Yetişkin insanların bile dert ettiği şeylerin birbirinden nasıl farklılaştığını bir düşünün ve dert ettiğiniz bir konuda biri size “boşver üzülme, çok abartıyosun, ne var bunda kızacak, sinirlenecek” dediğinde nasıl hissettiğinizi..Böyle durumlarda birçoğumuz daha çok üzülüyoruz, daha çok sinirleniyoruz değil mi? İşte çocuklar için de aynı durum söz konusu. Çünkü anlaşılmak istiyoruz, anlaşılmak bizim için önemli.
Duyguların doğrusu yanlışı, mantıklısı mantıksızı, gereksizi yok aslında. Hepsinin kişinin hikayesinde bir anlamı ve mesajı var. Ve artık çok iyi biliyoruz ki bastırılan duygular yok olmuyor, daha da güçlenerek, belki farklı şekillerde geri geliyor.
Çocuğunuzun ağladığı, üzüldüğü, öfkelendiği durumlar bazen size gerçekten çok saçma görünebilir.
Sebebini her zaman anlayamasak bile veya bize makul gelmese bile, eleştirmek yerine o andaki duygusunun gerçek ve geçerli olduğunu kabul edebiliriz.
Büyüdüğümüz evde duygularımız kendine alan bulamadıysa, kabul görmediyse, zor anlarda dikkatimiz dağıtıldıysa, duyguları hissetmemize veya dışa vurmamıza izin verilmediyse elbette bu kabulü bugün çocuğumuza vermek zor olabilir, ama mümkün. Tabii ki en başta kendi duygularımızı tanıyarak, kendi duygularımıza izin vermeyi öğrenerek.
Nilüfer KABALI BULUT
Eğitimci - Yazar