomisi değer üreten yerel yönetim anlayışını güçlendireceğiz.

Gençler, çocuklar, yaşlılar, engelliler, kadınlar ve tüm toplumsal kesimlere karşı duyarlı, kapsayıcılığı yüksek sosyal belediyecilik hizmetlerini geliştireceğiz. Güçlü aile-güçlü toplum anlayışıyla hareket eden yerel yönetimleri destekleyeceğiz. Kültür ve medeniyet tasavvuruna sahip çıkan, bu değerleri koruyup gelecek kuşaklara taşıyan projeler yürüteceğiz. Çevreye ve doğal hayata karşı hassas, yeşil kalkınma politikasını benimsemiş, sıfır atık modelini uygulayan, sürdürülebilir belediye yönetimlerinin yanında olacağız. Evlatlarımıza havası, suyu, toprağı ve çevresi temiz şehirler bırakacağız. Ülkemizi mimarisi estetik, tarihi ve kültürel varlıkları korunmuş, huzurlu, güvenli kentlerle donatacağız.

Kırsaldaki hayat standartlarını yükselterek, insanların doğup büyüdükleri yerlerde kalmalarını teşvik edeceğiz. Etkin, verimli, adil, şeffaf ve sorumlu belediye yönetimi anlayışımızdan taviz vermeyeceğiz. Katılımcılığa, kaliteli hizmet üretimine ve vatandaş memnuniyetine odaklanan yönetimlerle belediyelerimizi geleceğe hazırlayacağız. Vizyonumuzun özünü oluşturan “Gerçek Belediyecilik” sözümüzü şu 13 temel başlık üzerine bina ediyoruz: Üretken, adil, erişilebilir, vizyoner, şefkatli, sürdürülebilir, yenilikçi, kalkınmacı, çağdaş, güçlü, kapsayıcı, dinamik, vatansever belediyecilik.

İşte bu ilkelere dayanan Gerçek Belediyecilik uygulamalarının ülkemize yapacağı katkıları şöyle sıralayabiliriz:

Gerçek Belediyecilik; Üretken, dinamik, çağdaş ve akılcı projelerle insanımızın günlük hayatını kolaylaştıracaktır. Adil, şeffaf ve sorumlu yönetim anlayışıyla tüm bireylere güven verecektir. Erişebilir olacak, herkesin taleplerini ve görüşlerini dikkate alacak, bunun için gereken iletişim ağlarını kuracaktır. Vizyoner projelerle geleceği öngörülebilir hale getirecektir. Şefkatiyle içindeki tüm canlılarıyla şehirlerimize sahip çıkarak değer katacaktır. Sürdürülebilir çözümlerle dünyaya ve insanlığa karşı sorumluluklarını bilerek hareket edecektir. Yenilikçi ve değişime açık adımlarla geniş bir dünya görüşünün temsilcisi olacaktır. Sürekli yeni kaynaklarla desteklediği kalkınmacı uygulamalarıyla şehrin potansiyelini harekete geçirecektir. Her işin temeli olan eğitimi, mesleki, kültürel, kişisel boyutlarıyla hayatın tüm alanlarına yayarak şehrini insanıyla bütünleştirecektir.

Kapsayıcı bir yaklaşımla, dezavantajlı kesimler başta olmak üzere herkesin hizmetlerden ve imkânlardan faydalanabilmesini sağlayacaktır. Gençlerin dinamizmini, kendileri ve şehirleri için en doğru şekilde kullanabilmesini temin edecektir. Değerlerini bilen, tanıyan, yaşayan ve yeni nesillere aktaran insanlardan oluşan şehirlerle geleceğine güvenle bakacaktır. Elbette gerçek belediyecilik tüm bunlar için, yerel yöneticilerin, çalışkanlıkları ve azimleriyle, vatandaşımızın her adımında, her anında, hep yanında olmasını sağlayacaktır. Esasen, her birinin altını onlarca, yüzlerce başlıkla donatabileceğimiz tüm bu ilkelerle, yaklaşımlarla, hedeflerle, adeta tuğla tuğla “Türkiye Yüzyılı Şehirleri”ni inşa edeceğiz.

