Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “kamuda kurumların özel kanunları uyarınca çalıştırılan idari hizmet sözleşmeli personel, 4924 sayılı Kanuna göre çalıştırılan çakılı sözleşmeliler, 209 sayılı Kanuna göre çalıştırılan kamu dışı aile sağlığı personeli, 5393 sayılı Kanuna göre çalıştırılan sözleşmeli personel, 657 saylı Kanunun 4/B maddesi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personel, 4/C’den 4/B’ye geçen sözleşmeli personel ve 3+1 yıl zorunlu çalışmaya tabi sözleşmeli personel gibi mevzuatı, hakları ve yükümlülükleri farklı yüzbinlerce çalışan bulunmaktadır. Sağlık çalışanlarının, sözleşmeli öğretmenlerin ve din görevlilerinin zorunlu çalışma süreleri 4+2 yıldan 3+1’e indirilmiştir. 3+1 uygulaması her ne kadar ilgili çalışanlarımız açısından olumlu olsa da kamuda yeni bir adaletsizliğin de doğmasına neden olmuştur. Bir tarafta 4 yıl görev yaptıktan sonra bütün hakları ile kadroya geçecek personel bulunmaktayken aynı kurumda, aynı sınava tabi olan ve aynı görevi yapan ama çalışma hayatı boyunca kadroya geçemeyecek personel bulunmaktadır. Böyle bir uygulama adalet, hakkaniyet ve Anayasanın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesine de aykırıdır.
Türkiye Kamu-Sen olarak temel talebimiz ve mücadelemiz bütün güvencesiz sözleşmeli çalışanların kadroya geçirilmesidir. Amacımız, harflere ve rakamlara boğulmuş parçalı kamu istihdam yapısına son verilerek tüm çalışanların aile birliğinin sağlandığı, yeknesak, adil ve güvenceli bir istihdam politikasının belirlenmesidir.
4/C’den 4/B’ye geçen personelin haklarının da 4/B’li personelden farklı oluşu, özellikle bir tarafta emeklilik yaşı yükseltilir, milyonlarca çalışan yaş sınırı nedeniyle emeklilik hakkından faydalanırken diğer tarafta 4/C’den 4/B’ye geçen personelin resen emekliliğe sevk edilmeleri birbiriyle tezat oluşturan uygulamalardır.
Sözleşmeli personel istihdamı uygulamasındaki adaletsiz yaklaşımın Anayasamızın temel ilkelerine aykırı olduğu yolundaki gerekçelerle sözleşmeli personelin açtığı davalar mahkemelerde olumlu sonuçlanmakta, sözleşmeli personel mahkeme kararı ile kadroya atanma hakkı elde etmektedir. İdarenin de bu gerçekleri göz ardı etmeden yargı kararlarına işlerlik kazandırması ve sözleşmeli çalışanlarımızı dava açmak zorunda kalmaksızın bir an evvel kadrolu ve güvenceli statüye kavuşturması gerekmektedir.’’ dedi.