Özgürlük kelimesi geçince hemen aklımıza birçok özgürlük çeşitleri gelir. Din, basın, ifade, vicdan özgürlüğü gibi çok sayıda sıralanabilir. Fakat en önemli özgürlüğün “İçsel Özgürlük “ olduğunu hep unuturuz.
Birinin sizi engellemeden, sınırlar çizmeden, istediği, arzu ettiği her şeyi yapabilmesidir içsel özgürlük ...
Fakat hep sınırlar konulup duvarlar örülür özellikle kadın ve çocuklar için! Yaşama hakkı sadece kişinin kendisine aittir. Gezmesi, yürümesi, koşması, seçimlerine kendisinin karar vermesi gibi. Bazen ebeveynlerin tutumu çocuk üzerinde o kadar baskılıdır ki çocukluk dönemi boyunca hata yapmaktan hep korkar ve özgüvenli bir birey olamaz! Çünkü tutumları, davranışları, sözleri yanlış olan insanın yetiştirdiği çocuk ileride fonksiyonel olmayan davranış bozukluklarına neden olur. Buna ergenlik dönemini de eklersek yasak konan, yapılmasını istemediğiniz her davranış için daha fazla ilgi duymasına meyil vermiş oluruz. Düşünce ve ifade özgürlüğü olan bir ailede büyümek o çocuğun davranışlarına katkı sağlar. Kadınların içsel özgürlük gücünün yok oluğu bir dönemde yaşıyorsak bunun nedeni değişmeyen ve değiştirilmek istenmeyen kanunları ve yapılan haksızlıklardır! Fiziksel ve cinsel şiddet başta olma üzere; eğitim özgürlüğünün kısıtlanması, zorla evlendirme, töre cinayetleri ve daha birçok şey...
Bedeninin yalnızca kendisine ait olması içsel bir özgürlüktür. Bu bedene kız çocuklarının dahi sahip olamadığı bir özgürlük gibi. Çocuk tecavüzleri, Çocuk şiddetleri, mutsuz bir ailede büyüyen psikolojik şiddet gibi bu örnekleri çoğaltabiliriz. Toplumsal statüde cinsiyet kaynaklı eşitsizlik kadınları bu boyutta daha zayıf gösterilmesine neden oluyor. Bu denli önem taşıyan bir özgürlüğün sadece bedenen değil ruhen, kalben, bir kafeste hissedenlerin duygularını kendi kendine zarar vermeden kurtulması gerekiyor. “Kendimizi kabul edip, varlığımıza sevgi ve saygı duyduğumuzda o zaman gerçek anlamda benliğimizi güçlü kılar.” İçsel özgürlük rotanı kaybedip her yönü kendi kararlarınla deneyip yoldan çıkmadan dilediğin yolu içsel gücünle denemektir. Kimseye boyun eğmeden, hakimiyeti altına girmeyen, zincirini kırıp firar eden ruhlar mutluluğu seçenlerdir.
HZ. Ali’ nin dediği gibi “ Allah seni özgür yaratmışken, başkasının kölesi olma.”
Ayşenur Dürlü
Eğitimci - Yazar