KamuMeb
2024-10-28 01:07:58

Patagonya Cumhuriyetinde Okul İşletim Sistemi

İrfan ERTAV

28 Ekim 2024, 01:07

Masal gibi bir hayat diyeceğim de o da olmuyor. Masalların sonu çoğunlukla güzel bitiyor çünkü. Patagonya’da eğitim sistemi üzerine derin araştırmalar yapmış ve hatta canlı örnekleriyle bunu görmüş, yaşamış biri olarak oralardaki veli okul ilişkisi ve öğretmenlerin yaklaşımları üzerine küçük bir değerlendirme yapmak istedim. Bakıldığında bu ülkede yasal yönetsel metinler son derece iyi tanzim edilmiş. Hukuk sistemi başta olmak üzere ülkeyi dinamik tutacak eğitim, sağlık ve diğer bütün önemli kurumlara ait yasal ve yapısal metinler aktif olarak iş görmeye devam ediyor gibi görünüyor. Ancak zaman içinde bir yerlerde siyasi yapının güç kazanması sonucu arazlar çıkmaya başladığına şahitlik ettim. İşin özünde sistem olarak tüm çarklarıyla dönen yapı birilerinin “ben yapınca helal ve uygun ama benden olmayan yapınca haram ve uygun değil” anlayışına dönüşmüş. Ve böylece ülkeyi politik bir yapı ile yöneten, insanların birbirlerinden uzaklaşmalarına sebep olan, gruplaşmalarına ve taraf olmalarına dönüşen bir kısır yapıya bürünmüş. Hal böyle olunca da muktedir olmak adına her türlü entrikanın mubah kabul edildiği döneme girilmiş.

Güç ehil insanlarda iken adalet, liyakat, ehliyet, hukukun üstünlüğü ilkesi, hak, helal, haram kavramları kendi mecralarındaki doğru anlamları yaşatıyor. Ancak çıkar ve entrikanın dönmeye başladığı Patagonya’da bu güzel kavramlar ve toplumun yaşam felsefesi güzellikleri yozlaştırılıyor, bir grup azınlık tarafından yok sayılıyor. Hiç olmaması gereken yerde olanların, torpille tesis edilen üst yönetim anlayışının, alın ve akıl terinin hiçe sayıldığı bu dönemde eğitim kurumlarında iki taraf sürekli karşı karşıya getiriliyor. Bunlardan birincisi bütün sıkıntılı sürece rağmen yılmadan, usanmadan davasından vazgeçmeyen ve ülkesi adına elinden gelenin fazlasını yapmaya ant içmiş öğretmenler. Diğer ikinci grup ise politize edilmiş, her türlü ihtiyacının birileri aracılığı ile çözümünü sağlayacağını düşünen bir grup veli anlayışı. Kaldı ki bu bir grup veli samimiyetiyle ülkenin geleceğini inşa etmeye katkı sunan diğer çoğunluk velilere de haksızlık ediyor. Peki, bu azınlık grup bu kadar olumsuzluğa sebep olurken gücü nereden alıyor? Devletinin yasal yönetsel metinleri ile çözülmesi gereken hususları politize olmuş birkaç kişiyle çözeceğine inanıyor ve gücü de buradan alıyor. Çünkü bu ülkede mürekkep yalamış olmak, alın ve akıl teri tüketmiş olmak bilimin ışığında üretken olmak ve geleceğe yön verecek projelere imza atıyor almak pek bir anlamlı durmuyor. 

Patagonya’da bir okul düşünün… Devlet tarafından bütün ihtiyaçları karşılanmış olsun. İnsan kaynağı ve eğitim öğretim faaliyetleri için materyallerle donatılmış bu okulda birkaç savruk veli hayal edin şimdi de… Okulun kocaman bir bahçesinin olduğunu okul bahçesinin etrafını kuşatan yolların varlığını hatırlatayım yeri gelmişken. Bu arada bu yolların okul bahçesinden daha yüksek kodla yapıldığını ifade etmeliyim. Hal böyle olunca da şiddetli yağan yağmurlar neticesinde okulun bahçesinde biriken suyun ana kanalizasyon şebekesine aktarılmasını sağlayan bahçe içi kanalların koddan kaynaklı geç tahliye yaptığını ifade etmeliyim. Geç dedimse, yağmur durduktan on dakika sonra bahçenin o bölümünde biriken sudan eser kalmadığını da hatırlatmalıyım. Ayrıca bahçede bulunan içme suyu ile ilgili akarların da aynı kanala gittiğini gözlemleyelim. Çözümü var mıdır? Okul idareleri bahçe içine yaptırdıkları kanallar vasıtasıyla bahçenin öğrenciler için sağlıklı bir oyun alanına dönüşmesi adına tüm tedbirleri almış. Akarların önünde biriken taş, toprak, plastik şişeler v.b. gibi malzemeler her gün temizlenmiş. Geçenlerde gittiğim bu ülkede, iki okulun aynı bahçeyi kullandığını bunun da çeşitli sorunlara sebep olduğunu ifade etti okulun eğitim lideri. Yukarıda izahını yaptığım bahçeyle ilgili de dert yandı.