AK Parti, genel ve yerel her seçimde açıkladığı büyük projeleriyle bilinen bir partidir. Dikkat ederseniz, son dönemdeki seçimlerde artık seçim vaatlerimizin merkezine büyük projeleri yerleştirmiyoruz. Bölgesel güç olmanın ötesinde, artık küresel ölçekte söz ve iddia sahibi ülke haline gelme yolunda ilerleyen Türkiye’nin her projesi zaten büyüktür. Bunun yanında, asırlık altyapı ihmallerini önemli ölçüde tamamlayan Türkiye; kendini, yeniden kurulma sancılarının yaşandığı dünyanın yeni yönetim ve ekonomi düzenine hazırlamaktadır. Yapay zekâdan uzay faaliyetlerine kadar yüksek teknoloji temelli çalışmaların önem kazandığı küresel sistemin önde gelen aktörleri arasında yer almanın mücadelesini veriyoruz. Çünkü biz, ülkemizin sadece bugününü kurmakla ve kurtarmakla değil, aynı zamanda geleceğini inşa etmekle de mesul olduğumuzu biliyoruz. Milletimiz bize Cumhurbaşkanlığında ve Meclis’te ülkeyi yönetme, belediyelerde şehirlerimize hizmet etme sorumluluğunu verirken, böyle bir misyonu üzerimize yüklüyor. Hayatımızın her döneminde olduğu gibi bugün de, milletimize layık olmak, onun beklentilerini hayata geçirmek için gece gündüz çalışmaktan şeref duyuyoruz.

Türkiye’yi dünyanın en büyük ülkeleri arasındaki hak ettiği yere çıkartma sözümüzün gerisinde işte böyle kapsamlı bir vizyon vardır. Adına Türkiye Yüzyılı dediğimiz bu vizyonun hedefleri, elbette atfettiğimiz anlamana uygun şekilde çok daha sofistikedir. Bu demek değil ki, yatırım, eser ve hizmet siyasetimizi ihmal edeceğiz. Asla… Ülkemizin, şehirlerimizin, insanımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak yatırımları yapmak rutin bir faaliyetimiz olarak hep sürecektir. Ancak, odağımızın merkezini çok daha ileriye taşıyarak yolumuza devam edeceğiz.

Dünyadaki çatışmaların önemli kısmının merkezi durumundaki bir bölgenin, güven ve istikrar abidesi ülkesi olarak yoluna devam etmek, öyle kolay değildir. Siyasetten ekonomiye her alanda çözmemiz gereken sorunlar, sıkıntılar, zorluklar mutlaka mevcuttur. Ülkemizi bugünkü gücüne, güvenlik ve refah seviyesine getiren yönetim olarak, mevcut sorunların çözüm adresi yine biziz. Dikkat edilirse, Cumhur İttifakı dışındaki partilerin ve siyasetçilerin böyle bir gündemleri zaten yoktur. Türkiye, günübirlik siyaset, günübirlik polemik, günübirlik çekişme üzerine kurulu gündemlerin bedelini, geri kalmışlık, ihmal edilmişlik, siyasi ve ekonomik vesayet olarak uzun yıllar boyunca ödemiştir.

Belediyelerde geçtiğimiz 30 yıl, iktidarda geçtiğimiz 21 yıl, bu kısır döngüyü kırarak ülkemize, Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımlarını yaşattığımız dönem olmuştur. Bugün de aynı gaye ve heyecanla yolumuza devam ediyoruz. Ama ülkemizde hala, eski Türkiye’nin hastalıklarını canlandırmak, ülkemizi yeniden kısırdöngüye hapsetmek isteyen bir zihniyet var. Bunlar, kimi ideolojik saiklerle, kimi farklı iç ve dış çıkar bağlantılarıyla, kimi tamamen kendi hırsları veya beceriksizlikleri sebebiyle, adeta ülkeyi paçalarından tutup aşağı doğru çekmeye çalışıyor. Siyasetin cilvesi olarak gördüğümüz kimi söylemler dışında, vaktimizi ve enerjimizi sadece hedeflerimize doğru yürümek için kullanıyoruz. Hırsı boyunu aşanlara diyoruz ki, hiç heveslenmeyin, size AK Parti’den ve Cumhur İttifakından ekmek çıkmaz. Yalan, iftira, çarpıtma ve algı oyunları üzerine bina ettikleri kirli kampanyalarla üzerimize gelenlere meydanı tabii ki terk etmiyoruz. Hakikat güneşinin karşısında eriyip gitmeyecek hiçbir yalan yoktur. Bu konuda muhatabımız doğrudan milletimizdir.

Her ne kadar bazıları görmek, duymak, anlamak istemese de, bizim siyaset anlayışımız ve yöntemimiz budur. İnsanımızın şöyle gönlünden kopup gelen bir “Allah razı olsun” duasına hiçbir şeyi değişmeyiz. Önümüzdeki seçimlere, adaylarımızla beraber işte bu şekilde hazırlanıyoruz. Bu duygularla seçim beyannamemizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. AK Parti ve Cumhur İttifakı adaylarımıza başarılar temenni ediyorum.'' dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.