Anlattıklarını dinleyelim. Cumartesi Pazar günleri okulumuz tatil ve bu sebeple kapalı ancak mahallenin gençleri adına başka oyun, etkinlik alanı olmadığı için bütün gençler, çocuklar okulun bahçesinde toplanıyor. Maalesef sadece oynamıyor, cam şişelerini kırıp zemine atıyor, içtikleri su şişelerini, yedikleri yiyeceklerin kabuklarını ve tüm pisliklerini okulun bahçesine bırakıyor. Yıllardır okullarda verilen çevreye duyarlılık düşüncesi, evde anne baba tarafından destek görmeyince de pazartesi okula geldiğimiz zaman okulun bahçesini, affederseniz…………… götürüyor. Bir de okullarda çalışanlara yönelik tuhaf bir uygulama var. Temizlik yapacak kişiler haftanın üç günü çalıştırılıyor. Diğer kalan günler okul öğretmenleri ve okul idareleri başının çaresine bakmak zorunda kalıyor. Sınıfların temizliği, öğrenci ve öğretmenlerin tuvaletleri gibi gibi… Neyse uzatmayayım, hafta sonu bu su akarlarının yolunu, pimaş borularının ağızlarını eline geldiği her şeyle tıkayan çevre gençleri ve onlara uyan çocuklar bahçede yağan yağmurla su toplanmasına da sebep oluyor. Pazartesi sabahında yedinci sınıfa giden bir öğrencinin babası (boş gezenin boş kalfası evdeki hanımı çöplerden kâğıt toplayarak eve ekmek parası getirmeye çalışan bir gariban ile evli biri) koşa koşa o bölgenin en üst amirine gidiyor. Ve durumu şikâyet ediyor. Üst amir okula geleceğini söylemesi üzerine okulun etrafında pusuya yatıyor. İlgili yönetici okulun bahçesine gelince o şikâyet sahibi de bahçede bitiveriyor. Okul eğitim liderinden yüz bulamayan bu savruk kişi, ilgili üst yöneticiye dönerek, hadsizce “ sen benim dediğimi anladın mı?” diyebiliyor. Üst yönetici de burada gereken zaten yapılmış, gerekli tedbirler alınmış demesine rağmen o ısrarla başka politik kavramlar kullanmaya devam ediyor. Dedik ya yüz yok, astar da yok!

Bir başkası “sınıfındaki arkadaşlarının kendi çocuğunu dışladığını onunla oyun oynamadıklarını ve bu sebeple sınıfının değiştirilmesi gerektiğini haykırıyor. Hatta yetmiyor şu sınıfta bulunan ikiz kardeşinin yanına gönderilmesi talimatını(!) veriyor. Okul yönetimi gerekli ve sağlıklı bilgiyi paylaşınca da olumsuz görüş bildiriyor ve “ bakın ben söyledim yarın bu çocuk intihar ederse……………….” diyor.

Bir başkası Eylül ayının 09’unda okullar açılmış. Okullarda çalıştırılmak üzere görevlendirilen çalışanlar henüz görevlendirilmemiş buna rağmen okul idaresi gerekli tedbirleri alarak iki kişinin çalışmasını sağlamış ve temizliği yaptırmış. İki gün sonra üst idare tarafından ilk çalışan, ikinci çalışan ise 12 Eylül tarihi itibariyle göreve başlıyor. Ama okulun eğitim öğretim faaliyetlerine zerre katkısı olmamış, eline süpürge bile almamış bir bayan veli “ 11 Eylül günü okulda temizliği velilerin yaptığını, kendi anasının zamanında bile okullarda temizlik görevlilerinin olduğunu beyan ederek Patagonya Cumhuriyetinin başbakanına şikâyet ediyor. Öğretmenlerin kendisine gerekli ihtimamı göstermediğini de ekliyor. Uzatmayayım derdim çoktun hangisine yanayım, dedi eğitim lideri.

Patagonya Cumhuriyetinde eğitimin bu kadar yozlaştırılması için kapı aralayanların kimler olduğunu düşündüm. Ve bundan ne çıkarı olabilir bunu yapanların diye de muhakeme ettim. Bir anda gözümün önünde belirdi o ülkenin politikacılarının, okumuş insanlarla olan ilişkilerine yönelik geçmiş sözleri… Anladım ki cahillik çok masrafsız bir iş ve bunların yönetimi de idare ve sevkleri de kolay. 

Bu ülkede eğitim sisteminin tüm aksaklığına rağmen aydınlık yarınlar için hayatını adayan öğretmenlerin neler yaptığına baktım. Kendi okullarında bütün birimleri sevk ve idare eden, ihtiyaçları kendi cebinden karşılayan, yetemeyen öğrencilerine yetmeye çalışan, yeri gelince montunu, yeri gelince ekmeğini paylaşan o güzelim insanların öykülemi beni ziyadesiyle mutlu etti. Cephede ülkenin namusunu bekleyen askerlerin içeride kalem tutan, yönünü güneşe çevirmiş, hiçbir bireye eğitim zayiatı olarak bakmayan öğretmenleri var. İnanıyorum ki, Patagonya Cumhuriyetinde de “düşünen, akleden, muhakeme yapan ve nihayetinde insanlığa ışığın huzmesini gösteren bu güzel insanlar er ya da geç toplumu aydınlık yarınlara taşıyacaktır. Umut var, dedim.Ve sonrasında da şükrettim Yüce Yaradan’ıma. Ve dedim ki “ Allah’tan bizim ülkemizde böyle bir şey yok varsa da minnacık”. 

Saygılarımla 

İrfan ERTAV

Yazar 

İnstagram: @yazar.irfan_ertav

Facebook: Uzman Muallim

G-mail: irfanertav@gmail.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.